15 Temmuz’da FETÖ tarafından gerçekleştirilen, halk ve güvenlik güçlerince püskürtülen darbe girişiminin ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü birimlerine yapılan ihbar sayısı 40 bini bulmuş.
Gelin görün ki bu ihbarların hatırı sayılır bölümü asılsız çıkmış. İşin ilginç yanı ihbarcıların büyük bir bölümü oğlunu, kocasını, karısını, komşusunu hatta sevgilisini bile ihbar etmiş.
Devlet işi gücü bırakmış, bu ihbarları tek tek incelemiş. Ortaya çıkan sonuç ise bu ihbarların tamamen kin, nefret ve iftira duygusu ile yapılmış olmasıymış.
Şaşırdınız mı bu sonuca? Ben şaşırmadım, şu tablo bile bizim ne hale geldiğimizin bir örneğidir ve bunun adı iftiracı jurnalciliktir.
Bu kadar önemli bir meseleyi sulandıran, insanlara oturdukları yerden iftira atanlar için, ‘asılsız ihbar yapmak’ suçundan işlem yapılıyor.
Oysa o kişiler hakkında asılsız ihbar yapmak suçundan değil, FETÖ/ PDY’ye dolaylı yoldan destek vermekten işlem yapılmalı. Zira görevliler bu ihbarlarla zaman kaybederken, asıl suçlular elini kolunu sallayıp geziyor. Bu ihbarlarda yapılacak en küçük hata işi sulandırmanın ötesinde örgütün ekmeğine yağ sürecektir.
Öğrenci yurtlarına dikkat?
Birkaç haftadır Muş başta olmak üzere bir takım illerden öğrenci yurtlarında eylem haberleri geliyor. Öğrenciler gecenin bir vakti sokağa dökülüp, yurt şartlarının iyi olmaması nedeniyle eylem yapıyor.
Önceki gecede Erzurum’da da böyle bir eylem olmuş. Öğrenciler sabahın 5’inde o geceye dair eylem görüntülerini ve bilgilerini elektronik posta yoluyla haber merkezimize göndermişler.
Belki gerçekten yurtların durumunda sıkıntı vardır, belki yaşam koşulları standartların altındadır ama şu günlerde bu tür eylemleri masum göremiyorum…
Belki suizan ediyor da olabilirim. Fakat FETÖ yurtlarından devlet yurtlarına geçen bazı öğrencilerin bu işin elebaşı olma ihtimali de aklıma gelmiyor değil. Çünkü eylemler tek bir il ile sınırlı kalmıyor. Muş’ta kız öğrenciler, Erzurum’da erkek öğrenciler eylem yaptı...
Bu nedenle bir an önce bu yurtlarda denetim yapılmalı, varsa bir aksaklık vakit kaybedilmeden düzeltilmelidir. Eğer bu eylemler diğer illere sıçrarsa sıkıntı daha da büyüyecektir.
Bu günleri kim belirliyor?
Her sabah daha önce hiç duymadığımız günlere uyanıyoruz. Mesela, dün ‘Dünya Kız Çocukları Günü’ymüş. Sosyal medyada kimin kızı varsa bir kare fotoğraf paylaşmış. Yahu itirazım yok, çok da masum bir şey ama düşünmeden edemedim. Bu günleri Allah aşkına kim belirliyor. Ve nasıl oluyor da tüm insanlık anında bugünü kabul edip kutlama yapıyor…
Mesela yarın bende bir gün ilan etsem, o gün hemen tüm dünyada kabul görür mü? Dünya’yı bilmem ama benim güzel ülkemde hemen kabul göreceğini garanti edebilirim…
Gelin görün ki bu ihbarların hatırı sayılır bölümü asılsız çıkmış. İşin ilginç yanı ihbarcıların büyük bir bölümü oğlunu, kocasını, karısını, komşusunu hatta sevgilisini bile ihbar etmiş.
Devlet işi gücü bırakmış, bu ihbarları tek tek incelemiş. Ortaya çıkan sonuç ise bu ihbarların tamamen kin, nefret ve iftira duygusu ile yapılmış olmasıymış.
Şaşırdınız mı bu sonuca? Ben şaşırmadım, şu tablo bile bizim ne hale geldiğimizin bir örneğidir ve bunun adı iftiracı jurnalciliktir.
Bu kadar önemli bir meseleyi sulandıran, insanlara oturdukları yerden iftira atanlar için, ‘asılsız ihbar yapmak’ suçundan işlem yapılıyor.
Oysa o kişiler hakkında asılsız ihbar yapmak suçundan değil, FETÖ/ PDY’ye dolaylı yoldan destek vermekten işlem yapılmalı. Zira görevliler bu ihbarlarla zaman kaybederken, asıl suçlular elini kolunu sallayıp geziyor. Bu ihbarlarda yapılacak en küçük hata işi sulandırmanın ötesinde örgütün ekmeğine yağ sürecektir.
Öğrenci yurtlarına dikkat?
Birkaç haftadır Muş başta olmak üzere bir takım illerden öğrenci yurtlarında eylem haberleri geliyor. Öğrenciler gecenin bir vakti sokağa dökülüp, yurt şartlarının iyi olmaması nedeniyle eylem yapıyor.
Önceki gecede Erzurum’da da böyle bir eylem olmuş. Öğrenciler sabahın 5’inde o geceye dair eylem görüntülerini ve bilgilerini elektronik posta yoluyla haber merkezimize göndermişler.
Belki gerçekten yurtların durumunda sıkıntı vardır, belki yaşam koşulları standartların altındadır ama şu günlerde bu tür eylemleri masum göremiyorum…
Belki suizan ediyor da olabilirim. Fakat FETÖ yurtlarından devlet yurtlarına geçen bazı öğrencilerin bu işin elebaşı olma ihtimali de aklıma gelmiyor değil. Çünkü eylemler tek bir il ile sınırlı kalmıyor. Muş’ta kız öğrenciler, Erzurum’da erkek öğrenciler eylem yaptı...
Bu nedenle bir an önce bu yurtlarda denetim yapılmalı, varsa bir aksaklık vakit kaybedilmeden düzeltilmelidir. Eğer bu eylemler diğer illere sıçrarsa sıkıntı daha da büyüyecektir.
Bu günleri kim belirliyor?
Her sabah daha önce hiç duymadığımız günlere uyanıyoruz. Mesela, dün ‘Dünya Kız Çocukları Günü’ymüş. Sosyal medyada kimin kızı varsa bir kare fotoğraf paylaşmış. Yahu itirazım yok, çok da masum bir şey ama düşünmeden edemedim. Bu günleri Allah aşkına kim belirliyor. Ve nasıl oluyor da tüm insanlık anında bugünü kabul edip kutlama yapıyor…
Mesela yarın bende bir gün ilan etsem, o gün hemen tüm dünyada kabul görür mü? Dünya’yı bilmem ama benim güzel ülkemde hemen kabul göreceğini garanti edebilirim…