Batı, bugünkü zenginliğini üretme kültürüne değil; sömürme, yakma, yıkma kültürüne borçludur. Bunlar milletleri sömürerek ekonomik gelişimlerini teknolojiye çevirip yok edici silahlar üretmeyi başardılar. Silah teknolojisinin hızlı artmasıyla Batılılar birbirlerine savaş açma noktasında daha çekimser davranmakta, vatanlarını ve vatandaşlarını silahların yok edici etkilerinden uzak tutmaya çalışmaktadırlar.
Sömürmenin kaçınılmaz cazibesi emperyalist güçleri kendisine çekerken, silah teknolojisinin gücü karşısında hem çekimser davranmaya hem de onu kullanarak tehditkâr olmaya başlayan Batılılar, emellerine ulaşma adına araçları devreye sokmaya başladılar.
Böyle bir ortamda filim dünyasında olduğu gibi kötü adam rolünde DEAŞ, İŞİD gibi karakterler üretilmiş, daha sonra bunlarla mücadele edecek aracı kuvvetler birliği oluşturulmuştur. Amacın kutsandığı ve aracın “kullan at ”’a dönüştüğü bu ortamda insanlarımızın çok uyanık olması, söylem ve eylemlerine dikkat etmesi gerekmektedir.
Kendi neslinin yüzyıl sonraki pozisyonunu düşünerek ve gelecekte onların burnunun kanamaması için yüzbinlerce insanı yok etmeyi göze alan bu sömürü düzeni, insanlın beynini iğdiş ederek amacına ulaşmayı hedeflemektedir.
Suriye’de savaşmak için kendi ülkesinden getireceği paralı askerlerin aylık maliyeti 10 bin doları bulacakken, Amerika 170 dolara YPG’lileri sahte vaatlerle kandırmakta, hem ileride oluşturacağı koloninin nüfus yapısında planlamaya gitmekte hem de kendi insanını savaş ortamından uzak tutmaktadır.
Amerika muhtemelen son kullanma tarihi bittiğine İŞİD’e yaptığının benzerini bu sefer YPG’liler için yapacak, onları en kısa sürede tarihin çöplüğüne atacaklardır.
Şu andaki dünya düzeni cephede namuslu bir şekilde göğüs göğüse savaşacak bir karakterde değildir. Onlar insanları birbiri ile savaştırmak, kaleyi içten fethetmek amacındadırlar. Şu anda Güneydoğu’da ajanlar, gereksiz söylem ve eylemleri kullanarak ve de yalan yanlış haberler üreterek iç karışıklık çıkarmanın derdindedirler.
Dün cephede hep beraber Anzavurlara karşı vermiş olduğumuz mücadeleden dersler çıkarmamız, birlik beraberlik içinde kendi nesillerimizin huzur içinde yaşayacağı bir ülkenin oluşması için sorumluluk içinde hareket etmemiz gerekmektedir.
Kendi ülkesinde küçük bir bomba patladığında dünyayı ayağa kaldıran Batılılar, tonlarca bombaların teröristlere verilmesine ve onların masum vatandaşların başında patlatılmasına ses çıkarmamaktadırlar. Bu durumda ölen, dilenen, evini, yuvasını, yavrusunu, işini kaybeden hep masum Müslüman halklar olmaktadır. Önümüzde Suriye halkları ve onları ıstırabı tazeliğini korurken bu halkların durumundan herkesin ders çıkarması, ona göre sorumluluk içinde hareket etmesi gerekmektedir.
Bizlere dilenen bir Amerikan çocuğunu, ülkesi dağılmış bir İsrailliyi, birbiri ile savaşan bir Alman, İngiliz, Fransız’ı görmek nasip olmayacak mı?
Bu şartlarda hepimizin sağduyulu davranmaya, hain emeli olan kişilerin bu emellerini boşa çıkarmaya mecburiyeti vardır.
Sömürmenin kaçınılmaz cazibesi emperyalist güçleri kendisine çekerken, silah teknolojisinin gücü karşısında hem çekimser davranmaya hem de onu kullanarak tehditkâr olmaya başlayan Batılılar, emellerine ulaşma adına araçları devreye sokmaya başladılar.
Böyle bir ortamda filim dünyasında olduğu gibi kötü adam rolünde DEAŞ, İŞİD gibi karakterler üretilmiş, daha sonra bunlarla mücadele edecek aracı kuvvetler birliği oluşturulmuştur. Amacın kutsandığı ve aracın “kullan at ”’a dönüştüğü bu ortamda insanlarımızın çok uyanık olması, söylem ve eylemlerine dikkat etmesi gerekmektedir.
Kendi neslinin yüzyıl sonraki pozisyonunu düşünerek ve gelecekte onların burnunun kanamaması için yüzbinlerce insanı yok etmeyi göze alan bu sömürü düzeni, insanlın beynini iğdiş ederek amacına ulaşmayı hedeflemektedir.
Suriye’de savaşmak için kendi ülkesinden getireceği paralı askerlerin aylık maliyeti 10 bin doları bulacakken, Amerika 170 dolara YPG’lileri sahte vaatlerle kandırmakta, hem ileride oluşturacağı koloninin nüfus yapısında planlamaya gitmekte hem de kendi insanını savaş ortamından uzak tutmaktadır.
Amerika muhtemelen son kullanma tarihi bittiğine İŞİD’e yaptığının benzerini bu sefer YPG’liler için yapacak, onları en kısa sürede tarihin çöplüğüne atacaklardır.
Şu andaki dünya düzeni cephede namuslu bir şekilde göğüs göğüse savaşacak bir karakterde değildir. Onlar insanları birbiri ile savaştırmak, kaleyi içten fethetmek amacındadırlar. Şu anda Güneydoğu’da ajanlar, gereksiz söylem ve eylemleri kullanarak ve de yalan yanlış haberler üreterek iç karışıklık çıkarmanın derdindedirler.
Dün cephede hep beraber Anzavurlara karşı vermiş olduğumuz mücadeleden dersler çıkarmamız, birlik beraberlik içinde kendi nesillerimizin huzur içinde yaşayacağı bir ülkenin oluşması için sorumluluk içinde hareket etmemiz gerekmektedir.
Kendi ülkesinde küçük bir bomba patladığında dünyayı ayağa kaldıran Batılılar, tonlarca bombaların teröristlere verilmesine ve onların masum vatandaşların başında patlatılmasına ses çıkarmamaktadırlar. Bu durumda ölen, dilenen, evini, yuvasını, yavrusunu, işini kaybeden hep masum Müslüman halklar olmaktadır. Önümüzde Suriye halkları ve onları ıstırabı tazeliğini korurken bu halkların durumundan herkesin ders çıkarması, ona göre sorumluluk içinde hareket etmesi gerekmektedir.
Bizlere dilenen bir Amerikan çocuğunu, ülkesi dağılmış bir İsrailliyi, birbiri ile savaşan bir Alman, İngiliz, Fransız’ı görmek nasip olmayacak mı?
Bu şartlarda hepimizin sağduyulu davranmaya, hain emeli olan kişilerin bu emellerini boşa çıkarmaya mecburiyeti vardır.