Sevgili Dostlar, Allah’a hamdolsun dün iki Sevinç’i birden yaşadık. Çanakkale’nin yad edilmesi, Afrin’in fethedilmesi. Bugün bu iki mühim olaydan bahsederken de haklı olarak hep Çanakkale ruhuna vurgu yapılmaktadır. Sizlerle bu konuyla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Çanakkale Ruhu, bir kavram olarak pek çok bileşenden meydana gelmektedir. Bunların kısaca Allah’a iman, i’la’i kelimetüllah hedefine kilitlenme, liderlik, adanmışlık, bağlılık, samimiyet, korkuyu yenmiş yiğitlerin varlığı ve zamanın teknolojisine sahip olmak gibi unsurlardan oluştuğunu ifade edebiliriz.
Çanakkale ruhu, aslında Bedir Ruhu, Uhud Ruhu, Kadisiye Ruhu, Malazgirt Ruhu, İstanbul 1453 Ruhu kavramlarının 1915’te Çanakkale’de ortaya çıkmış olmasından başka bir şey değildir. İnsanlar bu ruha bir anda ulaşamazlar. Onun da bir başlangıç, gelişme, oluşma ve belirme süreci yaşadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu da aslında bileşenlerden birisidir. Bu ruh, her zaman ve her yerde ortaya çıkabilecek dinamik bir ruhtur. Ancak bir bu, ‘kıvam’ meselesidir. Yukarıda belirttiğimiz bileşenleri meydana getirmek bu kıvama ulaşmak için şarttır. Bu kıvama ulaşıldığı her yerde ve her zaman bu meşhur ruh hemen beliriverir. Allah ta bu Ruhu, hak eden insanlar arasında dolaştırır.
Çanakkale’den sonra uzun zaman kaybettiğimiz ya da kasıtlı olarak kaybettirilen bu ruh, hamdolsun uzun bir çalışma ve emek sonucu, ilk defa 2002’de işaret fişeğini verdi ve böylece uzun ve yorucu çalışmalar sonunda milletle devlet, ‘Milli Çizgi’de bir araya getirildi. Çanakkale Ruhu, 10-15 yıllık bir hazırlık devresinden sonra 15 Temmuz’da ilk defa ortaya çıktı ve bütün oyunları alt-üst etti. Sonra ‘Fırat Kalkanı’nda aynı ruhun fonksiyonel olduğunu hamdolsun bütün dünyaya gösterdik.
Tam da beliren bu Ruhu boğmak ve yakınımızda, altımıza dinamit koymak demek olan terör devletleri oluşturmak üzere, başımıza çorap örülmeye çalışılırken, Çanakkale Ruhu, bu sefer ‘Afrin Ruhu’ olarak ortaya çıktı, liderinin ağzından bütün dünyaya meydan okudu ve bir kere daha hem içimizdeki basiretsiz ve hainleri, hem de dünyayı ters köşe etti ve yine bütün oyunları bozdu.
Bu Ruhu bir kere daha bize bahşeden Allah’a sonsuz hamdolsun ki, Çanakkale Ruhu ile Afrin Ruhu, aynı günde buluştular.
Biz bu kıvamımızı koruduğumuz ve geliştirdiğimiz sürece, bu ruh ve dolayısıyla Allah’ın yardımı sürekli bizimle olacaktır. Bunda hiç şüphe ve tereddüt olmamalıdır. İnşaallah yarınlarda bu ruh, çok değişik yerlerde ve çok değişik zamanlarda ortaya çıkacak, hem bizi manen ve maddeten yükseltecek, hem de Ülkemiz, gönül coğrafyamız ve dünyaya yönelik olan hedeflerimizi gerçekleştirmemizde dinamik gücümüz olacaktır. Rabbim geleceğimizi bu Şeref’le şerefyab eyleye.
Selam ve saygılarımla
Çanakkale Ruhu, bir kavram olarak pek çok bileşenden meydana gelmektedir. Bunların kısaca Allah’a iman, i’la’i kelimetüllah hedefine kilitlenme, liderlik, adanmışlık, bağlılık, samimiyet, korkuyu yenmiş yiğitlerin varlığı ve zamanın teknolojisine sahip olmak gibi unsurlardan oluştuğunu ifade edebiliriz.
Çanakkale ruhu, aslında Bedir Ruhu, Uhud Ruhu, Kadisiye Ruhu, Malazgirt Ruhu, İstanbul 1453 Ruhu kavramlarının 1915’te Çanakkale’de ortaya çıkmış olmasından başka bir şey değildir. İnsanlar bu ruha bir anda ulaşamazlar. Onun da bir başlangıç, gelişme, oluşma ve belirme süreci yaşadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu da aslında bileşenlerden birisidir. Bu ruh, her zaman ve her yerde ortaya çıkabilecek dinamik bir ruhtur. Ancak bir bu, ‘kıvam’ meselesidir. Yukarıda belirttiğimiz bileşenleri meydana getirmek bu kıvama ulaşmak için şarttır. Bu kıvama ulaşıldığı her yerde ve her zaman bu meşhur ruh hemen beliriverir. Allah ta bu Ruhu, hak eden insanlar arasında dolaştırır.
Çanakkale’den sonra uzun zaman kaybettiğimiz ya da kasıtlı olarak kaybettirilen bu ruh, hamdolsun uzun bir çalışma ve emek sonucu, ilk defa 2002’de işaret fişeğini verdi ve böylece uzun ve yorucu çalışmalar sonunda milletle devlet, ‘Milli Çizgi’de bir araya getirildi. Çanakkale Ruhu, 10-15 yıllık bir hazırlık devresinden sonra 15 Temmuz’da ilk defa ortaya çıktı ve bütün oyunları alt-üst etti. Sonra ‘Fırat Kalkanı’nda aynı ruhun fonksiyonel olduğunu hamdolsun bütün dünyaya gösterdik.
Tam da beliren bu Ruhu boğmak ve yakınımızda, altımıza dinamit koymak demek olan terör devletleri oluşturmak üzere, başımıza çorap örülmeye çalışılırken, Çanakkale Ruhu, bu sefer ‘Afrin Ruhu’ olarak ortaya çıktı, liderinin ağzından bütün dünyaya meydan okudu ve bir kere daha hem içimizdeki basiretsiz ve hainleri, hem de dünyayı ters köşe etti ve yine bütün oyunları bozdu.
Bu Ruhu bir kere daha bize bahşeden Allah’a sonsuz hamdolsun ki, Çanakkale Ruhu ile Afrin Ruhu, aynı günde buluştular.
Biz bu kıvamımızı koruduğumuz ve geliştirdiğimiz sürece, bu ruh ve dolayısıyla Allah’ın yardımı sürekli bizimle olacaktır. Bunda hiç şüphe ve tereddüt olmamalıdır. İnşaallah yarınlarda bu ruh, çok değişik yerlerde ve çok değişik zamanlarda ortaya çıkacak, hem bizi manen ve maddeten yükseltecek, hem de Ülkemiz, gönül coğrafyamız ve dünyaya yönelik olan hedeflerimizi gerçekleştirmemizde dinamik gücümüz olacaktır. Rabbim geleceğimizi bu Şeref’le şerefyab eyleye.
Selam ve saygılarımla