Geçtiğimiz hafta AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı, yerli otomobile takılacak şarj ünitelerinin Erzurum'da üretileceğini açıklamıştı.
Bu açıklamanın ardından Düzce’de konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, basın mensuplarının “Yerli otomobilin şarj üniteleri Erzurum'da mı üretilecek?” sorusu üzerine, "Öyle bir şey yok, henüz daha çalışıyoruz. Şirketleşme ve bir CEO atama aşamasındayız. Dolayısıyla yer konusunda yapılmış hiçbir çalışma yok. Yer konusunda 22 ilden talep var, bu talepler önümüzdeki 1,5 yıl içerisinde değerlendirilecek, yer konusu daha belli değil" açıklamasını yaptı.
Sayın Vekilimiz yapılan başvuru üzerine ‘Bu iş bitti, iş Erzurum’un’ diye kendi kendine gelin güveyimi oldu? Yoksa Sayın Bakanın bu gelişmelerden haberi yok muydu? Bu konu şehrin gündemini oluşturdu. İyi de işin aslı neydi?
Bakanın açıklamasının ardından tekrar kameraların karşına geçen Milletvekili Ilıcalı, yaptığı açıklamanın arkasında olduğunu ve yerli otomobilin şarj ünitelerinin Erzurum’da üretilmesi için şirket ile anlaşmaların tamamlandığını söyleyerek konu ile alakalı belgeleri gösterdi. Bakan Öz’ün açıklamasının şarj üniteleri ile ilgili değil yerli otomobilin üretim yeri ile alakalı olduğunu belirtti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün açıklamalarını tekrar tekrar izledim. Takıldığım nokta; Mustafa Ilıcalı’nın açıkladığı şarj üniteleri üretim müjdesinin doğruluğu değil, Bakan’ın Düzce için verdiği müjdeler oldu.
Bakan Öz söze aynen şöyle girdi; “Düzceliler diyorlardı ki bize hiçbir şey yapmadınız. Bakın şu anda Düzce’ye 4 fabrika getiriyoruz.” Yanlış anladım sandım tekrar dinledim, evet Düzce’ye Bakan Bey 4 fabrika müjdesi ile gitmişti, isimlerini de tek tek sıraladı.
‘Heyhat’ dedim kendi kendime, biz bir fabrikanın doğruluğunu teyit ettirmek isterken Bakan başka bir il için yeni yeni fabrikaların müjdesini açıklıyor.
Belki içinizden ‘iyi de orası Düzce’ diyebilirsiniz. Evet, onlar da vergi veriyor bizde. Onlar da teşvik kapsamında biz de. Ancak onlar da sayısız fabrika var, bizde yok. Buna rağmen isyan ediyorlar, ‘bize bir şey yapmadınız’ diyorlar. O kadar fabrikaya rağmen bakan, ‘gözünüz doysun’ demiyor, hak veriyor ve gereğini yapıyor.
Henüz yerli otomobilin üretileceği il belli değilken biz şarj ünitelerine talip oluyoruz. Haber kesin ise bu da bir şeydir. Ama niye o 22 il içinde bu işe Erzurum’da talip olmasın. Dört tane istemiyoruz ama bir fabrikayı da mı hak etmiyoruz?
Sahi biz nerede yanlış yapıyoruz? Ölümü görüp sıtmaya mı razı ediliyoruz? Yoksa biz mi kendimizi böyle kalmak için zorluyoruz?
Dün sosyal medyada Erzurum Milletvekillerinin Çankaya Köşkü’nde Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ başkanlığında yaptıkları toplantı fotoğraflarını göndüm. Zaman zaman bu tür toplantılar yaptıklarını biliyorum. Merak ediyorum, o toplantılarda ne konuşuluyor? Nasıl kararlar alıyorlar? Ya da vekiller kötü giden şehir ekonomisi için nasıl öngörüler ortaya koyup, çare arıyorlar? Belki bir gün basın bülteni yaparlar, bizde öğrenir sizlere aktarırız...
Bu açıklamanın ardından Düzce’de konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, basın mensuplarının “Yerli otomobilin şarj üniteleri Erzurum'da mı üretilecek?” sorusu üzerine, "Öyle bir şey yok, henüz daha çalışıyoruz. Şirketleşme ve bir CEO atama aşamasındayız. Dolayısıyla yer konusunda yapılmış hiçbir çalışma yok. Yer konusunda 22 ilden talep var, bu talepler önümüzdeki 1,5 yıl içerisinde değerlendirilecek, yer konusu daha belli değil" açıklamasını yaptı.
Sayın Vekilimiz yapılan başvuru üzerine ‘Bu iş bitti, iş Erzurum’un’ diye kendi kendine gelin güveyimi oldu? Yoksa Sayın Bakanın bu gelişmelerden haberi yok muydu? Bu konu şehrin gündemini oluşturdu. İyi de işin aslı neydi?
Bakanın açıklamasının ardından tekrar kameraların karşına geçen Milletvekili Ilıcalı, yaptığı açıklamanın arkasında olduğunu ve yerli otomobilin şarj ünitelerinin Erzurum’da üretilmesi için şirket ile anlaşmaların tamamlandığını söyleyerek konu ile alakalı belgeleri gösterdi. Bakan Öz’ün açıklamasının şarj üniteleri ile ilgili değil yerli otomobilin üretim yeri ile alakalı olduğunu belirtti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün açıklamalarını tekrar tekrar izledim. Takıldığım nokta; Mustafa Ilıcalı’nın açıkladığı şarj üniteleri üretim müjdesinin doğruluğu değil, Bakan’ın Düzce için verdiği müjdeler oldu.
Bakan Öz söze aynen şöyle girdi; “Düzceliler diyorlardı ki bize hiçbir şey yapmadınız. Bakın şu anda Düzce’ye 4 fabrika getiriyoruz.” Yanlış anladım sandım tekrar dinledim, evet Düzce’ye Bakan Bey 4 fabrika müjdesi ile gitmişti, isimlerini de tek tek sıraladı.
‘Heyhat’ dedim kendi kendime, biz bir fabrikanın doğruluğunu teyit ettirmek isterken Bakan başka bir il için yeni yeni fabrikaların müjdesini açıklıyor.
Belki içinizden ‘iyi de orası Düzce’ diyebilirsiniz. Evet, onlar da vergi veriyor bizde. Onlar da teşvik kapsamında biz de. Ancak onlar da sayısız fabrika var, bizde yok. Buna rağmen isyan ediyorlar, ‘bize bir şey yapmadınız’ diyorlar. O kadar fabrikaya rağmen bakan, ‘gözünüz doysun’ demiyor, hak veriyor ve gereğini yapıyor.
Henüz yerli otomobilin üretileceği il belli değilken biz şarj ünitelerine talip oluyoruz. Haber kesin ise bu da bir şeydir. Ama niye o 22 il içinde bu işe Erzurum’da talip olmasın. Dört tane istemiyoruz ama bir fabrikayı da mı hak etmiyoruz?
Sahi biz nerede yanlış yapıyoruz? Ölümü görüp sıtmaya mı razı ediliyoruz? Yoksa biz mi kendimizi böyle kalmak için zorluyoruz?
Dün sosyal medyada Erzurum Milletvekillerinin Çankaya Köşkü’nde Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ başkanlığında yaptıkları toplantı fotoğraflarını göndüm. Zaman zaman bu tür toplantılar yaptıklarını biliyorum. Merak ediyorum, o toplantılarda ne konuşuluyor? Nasıl kararlar alıyorlar? Ya da vekiller kötü giden şehir ekonomisi için nasıl öngörüler ortaya koyup, çare arıyorlar? Belki bir gün basın bülteni yaparlar, bizde öğrenir sizlere aktarırız...