Türkiye’nin dört bir yanından 500’e yakın muhasebeci ve mali müşavirin katıldığı 23. Anadolu Odaları Platform’undan 25 maddelik sonuç bildirgesi açıklandı.
HABER MERKEZİ
Muhasebeci ve mali müşavirler, ücretlerin yapı denetim firmalarında olduğu gibi banka aracılığıyla ödenmesini istedi. Ücrette yapılacak düzenlemenin mesleğin kıymet ve saygınlığını artıracağı belirtilen açıklamada, ayrıca “Özellikle meslek mensuplarımızın sorumluluğu meslek yasasında düzenlenmeli ve sorumluluk iyice açıklanan mesleki hata, mesleki suç tanımının üzerine oturtulmalıdır” denildi.
Hafta sonu 23. Anadolu Odaları Platform’u toplantısı Erzurum’da yapıldı. Palandöken Kayak Merkezi’nde bir otelde düzenlenen platforma Türkiye’nin dört bir yanından muhasebeci ve mali müşavirler katıldı. Erzurum SMMMO Başkanı Orhan Akgüloğlu’nun ev sahipliğini yaptığı toplantıda, meslek sorunları ve çözüm önerileri ele alındı.
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Semi Okumuş, Erzurum Vergi Dairesi Başkanı Ergün Aslan, Vergi Denetim Kurulu Başkanı Ömer Yıldız, kurum idarecileri, Bölge SMMM Odaları Başkanları ve meslek mensupları ile 500’e yakın davetli katıldı.
Erzurum SMMMO Başkanı Orhan Akgüloğlu, toplantıların verimli geçtiğini söyledi. Meslek sorunlarının bütün yönleriyle ele alındığını belirten Akgüloğlu, konuyla ilgili olarak 25 maddelik bir sonuç bildirgesi hazırlandığını ifade etti.
Sonuç bildirgesi
Erzurum’da geniş katılımla yapılan Anadolu Odaları Platformu toplantısından 25 maddelik bir sonuç bildirgesi çıktı. Toplantı sonunda da açıklanan bildirgede öncelikle seçimlerle ilgili yasal düzenleme yapılması istendi. Açıklamada, “Yasal düzenlemenin doğal sonucu olarak başkan Yeminli Mali müşavirler arasından seçilmekte ve yönetim fonksiyonu da bunlar tarafından yerine getirilmektedir. Seçimler demokratik yönetimlerin vazgeçilmez ilkeleri arasında yer almaktadır. Ancak demokrasilerin gene vazgeçilmez başka bir unsuru da çoğunluğun, çok oy alanın, yönetimi biçimlendirmesidir. Bizim meslek yasamız sadece Anayasanın onuncu maddesine aykırı olmakla kalmayıp tam anlamı ile azınlığın çoğunluğu yönetmesi şeklinde demokrasi ile taban tabana zıt bir sonuç doğurmaktadır. Bu nedenle Yasadaki antidemokratik olan bu hükümlerin kaldırılmasını istiyoruz” denildi.
Vergi gelirlerine en büyük katkı sağlayan meslek mensuplarının her geçen gün angarya sayılabilecek iş yükleri eklendiğine dikkat çekilen bildiride “Biz hizmet verdiğimiz müşterilerimizden peşin tahsilât yapamamamıza rağmen tahsil etmediğimiz katma değer vergisini ödemek zorunda kalmaktayız. Bunun çözümü katma değer vergisinde oranın yüzde 8'e çekilmesi veya tevkifat müessesinin uygulanması yerinde olacağı kanaatindeyiz.
Kesilen bu haksız ve adaletsiz olan bu cezanın kaldırılması sadece bizleri değil sayıları iki buçuk milyonu geçen gelir ve kurumlar vergisi mükellefini de rahatlatacaktır” ifadesinde bulunuldu.
Toplantı sonrası kamuoyuna açıklanan sonuç bildirgesinde şu talepler yer aldı:
Bir çoğu Devlet kurumları arasında, birbirlerinden alabilecekleri bilgilerden oluşmaktadır. Örneğin Tuik istatistik formları, istenen bilgilerin tamamı Maliye bakanlığına ve SGK na verilen bildirimlerde mevcuttur. Bu bildirimlerin kaldırılması bizleri gereksiz iş yükünden kurtaracaktır. Ayrıca vermiş olduğumuz beyannamelerden KDV 1, KDV 2, Muhtasar, Damga Vergisi, SGK bildirgesi tek beyanname haline getirilmesi bizim işimizi biraz daha rahatlatacaktır.
Meslek saygınlığı uyarısı
Bizim yapmış olduğumuz hizmetin karşılığını müşterilerimiz anlayamamaktadır. Çünkü bizi kendilerine Vergi, SSK v.b. ödemeler çıkartan bir müessese olarak görmektedirler. Bu sebepten dolayı müşterimizle devlet arasında kalmaktayız.Bu nedenle bizim ücretlerimizin tahsilatında Yapı Denetim Firmalarında uygulanan sistemin uygulanması veya banka aracılığı ile ödeme şartı getirilmesi mesleğin kıymet ve saygınlığını artıracaktır.
Ülkemizdeki en son vergi istatistiklerine göre en çok vergi ödeyen mükellef grupları içerisinde ithalat-ihracatçılar, doktorlar ve eczacılardan sonra dördüncü sırada Mali Müşavirler gelmektedir.
2016 yılında bağımsız denetime tabi olacak şirketler için KGK tarafından yayınlanan kıstasların AB uygulamalarına uyumu sağlanmalıdır. Meslek camiası olarak bizim önerimiz, aktif toplam 12 milyon TL, yıllık net satış hasılatı 24 milyon TL, çalışan sayısı 50 ve üzeri olan şirketler denetime tabi tutulmalıdır.
Ayrıca, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanması gereken ‘Anonim Şirketler ile Tarım Satış Kooperatifleri ve Üst Kuruluşlarının Denetlenmesine Dair Yönetmelik’ bir an önce yayınlanmalıdır.
Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile diğer kurumlarca son yıllarda istenen bilgi, beyan ve formların sayısı oldukça artmıştır. Devlet bizden ne kadar bilgi ve belge isterse mesleğe talep, güven ve kıymet artacaktır bunun bilincindeyiz. Ancak bu bedelsiz kalmamalı ve artan is yükü külfet olmaktan çıkarılmalı ve mutlaka ekonomik karşılığını bulmalıdır.
Vergi incelemelerinde tebligat usul ve esasları da bir kenara bırakılarak telefonla bilgi, belge ve kayıt istenmesinden, vergi inceleme elemanlarının kendilerine sunulan defter ve belgelerle ilgili olarak meslek mensuplarını yardımcı gibi çalıştırmaktan vazgeçmesi gerekmektedir. Bu noktadaki önerimiz, Maliye Bakanlığı’nın yakında TBMM'ne gelmesi beklenen vergi kanunları değişikliklerinde bu temel noktaları ele almaları ve böylelikle adına 'vergi hizmetleri bildirimler bürokrasisi' diyebileceğimiz bu sistemi yenilemeleridir.
Son zamanlarda vergi incelemelerinde gerekli özen gösterilmeden, meslek mensuplarına sorumluluk yükleme konusunda oldukça cömert davranılmaktadır. Bu konuda daha hassas davranılmalıdır. İnceleme kriterleri çok net belirlenmelidir.
Özellikle meslek mensuplarımızın sorumluluğu meslek yasasında düzenlenmeli ve sorumluluk iyice açıklanan mesleki hata, mesleki suç tanımının üzerine oturtulmalıdır.
Dördüncü Dönem Geçici Vergi beyannamesi kaldırılmalıdır.
e-Beyanname şifresi yalnızca meslek mensuplarına verilmelidir.
Uzlaşma Komisyonlarında Odalarımızın görevlendireceği meslek mensubu bulundurulmalıdır.
Damga Vergisi çağdaş bir vergi olmaktan uzaklaşmış olup, meslek mensuplarının sözleşme yaparak çalışmalarını teşvik etmek amacıyla meslekihizmet sözleşmeleri damga vergisinden istisna edilmelidir.
Mesleki faaliyette KDV'yi doğuran olay tahsilâta bağlanmalıdır.
Serbest meslek yıpranma indirimi (beyin amortismanı) getirilmelidir.
Stajyerlerimiz için sosyal güvenlik primi ve vergi muafiyeti sağlanmalıdır.
Bilgisayar ve yazılım giderleri 2 yıl içinde amorti edilmelidir.
Serbest meslek giderleri genişletilerek yeniden düzenlenmelidir.
Meslek mensupları sözleşme imzaladığı mükelleflerinin kanuni defter bilgilerini her yıl Noterler Birliği’nin sistemine girdiğinden ayrıca bu bilgilerin bir kez daha “İnternet Vergi Dairesi” sistemine girilmesi ciddi bir iş gücü kaybına neden olmaktadır. Bu bilgilerin Türkiye Noterler Birliği’nin sisteminden alınması gerekmektedir.
Kurumlar arası işbirliğine gidilerek devlet kurumları tarafından mükerrer bilgiler istenmemeli, TÜİK, SGK, Ticaret Sicili ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve diğer kurumlar ile GİB arasında işbirliği etkin olarak sağlanmalıdır. Ayrıca 4/b kapsamında olan sigortalılar için de aylık 100 TL prim indirimi düzenlemesi yapılmalıdır.
Mesleğe giriş, staja başlama sınavını kazandıktan sonra üç yıllık staj sonunda yapılan ağır sınavlar sonucunda sağlanabilmektedir. Meslektaşlarımız iş yerlerinde stajyerleri istihdam ederek ekonomiye sundukları katkının yanında bir eğitim kurumu gibi donanımlı eleman yetiştirmektedirler.
Ancak üç yıllık süre zarfında başta maaşları olmak üzere sosyal güvenlik primleri meslektaşlarımız tarafından ödenmektedir. Buda stajyer meslektaşlarımızın iş bulmalarında çok büyük bir engeldir. Bu nedenle Stajyerlerin bu süredeki istihdamları nedeniyle oluşan mali külfetin bir kısmını teşvik kapsamında değerlendirilerek devlet tarafından karşılanmasının yerinde olacağını düşünmekteyiz.”
HABER MERKEZİ
Muhasebeci ve mali müşavirler, ücretlerin yapı denetim firmalarında olduğu gibi banka aracılığıyla ödenmesini istedi. Ücrette yapılacak düzenlemenin mesleğin kıymet ve saygınlığını artıracağı belirtilen açıklamada, ayrıca “Özellikle meslek mensuplarımızın sorumluluğu meslek yasasında düzenlenmeli ve sorumluluk iyice açıklanan mesleki hata, mesleki suç tanımının üzerine oturtulmalıdır” denildi.
Hafta sonu 23. Anadolu Odaları Platform’u toplantısı Erzurum’da yapıldı. Palandöken Kayak Merkezi’nde bir otelde düzenlenen platforma Türkiye’nin dört bir yanından muhasebeci ve mali müşavirler katıldı. Erzurum SMMMO Başkanı Orhan Akgüloğlu’nun ev sahipliğini yaptığı toplantıda, meslek sorunları ve çözüm önerileri ele alındı.
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Semi Okumuş, Erzurum Vergi Dairesi Başkanı Ergün Aslan, Vergi Denetim Kurulu Başkanı Ömer Yıldız, kurum idarecileri, Bölge SMMM Odaları Başkanları ve meslek mensupları ile 500’e yakın davetli katıldı.
Erzurum SMMMO Başkanı Orhan Akgüloğlu, toplantıların verimli geçtiğini söyledi. Meslek sorunlarının bütün yönleriyle ele alındığını belirten Akgüloğlu, konuyla ilgili olarak 25 maddelik bir sonuç bildirgesi hazırlandığını ifade etti.
Sonuç bildirgesi
Erzurum’da geniş katılımla yapılan Anadolu Odaları Platformu toplantısından 25 maddelik bir sonuç bildirgesi çıktı. Toplantı sonunda da açıklanan bildirgede öncelikle seçimlerle ilgili yasal düzenleme yapılması istendi. Açıklamada, “Yasal düzenlemenin doğal sonucu olarak başkan Yeminli Mali müşavirler arasından seçilmekte ve yönetim fonksiyonu da bunlar tarafından yerine getirilmektedir. Seçimler demokratik yönetimlerin vazgeçilmez ilkeleri arasında yer almaktadır. Ancak demokrasilerin gene vazgeçilmez başka bir unsuru da çoğunluğun, çok oy alanın, yönetimi biçimlendirmesidir. Bizim meslek yasamız sadece Anayasanın onuncu maddesine aykırı olmakla kalmayıp tam anlamı ile azınlığın çoğunluğu yönetmesi şeklinde demokrasi ile taban tabana zıt bir sonuç doğurmaktadır. Bu nedenle Yasadaki antidemokratik olan bu hükümlerin kaldırılmasını istiyoruz” denildi.
Vergi gelirlerine en büyük katkı sağlayan meslek mensuplarının her geçen gün angarya sayılabilecek iş yükleri eklendiğine dikkat çekilen bildiride “Biz hizmet verdiğimiz müşterilerimizden peşin tahsilât yapamamamıza rağmen tahsil etmediğimiz katma değer vergisini ödemek zorunda kalmaktayız. Bunun çözümü katma değer vergisinde oranın yüzde 8'e çekilmesi veya tevkifat müessesinin uygulanması yerinde olacağı kanaatindeyiz.
Kesilen bu haksız ve adaletsiz olan bu cezanın kaldırılması sadece bizleri değil sayıları iki buçuk milyonu geçen gelir ve kurumlar vergisi mükellefini de rahatlatacaktır” ifadesinde bulunuldu.
Toplantı sonrası kamuoyuna açıklanan sonuç bildirgesinde şu talepler yer aldı:
Bir çoğu Devlet kurumları arasında, birbirlerinden alabilecekleri bilgilerden oluşmaktadır. Örneğin Tuik istatistik formları, istenen bilgilerin tamamı Maliye bakanlığına ve SGK na verilen bildirimlerde mevcuttur. Bu bildirimlerin kaldırılması bizleri gereksiz iş yükünden kurtaracaktır. Ayrıca vermiş olduğumuz beyannamelerden KDV 1, KDV 2, Muhtasar, Damga Vergisi, SGK bildirgesi tek beyanname haline getirilmesi bizim işimizi biraz daha rahatlatacaktır.
Meslek saygınlığı uyarısı
Bizim yapmış olduğumuz hizmetin karşılığını müşterilerimiz anlayamamaktadır. Çünkü bizi kendilerine Vergi, SSK v.b. ödemeler çıkartan bir müessese olarak görmektedirler. Bu sebepten dolayı müşterimizle devlet arasında kalmaktayız.Bu nedenle bizim ücretlerimizin tahsilatında Yapı Denetim Firmalarında uygulanan sistemin uygulanması veya banka aracılığı ile ödeme şartı getirilmesi mesleğin kıymet ve saygınlığını artıracaktır.
Ülkemizdeki en son vergi istatistiklerine göre en çok vergi ödeyen mükellef grupları içerisinde ithalat-ihracatçılar, doktorlar ve eczacılardan sonra dördüncü sırada Mali Müşavirler gelmektedir.
2016 yılında bağımsız denetime tabi olacak şirketler için KGK tarafından yayınlanan kıstasların AB uygulamalarına uyumu sağlanmalıdır. Meslek camiası olarak bizim önerimiz, aktif toplam 12 milyon TL, yıllık net satış hasılatı 24 milyon TL, çalışan sayısı 50 ve üzeri olan şirketler denetime tabi tutulmalıdır.
Ayrıca, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanması gereken ‘Anonim Şirketler ile Tarım Satış Kooperatifleri ve Üst Kuruluşlarının Denetlenmesine Dair Yönetmelik’ bir an önce yayınlanmalıdır.
Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile diğer kurumlarca son yıllarda istenen bilgi, beyan ve formların sayısı oldukça artmıştır. Devlet bizden ne kadar bilgi ve belge isterse mesleğe talep, güven ve kıymet artacaktır bunun bilincindeyiz. Ancak bu bedelsiz kalmamalı ve artan is yükü külfet olmaktan çıkarılmalı ve mutlaka ekonomik karşılığını bulmalıdır.
Vergi incelemelerinde tebligat usul ve esasları da bir kenara bırakılarak telefonla bilgi, belge ve kayıt istenmesinden, vergi inceleme elemanlarının kendilerine sunulan defter ve belgelerle ilgili olarak meslek mensuplarını yardımcı gibi çalıştırmaktan vazgeçmesi gerekmektedir. Bu noktadaki önerimiz, Maliye Bakanlığı’nın yakında TBMM'ne gelmesi beklenen vergi kanunları değişikliklerinde bu temel noktaları ele almaları ve böylelikle adına 'vergi hizmetleri bildirimler bürokrasisi' diyebileceğimiz bu sistemi yenilemeleridir.
Son zamanlarda vergi incelemelerinde gerekli özen gösterilmeden, meslek mensuplarına sorumluluk yükleme konusunda oldukça cömert davranılmaktadır. Bu konuda daha hassas davranılmalıdır. İnceleme kriterleri çok net belirlenmelidir.
Özellikle meslek mensuplarımızın sorumluluğu meslek yasasında düzenlenmeli ve sorumluluk iyice açıklanan mesleki hata, mesleki suç tanımının üzerine oturtulmalıdır.
Dördüncü Dönem Geçici Vergi beyannamesi kaldırılmalıdır.
e-Beyanname şifresi yalnızca meslek mensuplarına verilmelidir.
Uzlaşma Komisyonlarında Odalarımızın görevlendireceği meslek mensubu bulundurulmalıdır.
Damga Vergisi çağdaş bir vergi olmaktan uzaklaşmış olup, meslek mensuplarının sözleşme yaparak çalışmalarını teşvik etmek amacıyla meslekihizmet sözleşmeleri damga vergisinden istisna edilmelidir.
Mesleki faaliyette KDV'yi doğuran olay tahsilâta bağlanmalıdır.
Serbest meslek yıpranma indirimi (beyin amortismanı) getirilmelidir.
Stajyerlerimiz için sosyal güvenlik primi ve vergi muafiyeti sağlanmalıdır.
Bilgisayar ve yazılım giderleri 2 yıl içinde amorti edilmelidir.
Serbest meslek giderleri genişletilerek yeniden düzenlenmelidir.
Meslek mensupları sözleşme imzaladığı mükelleflerinin kanuni defter bilgilerini her yıl Noterler Birliği’nin sistemine girdiğinden ayrıca bu bilgilerin bir kez daha “İnternet Vergi Dairesi” sistemine girilmesi ciddi bir iş gücü kaybına neden olmaktadır. Bu bilgilerin Türkiye Noterler Birliği’nin sisteminden alınması gerekmektedir.
Kurumlar arası işbirliğine gidilerek devlet kurumları tarafından mükerrer bilgiler istenmemeli, TÜİK, SGK, Ticaret Sicili ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve diğer kurumlar ile GİB arasında işbirliği etkin olarak sağlanmalıdır. Ayrıca 4/b kapsamında olan sigortalılar için de aylık 100 TL prim indirimi düzenlemesi yapılmalıdır.
Mesleğe giriş, staja başlama sınavını kazandıktan sonra üç yıllık staj sonunda yapılan ağır sınavlar sonucunda sağlanabilmektedir. Meslektaşlarımız iş yerlerinde stajyerleri istihdam ederek ekonomiye sundukları katkının yanında bir eğitim kurumu gibi donanımlı eleman yetiştirmektedirler.
Ancak üç yıllık süre zarfında başta maaşları olmak üzere sosyal güvenlik primleri meslektaşlarımız tarafından ödenmektedir. Buda stajyer meslektaşlarımızın iş bulmalarında çok büyük bir engeldir. Bu nedenle Stajyerlerin bu süredeki istihdamları nedeniyle oluşan mali külfetin bir kısmını teşvik kapsamında değerlendirilerek devlet tarafından karşılanmasının yerinde olacağını düşünmekteyiz.”