Terör, namlusunu doğrudan doğruya sivil halka yöneltti!
Her zaman malumumuz olan gaddarlığıyla…
Güven Park’ta kiminle, niye, ne tür bir hesaplaşmaya giriştiğini bilmediğimiz acımasız katiller, canımızdan can kopardılar.
İlk değil bu, kim bilir kaçıncı defa…
Bizi daha çok korkutmak, daha kısa sürede sindirmek için ‘şiddetin sürekliliği’ imajı oluşturmaya çalışıyorlar. Anımsıyoruz; sadece Ankara, kısa aralıklarla üç kez karalar giydi. Tren garına ve Kuvvet Komutanlığı’nın önüne bırakılan karanfiller henüz solmadan şimdi Kızılay’ın kalbinde bir büyük kan gölü daha oluştu.
Bizi yuttu, hepimizi boğdu…
Bu son eylemde çok açık biçimde üniversite sınavından çıkıp kendini parklara, sokaklara atmış masum çocuklarımız hedef alındı.
Yaşama sevincimize kastedildi.
‘Çocuklarınızı, geleceğinizi çalacağız sizden!’ mi demek istediler?
Niye?
Hangi kötülüğümüze karşılık?
Zengin-yoksul, doğulu-batılı, Türk-Kürt, Sünni-Şii ayrımı yapılmaksızın kıyıldı çocuklarımıza.
O park hepimizindi….
Kimse ‘öteki’ değildi orada. Herkes beride bir yerdeydi ve yine berideki bütün yürekler dağlandı…
Kim kıydı?
Kim yaptı?
Güven Park’ta kiminle, niye, ne tür bir hesaplaşmaya girişti bunu yapanlar; ellerine ne geçti?
Ne?..
***
Matemimiz büyük, hiçbir sözcük acımızı tarif edemez…
Ama şu da var ki eğer korkarsak kaybedeceğiz!
Kötüler işte o zaman kazanacak!
Korkarsak…
Dün Güven Park’ta yitirdiğimiz canlarımız, çocuklarımız bir kere daha ölür.
Korkarsak…
Esas o zaman Kuvvet Komutanlığı’nın servisinde can veren gencecik evlatlarımızdan ebediyen kopmuş oluruz.
Korkarsak…
Asıl o zaman Ankara Garı’nın önüne saçılmış can kırıklarından ayrılmış oluruz; onlar bir daha asla gerçek ve bütün bir hayali oluşturamazlar.
Görüntüleri gözümüzden silinip gider.
Korkarsak…
Kılıcını öpen yakışıklı Teğmen Emre As da dokuz kardeşini okuttuğunu ancak onu yitirdikten sonra öğrendiğimiz Diyarbakırlı Teğmen Abdülselam Özatak da öğretmenliğinin henüz yirmi beşinci gününde katledilen Neşe Alten de bize ‘Niye?’ diye sorar.
Korkarsak…
Daha niceleri; sadece 1984 sonrasında bölücü teröre kurban verdiğimiz 7 binin üzerindeki şehidimiz ve 6 binin üzerindeki sivil kaybımız hakikaten ölür.
Çünkü korkarsak terör kazanır!
Ve terör, korkunç egemenliğinin, kanlı imparatorluğunun ilk gününde geçmişi, kendi kanlı izlerini silip yok eder.
Yitirdiklerimiz işte asıl o gün ölür.
Biz, asıl o gün mateme gark oluruz.
Ama öyle bir şey hiçbir zaman olmayacak.
Korkmayacağız!
Korkmayacağız ve bu şafaklar üstündeki al sancak asla sönmeyecek!