Röportaj: Onur SAĞSÖZ
Erzurum’dan Ermenilere gözdağı verdi
Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili Ganire Paşayeva, Onur Sağsöz’e konuştu. Azerbaycan halkının artık sabrının kalmadığını söyleyen Paşayeva, “Oturup Ermenistan’ın topraklarımızdan çıkmasını bekleyecek halimiz yok. Nisan ayı başında gereken cevabı verdik, son sözü de söyledik. Ya gidecekler, ya da göndereceğiz” dedi.
Azerbaycan Parlamentosu’nun önemli isimlerinden biri olan Milletvekili Ganire Paşayeva, geçtiğimiz günlerde Erzurum’daydı… Vali Dr. Ahmet Altıparmak’ı ziyaretinden 20 dakika önce özel kalem de bir araya geldik. Gazeteci refleksiyle hemen konuya girdim… Karabağ’daki son durumu sordum. O an öyle bir cevap verdi ki, gözlerindeki o kararlılığı görünce, ağzımdan ‘savaş çok yakında’ kelimeleri çıktı. Paşayeva, “Bundan sonrasını Ermenistan düşünsün” dedi ve ekledi: Biz uyardık, son sözümüzü de söyledik. İşgal sona ermezse bedelini çok ağır ödeyecekler.
Sınırda son durum nedir? Bölgedeki hava nasıl?
Bölgedeki hava 20 yıldan fazla aynı durumda. Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal etmiş ve bizim bir milyon insanımız kendi evinde göç etmek durumda kalmıştır. 20 yıldan fazladır ki Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarını işgalden vazgeçmiyor ve göçmenlerin kendi ülkesine, topraklarına dönmesine izin vermiyor. Biliyorsunuz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve diğer uluslararası kurumların kararlarına rağmen Ermenistan bunların hiçbirini uygulamıyor. Maalesef ki uluslararası örgütler de kendi aldıkları kararların uygulatılması, uygulanması konusunda Ermenistan’a hiçbir baskı yapmıyorlar. Bu durumda Ermenistan’ı şımartıyor. Onlar da adım atmamak yetmiyormuş gibi işgal ettikleri Azerbaycan köylerine yerleştirdikleri askeri üstlerden, birliklerle ön sınır oluşturduğunu söylüyorlar.
“Sınır falan yok!”
Bunu Türkiye’de ön sınır olarak yazıyorlar. Hâlbuki ön sınır değil, sınır değil. Yaşanan olaylar Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarında yaşanıyor. Yani Ermenistan sınırı falan değil. Ermenistan, Azerbaycan topraklarını işgal etmiş oraya askeri üstlerini yerleştirmiş, ona komşu olan ön cephe bölgesi diyoruz ki orada bir cephe var artık. Bu taraftaki bizim köylerimize, sivil insanlarımıza saldırıyorlar. Sniperler çocuklara ateş açtılar. Genç yaşlı demeden insanların evlerine ateş açtılar, yaktılar. Böyle gayri insani işler yapıyorlar. Düşünün bir çocuğu öldürmek için sizin insani değerlerinizi kaybetmeniz gerekir. Ermenistan bir devlet olarak bu değerleri kaybetmiş. Böyle devlet anlayışı olur mu?
Ne olacak bundan sonra?
Azerbaycan her zaman söyledi. Uluslararası her platformda bu çağrıyı yaptı. ‘Ermenistan’a baskı yapın, bu cinayetleri durdurun. İşgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıksın. Sivil insanlara karşı bu cinayetleri işlemesin. Bizim artık sabrımız çok zorlanıyor’ dedik, durduk. Sabrımızı çok zorladılar. Nisan ayı öncesinde de yine sivil insanlarımıza yönelik saldırılar yapınca, Azerbaycan askerleri Ermenistan’a gereken cevabı vererek, ‘artık yeter, sabrımız taştı’ dedi. Askerlerimiz o sivil köyleri, o stratejik köyleri ki Ermeniler o noktalardan vurabiliyorlardı köyleri, o noktaların bazılarını geri aldılar. Bu sayede sivil insanlarımıza karşı o cinayetlerin bir kısmı durduruldu. Ama bu günlerde aynı durum devam ediyor. Azerbaycan bütün uluslararası camiaya bir kez daha çağrı yaptı, ‘Ermenistan’a baskı yapın, artık çıksın topraklarımızdan’ diye ama maalesef ki Ermenistan’a yönelik hiçbir baskı göremiyoruz.
“1 milyon insanımız evine dönemiyor”
Azerbaycan gereken mesajı verdi ki bizim oturup yıllarca Ermenistan’ı bekleme imkânımız yok. Çünkü bizim bir milyon insanımız evine dönemiyor. Eğer Ermenistan işgal ettiği topraklardan çıkmazsa, uluslararası hukuk tarafından tanınmış hakkı da kullanarak askeri yolla da müdahalede bulunacağız. Bu hakkımızı kullanacağız, bu yeni bir gerginlik ortaya çıkaracak. Eğer Ermenistan bu mesajı alıp da işgal ettiği toprakları terk etmezlerse daha beter cevaplar alacaklar. Daha beter duruma düşecekler. Ermenistan’ın ve arkasındaki güçlerin bunu anlaması lazım. Son ağrımız işgal ettikleri toprakları bırakıp gitmeleri yönündedir. Eğer ölmek istemiyorsanız çıkın gidin. İşgal ettiğiniz topraklarda askerlerinizin ölmesini istemiyorsanız çıkın gidin. Çünkü Ermenistan işgalcidir. Ne kadar işgal devam ederse ordumuz sizi rahat bırakmayacak. Benim orada 1 milyon insanım evine dönemiyorsa biz işgalcilerin orada oturmasına izin vermeyeceğiz.’
Yakın zamanda her iki ülkenin Cumhurbaşkanları bir görüşme yaptı. Sonuç ne?
Bu görüşme sonunda Azerbaycan mesajını verdi. Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesini ve BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasını istedik. Eğer bu yapılmazsa Azerbaycan’ın uluslararası hukuk çerçevesinde yapacağı müdahaleye de kimse bir şey diyemez. Biz uyarıyoruz. Artık AGİT’in Eşbaşkanları Nisan’da Ermenistan’a verilen mesajı doğru algılayarak artık doğru adımlar atmaları gerekir. Biz bunu bekliyoruz. Eğer bu adımlar atılmazsa Azerbaycan uluslararası hukukun ona verdiği yetkileri kullanabilir ve kimsede Azerbaycan’ın bu haklarını kısıtlayamaz. Tek isteğimiz topraklarımızdan çekilmeleri. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Şunu da söylüyoruz ya gideceksiniz ya da Nisan’da nasıl gönderileceğinizi gördünüz. Ya gidecekler ya göndereceğiz. Artık seçimi kendileri yapacaklar.
Peki, bu Ermenistan sorunu nereye varacak?
Ne Ermenistan ne de diaspora lobisi bundan vazgeçmeyecek. Bu hasta zihniyetten vazgeçmeyecekler. Bütün topluma bu zihniyeti yaymışlar. 24 yıl önce Hocalı soykırımını yapanları 24 yıl sonra hatırlayın gazeteleri onların fotoğraflarını nerede gördünüz? O kişiler ki Hocalı soykırımını yapmışlardı ki bunlardan biri şu anda Ermenistan’ın şu an ki Savunma Bakanı Seyranohanyan. Türkiye’de gazetelerde çıktı o fotolar nerede gördünüz Seyranohanyan’ı? Ermenistan, PKK terör örgütüne adam göndermişler. Ölenlerin de cenaze törenine yine Savunma Bakanı katılıyor. Tabut da Ermenistan ve PKK bayraklarına sarılı. 24 yıl önce Hocalı da insanımıza bunu yapanlar şimdi de burada terör örgütlerine destek vererek Türkiye’ye karşı bu adımlarına atıyorlar. Ermeni diasporasına bakın. Sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla hala Türkiye aleyhine çalışıyorlar, toprak ve tazminat istiyorlar. O yüzden birlik ve beraberlik içinde bu mücadelemizi sürdürmemiz lazım.
Ganire Paşayeva kimdir?
24 Mart 1975 tarihinde Azerbaycan'ın Tovuz rayonundaki Düz Kırıklı kentinde dünyaya geldi. İlk ve ortaöğreniminin ardından Azerbaycan Tıp Üniversitesi Pediatri Bölümü'nü ve Bakü Devlet Üniversitesi Uluslararası Hukuk Bölümü'nü bitirdi.
1998 yılında ANS televizyonunda muhabir olarak çalışmaya başladı ve burada çok çeşitli görevlerde bulundu. 2005 yılında Haydar Aliyev Vakfı'nın halkla ilişkiler bölüm başkanı oldu.
6 Kasım 2005 günü yapılan genel seçimlere bağımsız aday olarak katıldı ve Tovuz milletvekili olarak Azerbaycan Millî Meclisi'ne girdi. Millî Meclis'teki Uluslararası ve Parlamentolar Arası İlişkiler Daimi Komisyonu'nun üyesi olan Ganire Paşayeva, aynı zamanda Azerbaycan-Gürcistan Parlamentolar Arası Çalışma Grubu'nun başkanı ve Azerbaycan-Türkiye, Azerbaycan-Hindistan ve Azerbaycan-Japonya Parlamentolar Arası Çalışma Grupları'nın üyesidir. Ganire Paşayeva, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nde Azerbaycan Cumhuriyeti'ni temsil eden kurulun da üyesidir. Bekâr olan Ganire Paşayeva, Azerbaycan Türkçesi'nin yanı sıra Rusça ve İngilizce bilmektedir. Astana Yayınları tarafından yayımlanmış "Aşk Başka" adlı bir şiir kitabı bulunmaktadır.
Erzurum’dan Ermenilere gözdağı verdi
Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili Ganire Paşayeva, Onur Sağsöz’e konuştu. Azerbaycan halkının artık sabrının kalmadığını söyleyen Paşayeva, “Oturup Ermenistan’ın topraklarımızdan çıkmasını bekleyecek halimiz yok. Nisan ayı başında gereken cevabı verdik, son sözü de söyledik. Ya gidecekler, ya da göndereceğiz” dedi.
Azerbaycan Parlamentosu’nun önemli isimlerinden biri olan Milletvekili Ganire Paşayeva, geçtiğimiz günlerde Erzurum’daydı… Vali Dr. Ahmet Altıparmak’ı ziyaretinden 20 dakika önce özel kalem de bir araya geldik. Gazeteci refleksiyle hemen konuya girdim… Karabağ’daki son durumu sordum. O an öyle bir cevap verdi ki, gözlerindeki o kararlılığı görünce, ağzımdan ‘savaş çok yakında’ kelimeleri çıktı. Paşayeva, “Bundan sonrasını Ermenistan düşünsün” dedi ve ekledi: Biz uyardık, son sözümüzü de söyledik. İşgal sona ermezse bedelini çok ağır ödeyecekler.
Sınırda son durum nedir? Bölgedeki hava nasıl?
Bölgedeki hava 20 yıldan fazla aynı durumda. Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal etmiş ve bizim bir milyon insanımız kendi evinde göç etmek durumda kalmıştır. 20 yıldan fazladır ki Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarını işgalden vazgeçmiyor ve göçmenlerin kendi ülkesine, topraklarına dönmesine izin vermiyor. Biliyorsunuz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve diğer uluslararası kurumların kararlarına rağmen Ermenistan bunların hiçbirini uygulamıyor. Maalesef ki uluslararası örgütler de kendi aldıkları kararların uygulatılması, uygulanması konusunda Ermenistan’a hiçbir baskı yapmıyorlar. Bu durumda Ermenistan’ı şımartıyor. Onlar da adım atmamak yetmiyormuş gibi işgal ettikleri Azerbaycan köylerine yerleştirdikleri askeri üstlerden, birliklerle ön sınır oluşturduğunu söylüyorlar.
“Sınır falan yok!”
Bunu Türkiye’de ön sınır olarak yazıyorlar. Hâlbuki ön sınır değil, sınır değil. Yaşanan olaylar Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarında yaşanıyor. Yani Ermenistan sınırı falan değil. Ermenistan, Azerbaycan topraklarını işgal etmiş oraya askeri üstlerini yerleştirmiş, ona komşu olan ön cephe bölgesi diyoruz ki orada bir cephe var artık. Bu taraftaki bizim köylerimize, sivil insanlarımıza saldırıyorlar. Sniperler çocuklara ateş açtılar. Genç yaşlı demeden insanların evlerine ateş açtılar, yaktılar. Böyle gayri insani işler yapıyorlar. Düşünün bir çocuğu öldürmek için sizin insani değerlerinizi kaybetmeniz gerekir. Ermenistan bir devlet olarak bu değerleri kaybetmiş. Böyle devlet anlayışı olur mu?
Ne olacak bundan sonra?
Azerbaycan her zaman söyledi. Uluslararası her platformda bu çağrıyı yaptı. ‘Ermenistan’a baskı yapın, bu cinayetleri durdurun. İşgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıksın. Sivil insanlara karşı bu cinayetleri işlemesin. Bizim artık sabrımız çok zorlanıyor’ dedik, durduk. Sabrımızı çok zorladılar. Nisan ayı öncesinde de yine sivil insanlarımıza yönelik saldırılar yapınca, Azerbaycan askerleri Ermenistan’a gereken cevabı vererek, ‘artık yeter, sabrımız taştı’ dedi. Askerlerimiz o sivil köyleri, o stratejik köyleri ki Ermeniler o noktalardan vurabiliyorlardı köyleri, o noktaların bazılarını geri aldılar. Bu sayede sivil insanlarımıza karşı o cinayetlerin bir kısmı durduruldu. Ama bu günlerde aynı durum devam ediyor. Azerbaycan bütün uluslararası camiaya bir kez daha çağrı yaptı, ‘Ermenistan’a baskı yapın, artık çıksın topraklarımızdan’ diye ama maalesef ki Ermenistan’a yönelik hiçbir baskı göremiyoruz.
“1 milyon insanımız evine dönemiyor”
Azerbaycan gereken mesajı verdi ki bizim oturup yıllarca Ermenistan’ı bekleme imkânımız yok. Çünkü bizim bir milyon insanımız evine dönemiyor. Eğer Ermenistan işgal ettiği topraklardan çıkmazsa, uluslararası hukuk tarafından tanınmış hakkı da kullanarak askeri yolla da müdahalede bulunacağız. Bu hakkımızı kullanacağız, bu yeni bir gerginlik ortaya çıkaracak. Eğer Ermenistan bu mesajı alıp da işgal ettiği toprakları terk etmezlerse daha beter cevaplar alacaklar. Daha beter duruma düşecekler. Ermenistan’ın ve arkasındaki güçlerin bunu anlaması lazım. Son ağrımız işgal ettikleri toprakları bırakıp gitmeleri yönündedir. Eğer ölmek istemiyorsanız çıkın gidin. İşgal ettiğiniz topraklarda askerlerinizin ölmesini istemiyorsanız çıkın gidin. Çünkü Ermenistan işgalcidir. Ne kadar işgal devam ederse ordumuz sizi rahat bırakmayacak. Benim orada 1 milyon insanım evine dönemiyorsa biz işgalcilerin orada oturmasına izin vermeyeceğiz.’
Yakın zamanda her iki ülkenin Cumhurbaşkanları bir görüşme yaptı. Sonuç ne?
Bu görüşme sonunda Azerbaycan mesajını verdi. Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesini ve BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasını istedik. Eğer bu yapılmazsa Azerbaycan’ın uluslararası hukuk çerçevesinde yapacağı müdahaleye de kimse bir şey diyemez. Biz uyarıyoruz. Artık AGİT’in Eşbaşkanları Nisan’da Ermenistan’a verilen mesajı doğru algılayarak artık doğru adımlar atmaları gerekir. Biz bunu bekliyoruz. Eğer bu adımlar atılmazsa Azerbaycan uluslararası hukukun ona verdiği yetkileri kullanabilir ve kimsede Azerbaycan’ın bu haklarını kısıtlayamaz. Tek isteğimiz topraklarımızdan çekilmeleri. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Şunu da söylüyoruz ya gideceksiniz ya da Nisan’da nasıl gönderileceğinizi gördünüz. Ya gidecekler ya göndereceğiz. Artık seçimi kendileri yapacaklar.
Peki, bu Ermenistan sorunu nereye varacak?
Ne Ermenistan ne de diaspora lobisi bundan vazgeçmeyecek. Bu hasta zihniyetten vazgeçmeyecekler. Bütün topluma bu zihniyeti yaymışlar. 24 yıl önce Hocalı soykırımını yapanları 24 yıl sonra hatırlayın gazeteleri onların fotoğraflarını nerede gördünüz? O kişiler ki Hocalı soykırımını yapmışlardı ki bunlardan biri şu anda Ermenistan’ın şu an ki Savunma Bakanı Seyranohanyan. Türkiye’de gazetelerde çıktı o fotolar nerede gördünüz Seyranohanyan’ı? Ermenistan, PKK terör örgütüne adam göndermişler. Ölenlerin de cenaze törenine yine Savunma Bakanı katılıyor. Tabut da Ermenistan ve PKK bayraklarına sarılı. 24 yıl önce Hocalı da insanımıza bunu yapanlar şimdi de burada terör örgütlerine destek vererek Türkiye’ye karşı bu adımlarına atıyorlar. Ermeni diasporasına bakın. Sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla hala Türkiye aleyhine çalışıyorlar, toprak ve tazminat istiyorlar. O yüzden birlik ve beraberlik içinde bu mücadelemizi sürdürmemiz lazım.
Ganire Paşayeva kimdir?
24 Mart 1975 tarihinde Azerbaycan'ın Tovuz rayonundaki Düz Kırıklı kentinde dünyaya geldi. İlk ve ortaöğreniminin ardından Azerbaycan Tıp Üniversitesi Pediatri Bölümü'nü ve Bakü Devlet Üniversitesi Uluslararası Hukuk Bölümü'nü bitirdi.
1998 yılında ANS televizyonunda muhabir olarak çalışmaya başladı ve burada çok çeşitli görevlerde bulundu. 2005 yılında Haydar Aliyev Vakfı'nın halkla ilişkiler bölüm başkanı oldu.
6 Kasım 2005 günü yapılan genel seçimlere bağımsız aday olarak katıldı ve Tovuz milletvekili olarak Azerbaycan Millî Meclisi'ne girdi. Millî Meclis'teki Uluslararası ve Parlamentolar Arası İlişkiler Daimi Komisyonu'nun üyesi olan Ganire Paşayeva, aynı zamanda Azerbaycan-Gürcistan Parlamentolar Arası Çalışma Grubu'nun başkanı ve Azerbaycan-Türkiye, Azerbaycan-Hindistan ve Azerbaycan-Japonya Parlamentolar Arası Çalışma Grupları'nın üyesidir. Ganire Paşayeva, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nde Azerbaycan Cumhuriyeti'ni temsil eden kurulun da üyesidir. Bekâr olan Ganire Paşayeva, Azerbaycan Türkçesi'nin yanı sıra Rusça ve İngilizce bilmektedir. Astana Yayınları tarafından yayımlanmış "Aşk Başka" adlı bir şiir kitabı bulunmaktadır.