Ekonomik büyümenin birçok belirleyicisi var. Büyümenin belirleyicileri arasında sanayi başta geliyor. Sanayi; üretim, istihdam, katma değer ve refah oluşturmaktadır. Ne var ki, Erzurum, kayda değer bir sanayiye sahip değildir. Çimento üretimini bir kenara alarak, şehir ekonomisinin lokomotifleri ziraat, turizm, eğitim, sağlık, ticaret gibi alanlardır. Son yıllarda buna, bir yapı malzemesi olarak, taş ocaklarındaki üretimi ilave etmek de mümkündür.
Eğer sanayileşme ‘ileri şehir’ olmanın bir göstergesi ise sanayiye sahip olmayan Erzurum ileri bir şehir değildir. Bir kez bu gerçekle yüzleşmek gerekir. Ankara ve Kayseri gibi, kimi şehirlerdeki sanayi kümelenmesini de parantez içine alarak söylersek, Türkiye’nin sanayi bölgesi Marmara havzasıdır. Marmara bölgesi şehirleri Türkiye’nin diğer bölgelerine göre daha gelişmiş ve ilerlemiştir. Sanayi tesisinin en az olduğu, Erzurum’un merkezinde yer aldığı, kuzeydoğu Doğu Anadolu bölgesiyse, Türkiye’nin en geri kalmış bölgesidir.
Erzurum’da neden sanayi gelişmiyor? Bu soru, ilgililerce bin kez cevaplandırılmıştır. Bilinen o beylik cevapları sayacak değiliz. AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı’nın açıkladığı, ‘yerli otomobile takılacak şarj üniteleri Erzurum’da üretilecek’ haberi, ister gerçek olsun isterse bir temenni, üzerinde çokça durulmayı gerektirmiyor. Çünkü farz edelim ki, Ilıcalı’nın haberi sahihtir; yerli otomobillerin şarj pilleri Erzurum’da üretilecektir. Bu, şehrimizi bir sanayi şehri yapmaya yeter mi? Yetmez! Nasıl ki, bir çiçekle bahar gelmez, bir sanayi tesisiyle de bir şehre sanayi şehri denilemez.
Bu arada şu noktayı da bir hakşinaslık olarak ifade etmek gerekir: AK Parti’nin Erzurum milletvekilleri arasında şehrin üretim ve istihdam sorunları üzerinde samimi kafa yoran bir isimdir Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı. Ilıcalı’nın, binlerce gencin, -asgari ücretle çalışıyor olsalar da-, iş bulduğu çağrı merkezlerinin Erzurum’a gelmesindeki rolü inkâr edilemez.
Hükümet, sadece Erzurum’u değil, Türkiye’nin her şehrini geliştirmek, kalkındırmak istiyor. Her şehirde de göreceli olarak, bir değişim dönüşüm vardır. Sanayi toplumu ise bir süreçtir; tarım toplumunu, ticaret toplumu, ticaret toplumunu da sanayi toplumu takip eder. Türkiye, büyümeye devam eden bir ülkedir. Siyasi istikrarı devam ettiği takdirde, önümüzdeki on yıllarda, yeni sanayi kentleri de ortaya çıkacaktır. Fakat büyük ihtimalle Erzurum –bilinen sebeplerle- bu şehirlerin arasında yine yer almayacaktır.
Erzurum, sanayi takıntısından kurtulmalı ve bu yöndeki politik vaatlere fazla bir anlam yüklememelidir. Erzurum, kendi rasyonelleri üzerinde; ziraat, hayvancılık, kış turizmi, eğitim, sağlık, ticaret vb. alanlarda gelişmesini ve geleceğini inşa etmeye devam etmelidir. Enerjisini ekmek yediği alanlara yoğunlaştırması durumunda, Erzurum’un gelişmesi ve refahının artması daha mümkün olacaktır.
Eğer sanayileşme ‘ileri şehir’ olmanın bir göstergesi ise sanayiye sahip olmayan Erzurum ileri bir şehir değildir. Bir kez bu gerçekle yüzleşmek gerekir. Ankara ve Kayseri gibi, kimi şehirlerdeki sanayi kümelenmesini de parantez içine alarak söylersek, Türkiye’nin sanayi bölgesi Marmara havzasıdır. Marmara bölgesi şehirleri Türkiye’nin diğer bölgelerine göre daha gelişmiş ve ilerlemiştir. Sanayi tesisinin en az olduğu, Erzurum’un merkezinde yer aldığı, kuzeydoğu Doğu Anadolu bölgesiyse, Türkiye’nin en geri kalmış bölgesidir.
Erzurum’da neden sanayi gelişmiyor? Bu soru, ilgililerce bin kez cevaplandırılmıştır. Bilinen o beylik cevapları sayacak değiliz. AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı’nın açıkladığı, ‘yerli otomobile takılacak şarj üniteleri Erzurum’da üretilecek’ haberi, ister gerçek olsun isterse bir temenni, üzerinde çokça durulmayı gerektirmiyor. Çünkü farz edelim ki, Ilıcalı’nın haberi sahihtir; yerli otomobillerin şarj pilleri Erzurum’da üretilecektir. Bu, şehrimizi bir sanayi şehri yapmaya yeter mi? Yetmez! Nasıl ki, bir çiçekle bahar gelmez, bir sanayi tesisiyle de bir şehre sanayi şehri denilemez.
Bu arada şu noktayı da bir hakşinaslık olarak ifade etmek gerekir: AK Parti’nin Erzurum milletvekilleri arasında şehrin üretim ve istihdam sorunları üzerinde samimi kafa yoran bir isimdir Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı. Ilıcalı’nın, binlerce gencin, -asgari ücretle çalışıyor olsalar da-, iş bulduğu çağrı merkezlerinin Erzurum’a gelmesindeki rolü inkâr edilemez.
Hükümet, sadece Erzurum’u değil, Türkiye’nin her şehrini geliştirmek, kalkındırmak istiyor. Her şehirde de göreceli olarak, bir değişim dönüşüm vardır. Sanayi toplumu ise bir süreçtir; tarım toplumunu, ticaret toplumu, ticaret toplumunu da sanayi toplumu takip eder. Türkiye, büyümeye devam eden bir ülkedir. Siyasi istikrarı devam ettiği takdirde, önümüzdeki on yıllarda, yeni sanayi kentleri de ortaya çıkacaktır. Fakat büyük ihtimalle Erzurum –bilinen sebeplerle- bu şehirlerin arasında yine yer almayacaktır.
Erzurum, sanayi takıntısından kurtulmalı ve bu yöndeki politik vaatlere fazla bir anlam yüklememelidir. Erzurum, kendi rasyonelleri üzerinde; ziraat, hayvancılık, kış turizmi, eğitim, sağlık, ticaret vb. alanlarda gelişmesini ve geleceğini inşa etmeye devam etmelidir. Enerjisini ekmek yediği alanlara yoğunlaştırması durumunda, Erzurum’un gelişmesi ve refahının artması daha mümkün olacaktır.