Türk Silahlı Kuvvetleri ve Polis Akademilerine göz diken FETÖ’nün, kendisine bağlı asker ve polis yapmayı planladığı çocukları belirleme esnasında adeta uyuşturucu satıcılarının izlediği yolu seçtikleri ortaya çıktı.
Abiler, spora yatkın zeki öğrencileri saptayıp, ders çıkışı okul önlerine giderek bu öğrencilerle tanışıyor. Kurban seçilen genç beyinler ile karşılıklı telefon numaraları alınıyor ve başka öğrencilerin bilmediği evlere davet ediliyor. Bu evlerde en fazla üç öğrenci eğitim görüyor. Daha önce elde edilen askeri eğitim sınavının görüntüleri izlettiriliyor. Evde uygulamalı olarak gençlere nasıl bir eğitimden geçecekleri anlatılıyor.
Bu süre zarfında asker veya polis olmaya hazırlanan öğrencinin abiler dışında kimseyle temasa geçmesi yasaklanıyor. Hatta kendi dershanelerinde bile bu öğrencilerin ders almasına izin verilmiyor. Her öğrenci cemaatle bağlantısı bulunmayan başka bir dershaneye kayıt yaptırılıyor.
Erzurum’da sık sık mekân değiştiren abiler, ev içinde bu öğrencilere kendi isimleri ile değil kendilerinin koyduğu kod isimlerle hitap ediyor. Öğrencileri adeta gerilla eğitiminden geçiren abiler, çalışma alanı olarak da Erzurum’daki üniversite ve fakültelerin spor salonlarını tercih ediyorlar.
Ancak kendileri asla o çocuklarla hiçbir yerde görüntü vermiyorlar. Sınava birkaç hafta kala çalışmalar evlerin geniş salonlarında yapılırken her akşam başka rütbeli abiler öğrencileri ziyarete geliyor.
Bu öğrenciler diğer öğrencilerden daha fazla ilgi ile eğitiliyorlar. Hiçbir ücret talep edilmediği gibi öğrencilere para yardımı, ayakkabı hatta sınavda giyecekleri markalı spor kıyafetler bile alınıyor.
Bir gün önce çıkabilecek sorular öğrencilere veriliyor ve ‘bu soruların cevaplarını mutlaka ezberleyin’ deniliyor. Sınavı kazanan öğrenci sözlü mülakat için ikinci bir eğitime tabi tutuluyor.
Bu öğrencileri örgütün askeri öğrencilerinden sorumlu abiler eğitiyor ve o saatten sonra dışarı ile bağlantı tamamen koparılıyor.
Öğrencilere öncelikle mülakat esnasında asla dini terimler kullanılmaması tembih ediliyor.
Ve mülakat için şu direktifler veriliyor:
3.Dereyi geçerken pantolon paçanızı nasıl katlarsınız? Diye bir soru gelirse sakın paçanızı abdest alır gibi katlamayın, aksiye yukarı doğru sıyırın.
Eğer önce Atatürk derseniz sizin din eğitiminde ileri derecede olduğunuzu ve Peygamberin resminin olmadığını bildiğinizi anlar, direk sizi elerler. Siz Peygamberin resmini kaldırırım deyin.
Tüm bunlar birer gerçek ne yazık ki. Aslında bu soruların birçoğunun sorulmadığını örgüt militanları da biliyor. Ancak bu sorular o gençlerin hafızasında ‘Ordu dinsiz, biz sizi bu nedenle eğitip dindar bir ordu olsun diye ülkemiz için fedakârlıkta bulunuyoruz’ imajı oluşması sağlanıyor.
Askeri liseye giden öğrencilerin biri diğerini tanımıyor. Hepsinin evlerdeki adı kodlu, gerçek isimleri değil. Abilerin gerçek isimlerini de bilmiyorlar. Bir sene aynı evi kullanan abiler, ikinci sene yer değiştirdiği için o abiye bir daha ulaşılması imkânsız hale geliyor.
Evladım hem dinini öğreniyor hem de geleceği için ağabeylerden ders alıyor diye düşünen aileler ise o evlerden kaçmaya çalışan çocuklarını baskı altında tutup zorla FETÖ’nün hain emellerine terk ediyor.
Öğrenciler bu millete asker değil FETÖ’ye hizmet edecek militan olarak o evlerden ayrılıyor.
Abiler, spora yatkın zeki öğrencileri saptayıp, ders çıkışı okul önlerine giderek bu öğrencilerle tanışıyor. Kurban seçilen genç beyinler ile karşılıklı telefon numaraları alınıyor ve başka öğrencilerin bilmediği evlere davet ediliyor. Bu evlerde en fazla üç öğrenci eğitim görüyor. Daha önce elde edilen askeri eğitim sınavının görüntüleri izlettiriliyor. Evde uygulamalı olarak gençlere nasıl bir eğitimden geçecekleri anlatılıyor.
Bu süre zarfında asker veya polis olmaya hazırlanan öğrencinin abiler dışında kimseyle temasa geçmesi yasaklanıyor. Hatta kendi dershanelerinde bile bu öğrencilerin ders almasına izin verilmiyor. Her öğrenci cemaatle bağlantısı bulunmayan başka bir dershaneye kayıt yaptırılıyor.
Erzurum’da sık sık mekân değiştiren abiler, ev içinde bu öğrencilere kendi isimleri ile değil kendilerinin koyduğu kod isimlerle hitap ediyor. Öğrencileri adeta gerilla eğitiminden geçiren abiler, çalışma alanı olarak da Erzurum’daki üniversite ve fakültelerin spor salonlarını tercih ediyorlar.
Ancak kendileri asla o çocuklarla hiçbir yerde görüntü vermiyorlar. Sınava birkaç hafta kala çalışmalar evlerin geniş salonlarında yapılırken her akşam başka rütbeli abiler öğrencileri ziyarete geliyor.
Bu öğrenciler diğer öğrencilerden daha fazla ilgi ile eğitiliyorlar. Hiçbir ücret talep edilmediği gibi öğrencilere para yardımı, ayakkabı hatta sınavda giyecekleri markalı spor kıyafetler bile alınıyor.
Bir gün önce çıkabilecek sorular öğrencilere veriliyor ve ‘bu soruların cevaplarını mutlaka ezberleyin’ deniliyor. Sınavı kazanan öğrenci sözlü mülakat için ikinci bir eğitime tabi tutuluyor.
Bu öğrencileri örgütün askeri öğrencilerinden sorumlu abiler eğitiyor ve o saatten sonra dışarı ile bağlantı tamamen koparılıyor.
Öğrencilere öncelikle mülakat esnasında asla dini terimler kullanılmaması tembih ediliyor.
Ve mülakat için şu direktifler veriliyor:
- İçeri girişte selamünaleyküm yerine merhaba kelimesini kullanın.
- Size 33 kez Atatürk diyin dendiğinde asla parmaklarınızla namazdaki gibi üç üç değil tek tek sayın. Eğer üç üç sayarsanız tespihat yaptığınız, böylece namaz kıldığınız anlaşılır.
3.Dereyi geçerken pantolon paçanızı nasıl katlarsınız? Diye bir soru gelirse sakın paçanızı abdest alır gibi katlamayın, aksiye yukarı doğru sıyırın.
- Yerde iki resim var. Biri Peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.)’in bir diğeri Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi, önce hangisinin resmini yerden alırdınız? diye sorulursa sakın Atatürk demeyin!
Eğer önce Atatürk derseniz sizin din eğitiminde ileri derecede olduğunuzu ve Peygamberin resminin olmadığını bildiğinizi anlar, direk sizi elerler. Siz Peygamberin resmini kaldırırım deyin.
- Odaya girerken mutlaka duvar boyasının rengine, masanın üstünde ne olduğuna dikkat edin.
- Dinin ne diye sorulursa İslam deyin. Namaz, içki ve sevgilin var mı? Diye bir soru gelirse namaz kılmam, içki ara sıra içerim, evet sevgilim var diyeceksiniz.
- Sınavı başarı ile geçerseniz gittiğiniz ilin abisi sizinle irtibat kuracak, her çarşı izninde onunla buluşacaksınız. Orada her şeyi gözlemleyip bilgi olarak bu abiye aktaracaksınız. Onun talimatını yerine getireceksiniz. Hiçbir maddi sorun yaşamayacaksınız.
- Normal namaz kılmayacaksınız. Eğer illa kılmak istiyorsanız göz iması ile namaz kılacaksınız.
- Cuma namazlarına asla gitmeyeceksiniz.
- Gerekirse Ateist görüntüsü vereceksiniz.
- Dindar bir genç gibi değil aksine batılı imajını çizeceksiniz. Gerekirse yakındaki okullardan sevgili bulacaksınız.
Tüm bunlar birer gerçek ne yazık ki. Aslında bu soruların birçoğunun sorulmadığını örgüt militanları da biliyor. Ancak bu sorular o gençlerin hafızasında ‘Ordu dinsiz, biz sizi bu nedenle eğitip dindar bir ordu olsun diye ülkemiz için fedakârlıkta bulunuyoruz’ imajı oluşması sağlanıyor.
Askeri liseye giden öğrencilerin biri diğerini tanımıyor. Hepsinin evlerdeki adı kodlu, gerçek isimleri değil. Abilerin gerçek isimlerini de bilmiyorlar. Bir sene aynı evi kullanan abiler, ikinci sene yer değiştirdiği için o abiye bir daha ulaşılması imkânsız hale geliyor.
Evladım hem dinini öğreniyor hem de geleceği için ağabeylerden ders alıyor diye düşünen aileler ise o evlerden kaçmaya çalışan çocuklarını baskı altında tutup zorla FETÖ’nün hain emellerine terk ediyor.
Öğrenciler bu millete asker değil FETÖ’ye hizmet edecek militan olarak o evlerden ayrılıyor.