Futbol günümüzde artık bir endüstri…
Dünyanın bir çok ünlü futbol kulübü endüstrileşen futbolda özellikle yayın gelirleri, reklamlar ve sponsorlardan ‘Aslan Payı’nı alırken, ekonomik anlamda rakipleri ile de arayı açmış durumdalar.
Örneğin Barcelona, Real Madrid, Manchester United ve Bayern Münih gibi takımlar ile diğer takımlar arasında uçurum oluşmuş durumda.
Öyle ki; Avrupa’nın bir çok önde gelen liglerinde, takımların daha geniş kitlelere ulaşması, dünyanın o, futbol yıldızlarını izlemesi için Müsabaka saatleri, ona göre ayarlanıyor.
Gerçi son yıllarda Zengin Arap ve Uzakdoğulu iş adamlarının Avrupa’da satın aldığı kulüplerde adlarından bir hayli söz ettiriyorlar.
Örneğin Paris Saint- Germain, Manchaster City gibi ekipler Arap işadamları sayesinde uçuşa geçtiler.
Tabi ki, futbolda bu modayı ilk başlatan isminde Chelsea’nın Rus Milyarder Başkanı Goran Abramovich olduğunu unutmamak lazım…
***
Evet!...Avrupa’da bunlar olurken, ülkemizde neler oluyor diye kendi kendimize sorular sorabiliriz…
Bakın Türkiye’de parayı har vurup harman savurmayan bir isim vardı, o da Rahmetli İlhan Cavcav…
Cavcav, Avrupa kulüpleri ile Türk devlerine sattığı yıldızların parası ile yıllarca Gençlerbirliği’ni Süper Lig’de tutmayı başardı, hem de kasasına hatırı sayılır paralar koyarak…
Bugün herhalde Türk kulüpleri içerisinde ekonomik anlamda hem rahat hem de kasasında parası olan ender futbol kulüplerinden biri başkent temsilcisi…
***
Fikret Orman’ın akılcı politikaları sayesinde ‘Feda’ diyen Beşiktaş da son yıllarda ciddi para kazanan kulüplerin başında geliyor.
Siyah-beyazlıların Stadının İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olan Beşiktaş’ta olması ayrı bir avantaj sağladı Kara Kartal’a…
Ciddi sponsor, reklam ve forma gelirleri elde eden Beşiktaş, Teknik Direktör Şenol Güneş nezaretinde Şampiyonlar Ligi’nde gurumuz olurken, Devler Ligi’nde 16 takım arasına adını yazdırmayı başardı.
***
Gelelim şehir takımları ve taraftarlara…
Bugün gerek dünya, gerek Avrupa ve gerekse Türkiye’de şehirlerin futbol takımları taraftarlar adına bir tutkuya dönüşürken, futbol takımları da o şehirler için adeta lokomotif görevini yürütüyor.
***
Anadolu’nun bir çok şehrinde o, kentin futbol takımı taraftarlar için yaşam biçimi…
Ekmek-su ve hava kadar gerekli hale gelmiştir şehrin futbol kulüpleri taraftarlar açısından.
Profesyonel liglerde mücadele eden şehir takımları taraftarlar için sevinç ve hüzün kaynağıdır.
Kazandığında taraftardan mutlusu yoktur. Kaybettiğinde de taraftarlardan üzüntülü kimse olmaz.
Tabi mağlubiyete yöneticisi, futbolcusu, teknik direktörü de çok fazla üzülür, ama taraftar gibi bu üzüntüyü hiç kimse hissedemez.
Bunu tribünlerden gelen bizler çok iyi biliriz…
Takım maç kazandığında taraftarlar o haftayı kurtarmış gibi görür.
Güler, söyler, övüne övüne “Nasıl galip geldik” diye anlatır, durur önüne gelene…
Hele birde takımı mağlup olmuşsa, Karadeniz’de gemileri batmış gibi üzülür.
Yıkılır adeta o hafta…
***
Bugün bakıldığında Anadolu’da bir çok kulüp taraftarının gücü ile ayaktadır.
Gün gelmiştir, dibi görmüştür ama, yine de taraftarlarının desteği ile ayağa kalkmasını bilmiştir, o kulüpler…
***
Evet!... Bu camiaların isimlerini saymaya kalkarsak, bu sütunlarda yer kalmaz.
Büyükşehir Belediye Erzurumspor’da Dadaşlar için hakikaten çok büyük önem taşımaktadır.
Mavi-beyazlı kulübümüz, şehrimizin ortak paydasıdır.
Evet!...Bugün Erzurum’un Mavi-beyazlı kulüpten başka bir profesyonel takımı olmadığı için her zamankinden daha çok takıma sarılmamız gerekir.
Daha çok bu kulübün etrafında kenetlememiz lazım.
Çünkü başka Erzurum yok...
Bakın!...Erzurum önce 3. Ligde şampiyon oldu, soluk almadan ertesi yılda şampiyonlukta duble yaparak TFF 1. Ligi’ne yükseldi.
Bu sezonda lig bittiğinde bakarsınız Süper Lig bileti alarak, tarihte bir ilke imza atar BB Erzurumspor…
Futbolda her şey var…
Futbol çok şeylere gebe…
Evet!...Bugün Büyükşehir Belediye Erzurumspor’un başında pırıl pırıl genç bir hemşehrimiz olan Dilaver Yılmaz var…
Koşan koşuşturan bir yönetim kurulu var sahada…
Başarı için kararlı bir teknik direktör ve inanmış bir futbolcu ordusu var aramızda…
Her şeyden önemlisi “Bizim iki sevdamız var, biri Erzurum diğeri BB Erzurumspor” diyen bir Büyükşehir Belediye Başkanı Var…
Allah için, göreve geldiği günden beri sporda branş ayrımı yapmayan spor ve sporcu dostu bir Mehmet Sekmen var.
İnanıyorum ki, Onursal Başkan Sekmen olduğu müddetçe, BB Erzurumspor’un sırtı yere gelmez.
***
O zaman ne yapıyoruz; el birliği kader birliği yapıyoruz bu şehrinin futbol takımının yeni bir tarih yazması için.
Her zamankinden daha çok destek olmamız gerekir Mavi-beyazlı kulübe…
Şehrin esnafı işadamı destek vermek mecburiyetindedir yaşadığı kentin takımına…
Dünyanın her neresinde ikamet ediyorsa etsin, “Erzurumluyum” diyen herkes bu kulübü sahiplenmeli ve destek vermelidir.
Taraftarların görevi ne olmalı bu süreçte tabi ki manevi…
Alacak Taraftar Passolig Kartını, koşacak Kazım Karabekir Stadı’nın tribünlerine…
25 taraftar ful çekerse tribünler, işte o zaman başarı da kaçınılmaz olur.
İşte anladınız mı, şehir takımlarının ve taraftarların önemini…
Kalın sağlıcakla…
Dünyanın bir çok ünlü futbol kulübü endüstrileşen futbolda özellikle yayın gelirleri, reklamlar ve sponsorlardan ‘Aslan Payı’nı alırken, ekonomik anlamda rakipleri ile de arayı açmış durumdalar.
Örneğin Barcelona, Real Madrid, Manchester United ve Bayern Münih gibi takımlar ile diğer takımlar arasında uçurum oluşmuş durumda.
Öyle ki; Avrupa’nın bir çok önde gelen liglerinde, takımların daha geniş kitlelere ulaşması, dünyanın o, futbol yıldızlarını izlemesi için Müsabaka saatleri, ona göre ayarlanıyor.
Gerçi son yıllarda Zengin Arap ve Uzakdoğulu iş adamlarının Avrupa’da satın aldığı kulüplerde adlarından bir hayli söz ettiriyorlar.
Örneğin Paris Saint- Germain, Manchaster City gibi ekipler Arap işadamları sayesinde uçuşa geçtiler.
Tabi ki, futbolda bu modayı ilk başlatan isminde Chelsea’nın Rus Milyarder Başkanı Goran Abramovich olduğunu unutmamak lazım…
***
Evet!...Avrupa’da bunlar olurken, ülkemizde neler oluyor diye kendi kendimize sorular sorabiliriz…
Bakın Türkiye’de parayı har vurup harman savurmayan bir isim vardı, o da Rahmetli İlhan Cavcav…
Cavcav, Avrupa kulüpleri ile Türk devlerine sattığı yıldızların parası ile yıllarca Gençlerbirliği’ni Süper Lig’de tutmayı başardı, hem de kasasına hatırı sayılır paralar koyarak…
Bugün herhalde Türk kulüpleri içerisinde ekonomik anlamda hem rahat hem de kasasında parası olan ender futbol kulüplerinden biri başkent temsilcisi…
***
Fikret Orman’ın akılcı politikaları sayesinde ‘Feda’ diyen Beşiktaş da son yıllarda ciddi para kazanan kulüplerin başında geliyor.
Siyah-beyazlıların Stadının İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olan Beşiktaş’ta olması ayrı bir avantaj sağladı Kara Kartal’a…
Ciddi sponsor, reklam ve forma gelirleri elde eden Beşiktaş, Teknik Direktör Şenol Güneş nezaretinde Şampiyonlar Ligi’nde gurumuz olurken, Devler Ligi’nde 16 takım arasına adını yazdırmayı başardı.
***
Gelelim şehir takımları ve taraftarlara…
Bugün gerek dünya, gerek Avrupa ve gerekse Türkiye’de şehirlerin futbol takımları taraftarlar adına bir tutkuya dönüşürken, futbol takımları da o şehirler için adeta lokomotif görevini yürütüyor.
***
Anadolu’nun bir çok şehrinde o, kentin futbol takımı taraftarlar için yaşam biçimi…
Ekmek-su ve hava kadar gerekli hale gelmiştir şehrin futbol kulüpleri taraftarlar açısından.
Profesyonel liglerde mücadele eden şehir takımları taraftarlar için sevinç ve hüzün kaynağıdır.
Kazandığında taraftardan mutlusu yoktur. Kaybettiğinde de taraftarlardan üzüntülü kimse olmaz.
Tabi mağlubiyete yöneticisi, futbolcusu, teknik direktörü de çok fazla üzülür, ama taraftar gibi bu üzüntüyü hiç kimse hissedemez.
Bunu tribünlerden gelen bizler çok iyi biliriz…
Takım maç kazandığında taraftarlar o haftayı kurtarmış gibi görür.
Güler, söyler, övüne övüne “Nasıl galip geldik” diye anlatır, durur önüne gelene…
Hele birde takımı mağlup olmuşsa, Karadeniz’de gemileri batmış gibi üzülür.
Yıkılır adeta o hafta…
***
Bugün bakıldığında Anadolu’da bir çok kulüp taraftarının gücü ile ayaktadır.
Gün gelmiştir, dibi görmüştür ama, yine de taraftarlarının desteği ile ayağa kalkmasını bilmiştir, o kulüpler…
***
Evet!... Bu camiaların isimlerini saymaya kalkarsak, bu sütunlarda yer kalmaz.
Büyükşehir Belediye Erzurumspor’da Dadaşlar için hakikaten çok büyük önem taşımaktadır.
Mavi-beyazlı kulübümüz, şehrimizin ortak paydasıdır.
Evet!...Bugün Erzurum’un Mavi-beyazlı kulüpten başka bir profesyonel takımı olmadığı için her zamankinden daha çok takıma sarılmamız gerekir.
Daha çok bu kulübün etrafında kenetlememiz lazım.
Çünkü başka Erzurum yok...
Bakın!...Erzurum önce 3. Ligde şampiyon oldu, soluk almadan ertesi yılda şampiyonlukta duble yaparak TFF 1. Ligi’ne yükseldi.
Bu sezonda lig bittiğinde bakarsınız Süper Lig bileti alarak, tarihte bir ilke imza atar BB Erzurumspor…
Futbolda her şey var…
Futbol çok şeylere gebe…
Evet!...Bugün Büyükşehir Belediye Erzurumspor’un başında pırıl pırıl genç bir hemşehrimiz olan Dilaver Yılmaz var…
Koşan koşuşturan bir yönetim kurulu var sahada…
Başarı için kararlı bir teknik direktör ve inanmış bir futbolcu ordusu var aramızda…
Her şeyden önemlisi “Bizim iki sevdamız var, biri Erzurum diğeri BB Erzurumspor” diyen bir Büyükşehir Belediye Başkanı Var…
Allah için, göreve geldiği günden beri sporda branş ayrımı yapmayan spor ve sporcu dostu bir Mehmet Sekmen var.
İnanıyorum ki, Onursal Başkan Sekmen olduğu müddetçe, BB Erzurumspor’un sırtı yere gelmez.
***
O zaman ne yapıyoruz; el birliği kader birliği yapıyoruz bu şehrinin futbol takımının yeni bir tarih yazması için.
Her zamankinden daha çok destek olmamız gerekir Mavi-beyazlı kulübe…
Şehrin esnafı işadamı destek vermek mecburiyetindedir yaşadığı kentin takımına…
Dünyanın her neresinde ikamet ediyorsa etsin, “Erzurumluyum” diyen herkes bu kulübü sahiplenmeli ve destek vermelidir.
Taraftarların görevi ne olmalı bu süreçte tabi ki manevi…
Alacak Taraftar Passolig Kartını, koşacak Kazım Karabekir Stadı’nın tribünlerine…
25 taraftar ful çekerse tribünler, işte o zaman başarı da kaçınılmaz olur.
İşte anladınız mı, şehir takımlarının ve taraftarların önemini…
Kalın sağlıcakla…