Bazı insanların bütün zenginlikleri, bütün paraları, bütün makamları, bütün dünyayı ele geçirme, insanlara hükmetme, insanları kullanma hırsları olmasa ve toplumlar bu gibi insanlara prim verip, baş tacı etmese bütün ülkeler ve insanlar huzur, refah, barış içinde yaşarlar.
Fakat bencillik, hırs, nefsanî arzular ve şeytan bu gibi insanların peşini bırakmaz ve hal böyle olunca da yaşadığımız dünyanın hali ortadadır.
Peki, bütün bu zalimlik, karmaşıklık, bencillik ve merhametsizlik içinde Türk Milleti olarak bizim hedefimiz, ülkümüz ne olmalıdır?
Bizim hedefimiz; merhametsizlik, zalimlik, bencillik yapmadan ve başkalarına kötülük etmeden, yıkmadan, dökmeden, kırmadan öncelikle ülkemizin, sonra da bütün Türk ve İslam ülkelerinin ileri ülkeler kadar kalkınması, muasır medeniyet seviyesine ulaşması için çalışmaktır.
Kalkınmış olmak, muasır medeniyet seviyesine ulaşmak müreffeh, özgür, huzurlu ve barış içinde yaşamak bütün Türk İslam Âleminin en doğal hakkıdır.
Bunu sağlamak için de Türk Milleti olarak devamlı önümüze bakmak zorundayız. Bu başarıyı ne bizi rehavete iten kuru nostalji ile atalarımızın bugüne ulaştıramadığımız geçmişteki başarılarıyla övünerek sağlayabiliriz ne de geçmişe söverek, bizden öncekilerin hataları, başarısızlıkları üzerine bir dünya kurarak, bu sayede kendi hatalarımızı örterek sağlayabiliriz.
Şimdi; bizi bölen, bize vakit kaybettiren, bizleri millet olarak Allah yolundan ve muasır medeniyet ülkümüzden uzaklaştıran her türlü ideolojiden, her türlü ayrılıkçılıktan sıyrılıp, tek yürek, tek bilek olarak vatan, millet için çalışmak zamanıdır.
Ve de bu dinin ve bu vatanın üzerinde bir değer varsa o zaman siz söyleyin, biz dinleyelim.
Fakat bencillik, hırs, nefsanî arzular ve şeytan bu gibi insanların peşini bırakmaz ve hal böyle olunca da yaşadığımız dünyanın hali ortadadır.
Peki, bütün bu zalimlik, karmaşıklık, bencillik ve merhametsizlik içinde Türk Milleti olarak bizim hedefimiz, ülkümüz ne olmalıdır?
Bizim hedefimiz; merhametsizlik, zalimlik, bencillik yapmadan ve başkalarına kötülük etmeden, yıkmadan, dökmeden, kırmadan öncelikle ülkemizin, sonra da bütün Türk ve İslam ülkelerinin ileri ülkeler kadar kalkınması, muasır medeniyet seviyesine ulaşması için çalışmaktır.
Kalkınmış olmak, muasır medeniyet seviyesine ulaşmak müreffeh, özgür, huzurlu ve barış içinde yaşamak bütün Türk İslam Âleminin en doğal hakkıdır.
Bunu sağlamak için de Türk Milleti olarak devamlı önümüze bakmak zorundayız. Bu başarıyı ne bizi rehavete iten kuru nostalji ile atalarımızın bugüne ulaştıramadığımız geçmişteki başarılarıyla övünerek sağlayabiliriz ne de geçmişe söverek, bizden öncekilerin hataları, başarısızlıkları üzerine bir dünya kurarak, bu sayede kendi hatalarımızı örterek sağlayabiliriz.
Şimdi; bizi bölen, bize vakit kaybettiren, bizleri millet olarak Allah yolundan ve muasır medeniyet ülkümüzden uzaklaştıran her türlü ideolojiden, her türlü ayrılıkçılıktan sıyrılıp, tek yürek, tek bilek olarak vatan, millet için çalışmak zamanıdır.
Ve de bu dinin ve bu vatanın üzerinde bir değer varsa o zaman siz söyleyin, biz dinleyelim.