Bir kadın evliliğinde ne kadar sorun yaşarsa yaşasın eğer çocuğu varsa artık o hayatı kendi için değil, çocukları için yaşar.
Böyle bir istatistik yapmak istemem ama son aylarda cinayete kurban giden kadınların çoğu ne yazık ki anne. Her birinin ayrı hikâyeleri var…
Aile içinde şiddetin ve ayrılmaların temelinde yatan en büyük neden ekonomik sıkıntılar.
Dün Erzurum’da bir kadın, bir anne daha öldürüldü kocası tarafından. Kurbanlık koyun gibi yıllardır aynı yastığa baş koyduğu karısının boğazını kesti.
Hikâyesi diğerlerinden farklı değil. İşsiz koca, şiddet gören kadın, biri 5 diğeri 7 yaşında 2 çocuk…
Kocası tarafından boğazlanan genç kadın evinin önünde can verdi. Eşini öldüren koca kendini de öldürmek istedi. Ağır yaralanan katil yoğun bakıma kaldırıldı…
Ne oldu şimdi? Karını herkesin önünde öldürdün, ya o iki çocuk...
Bir anda annesiz ve babasız kalan o iki yavru için yaşam nasıl devam edecek?
Psikolojik travma ile koca bir yaşam sürecek olan bu çocukları nasıl bir gelecek bekliyor?
Ey çok onurlu beyler! Siz şiddet uygularken, cinayet işlerken yalnızca savunmasız bir kadına zarar vermiyorsunuz, aynı zamanda bu ülkenin de geleceğine kastediyorsunuz.
Bir kadını boşarsınız ve o kadın sizin eski eşiniz olur. Ama siz hiç eski evlat diye bir şey duydunuz mu?
Hayvanlar bile yavrularına sahip çıkarken, sizden boşanacak diye kurşunladığınız, boğazını kestiğiniz, öldürdüğünüz o kadına değil o bıçağı ve kurşunu evlatlarınıza da sıkıyorsunuz.
Silah alırken, ehliyet alırken yapılan psikolojik test raporu evlilikte de zorunlu kılınmalı…
Zorunlu kılınmalı ki ne o kadına ne o kadının doğuracağı çocuklara yazık olmasın.
Bugün sosyal patlamaların altında sorunlu evlilikler nedeniyle huzursuz ortamda büyümüş çocuklar var…
Ülkede uyuşturucu kullanımı neredeyse ilkokul seviyesine kadar düşmüş. Bakın o çocukların ailelerine, aile birliği var mı?
Kocasından şiddet gördüğü anda devlete sığınan onlarca kadın, polis merkezlerinde ikna edilip, psikopat kocalara teslim ediliyor.
Ekonomik özgürlüğü olmayan biçare kadınları hiç hesaba katmıyorum bile. Onlar kan kusup kızılcık şerbeti içenler…
Biliyorlar ki kendilerini koruyacak, ayakta tutacak hiçbir kurum yok. O yüzden çocukları için bu zulme katlanıyorlar.
İş bulup biraz para kazananda zaten sokak ortasında ya boğazı kesiliyor ya da kurşun yağmuruna tutuluyor.
Sonra birkaç sene hapiste yatan adam yeniden özgürlüğüne kavuşuyor. Biz de buna adalet diyoruz...
Böyle bir istatistik yapmak istemem ama son aylarda cinayete kurban giden kadınların çoğu ne yazık ki anne. Her birinin ayrı hikâyeleri var…
Aile içinde şiddetin ve ayrılmaların temelinde yatan en büyük neden ekonomik sıkıntılar.
Dün Erzurum’da bir kadın, bir anne daha öldürüldü kocası tarafından. Kurbanlık koyun gibi yıllardır aynı yastığa baş koyduğu karısının boğazını kesti.
Hikâyesi diğerlerinden farklı değil. İşsiz koca, şiddet gören kadın, biri 5 diğeri 7 yaşında 2 çocuk…
Kocası tarafından boğazlanan genç kadın evinin önünde can verdi. Eşini öldüren koca kendini de öldürmek istedi. Ağır yaralanan katil yoğun bakıma kaldırıldı…
Ne oldu şimdi? Karını herkesin önünde öldürdün, ya o iki çocuk...
Bir anda annesiz ve babasız kalan o iki yavru için yaşam nasıl devam edecek?
Psikolojik travma ile koca bir yaşam sürecek olan bu çocukları nasıl bir gelecek bekliyor?
Ey çok onurlu beyler! Siz şiddet uygularken, cinayet işlerken yalnızca savunmasız bir kadına zarar vermiyorsunuz, aynı zamanda bu ülkenin de geleceğine kastediyorsunuz.
Bir kadını boşarsınız ve o kadın sizin eski eşiniz olur. Ama siz hiç eski evlat diye bir şey duydunuz mu?
Hayvanlar bile yavrularına sahip çıkarken, sizden boşanacak diye kurşunladığınız, boğazını kestiğiniz, öldürdüğünüz o kadına değil o bıçağı ve kurşunu evlatlarınıza da sıkıyorsunuz.
Silah alırken, ehliyet alırken yapılan psikolojik test raporu evlilikte de zorunlu kılınmalı…
Zorunlu kılınmalı ki ne o kadına ne o kadının doğuracağı çocuklara yazık olmasın.
Bugün sosyal patlamaların altında sorunlu evlilikler nedeniyle huzursuz ortamda büyümüş çocuklar var…
Ülkede uyuşturucu kullanımı neredeyse ilkokul seviyesine kadar düşmüş. Bakın o çocukların ailelerine, aile birliği var mı?
Kocasından şiddet gördüğü anda devlete sığınan onlarca kadın, polis merkezlerinde ikna edilip, psikopat kocalara teslim ediliyor.
Ekonomik özgürlüğü olmayan biçare kadınları hiç hesaba katmıyorum bile. Onlar kan kusup kızılcık şerbeti içenler…
Biliyorlar ki kendilerini koruyacak, ayakta tutacak hiçbir kurum yok. O yüzden çocukları için bu zulme katlanıyorlar.
İş bulup biraz para kazananda zaten sokak ortasında ya boğazı kesiliyor ya da kurşun yağmuruna tutuluyor.
Sonra birkaç sene hapiste yatan adam yeniden özgürlüğüne kavuşuyor. Biz de buna adalet diyoruz...