24 Haziran’da yapılacak seçimler için kronometre işlemeye başladı. Ankara’da sert rüzgârlar eserken illerde en çok merak edilen konu kimlerin aday olup olmayacağı.
Zamanın kısıtlı olması aday adayları için dezavantaj. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin aynı anda yapılacak olması ise vekil adayları için zorlu bir sınav olacak. Bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan sayesinde vekil olanlar, şimdi kendi ağırlıklarıyla tartılacak.
Ankara, listeye koyacağı adayın ne kadar oy getirip getirmeyeceğine bakacak. Aday belirlemede temayül, anketler her ne kadar önemli görülse de tek başına belirleyici olmadığı artık bilenen bir gerçek.
Başkentte tartışılan iki görüş var; Kimine göre Cumhurbaşkanı ve kurmayları erken seçim tarihini çok önce belirlemişti ve listeler üç aşığı beş yukarı hazır. Mevcut milletvekillerinin yüzde 50’sinin tırpan yiyeceği ön görülürken kimine göre ise Cumhurbaşkanı kendi çalışacağı isimleri belirledi fakat milletvekili listesini partinin yetkili kurullarına bıraktı.
Her iki olasılıkta da işin Cumhurbaşkanında biteceği kesin. Listelere kimler girer kimler gider bugünden söylemek güç. Bu konuda bir şey söyleyen de temennisini belirtmiş olur sadece.
Bölgelere göre adayların hitap edeceği zümre göz önüne alınacak. Güneydoğu’da sağlam aşiretlerin temsilcileri listelerde iyi yerlerde değerlendirilecek. Doğu’da etnik yapıya göre daha önce siyasete girmemiş ancak illerinde söz sahibi olanların kapısı çalınacak. Son moda tabir ile yerli ve milli bir liste oluşturulacak.
Erzurum’da ne olur derseniz çok büyük sürprizlerle karşılaşabiliriz. Adaylığına kesin gözüyle bakılanlar listelerde yer alamayabilir. Her şey çok ince elenip sık dokunuyor. Hatta adı AK Parti ile özdeşleşen isimlerin olmaması da ihtimaller arasında.
Erzurum genelinde son üç seçimde olduğu gibi Güney İlçe oyları önemli, belki de listeyi şekillendirecek olan yegâne unsur bu. Çünkü MHP ile yapılan ittifakta milliyetçi oylar zaten garanti altında. Kuzey, merkez ve Batı’dan ziyade Güney’in oyları seçimin dengesini oluşturuyor. Bu nedenle tek değil, belki iki etnik kökene sahip Milletvekili adayı görebiliriz.
MHP’de ne olur?
Milliyetçi Hareket Partisi’nin mevcut Milletvekili Kamil Aydın’ın yerini korumasına kesin gözüyle bakılıyor. Hatta Kamil Aydın’ın Erzurum’dan değil başka bir ilden listeye gireceği dillendiriliyor.
Bu durum iki vekil çıkarma potansiyeline sahip olan Erzurum’da ‘listede bana yer olsun, alan açılsın’ diyenlerin temennisi mi yoksa yerel siyasetin ayak oyunumu bilemiyorum. Ancak ciddi bir oy potansiyeline sahip olan Kamil Aydın, neden kendisini Meclise gönderen Erzurumlu seçmenine böyle bir şey yapsın?
AK Parti için listeler dışında toplumun asıl beklentisi FETÖ’ye bulaşmış, o yapı ile anılmış isimlerin temizlenmesi. En yalın hali ile siyasette FETÖ temizliğinin yapılmasıdır.
Toplum bu yapıya katkıları olmuş isimlerin sadece listelerde yer almamasını değil, aynı zamanda adalete hesap verirken de görmek istiyor.
Bu güne kadar FETÖ konusunda devletinin yanında olan vatandaş, adaletin herkes için uygulanmasını bekliyor. Atılacak adımlara göre tüm dengeler değişebilir, bununda altını çizeyim.
Zamanın kısıtlı olması aday adayları için dezavantaj. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin aynı anda yapılacak olması ise vekil adayları için zorlu bir sınav olacak. Bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan sayesinde vekil olanlar, şimdi kendi ağırlıklarıyla tartılacak.
Ankara, listeye koyacağı adayın ne kadar oy getirip getirmeyeceğine bakacak. Aday belirlemede temayül, anketler her ne kadar önemli görülse de tek başına belirleyici olmadığı artık bilenen bir gerçek.
Başkentte tartışılan iki görüş var; Kimine göre Cumhurbaşkanı ve kurmayları erken seçim tarihini çok önce belirlemişti ve listeler üç aşığı beş yukarı hazır. Mevcut milletvekillerinin yüzde 50’sinin tırpan yiyeceği ön görülürken kimine göre ise Cumhurbaşkanı kendi çalışacağı isimleri belirledi fakat milletvekili listesini partinin yetkili kurullarına bıraktı.
Her iki olasılıkta da işin Cumhurbaşkanında biteceği kesin. Listelere kimler girer kimler gider bugünden söylemek güç. Bu konuda bir şey söyleyen de temennisini belirtmiş olur sadece.
Bölgelere göre adayların hitap edeceği zümre göz önüne alınacak. Güneydoğu’da sağlam aşiretlerin temsilcileri listelerde iyi yerlerde değerlendirilecek. Doğu’da etnik yapıya göre daha önce siyasete girmemiş ancak illerinde söz sahibi olanların kapısı çalınacak. Son moda tabir ile yerli ve milli bir liste oluşturulacak.
Erzurum’da ne olur derseniz çok büyük sürprizlerle karşılaşabiliriz. Adaylığına kesin gözüyle bakılanlar listelerde yer alamayabilir. Her şey çok ince elenip sık dokunuyor. Hatta adı AK Parti ile özdeşleşen isimlerin olmaması da ihtimaller arasında.
Erzurum genelinde son üç seçimde olduğu gibi Güney İlçe oyları önemli, belki de listeyi şekillendirecek olan yegâne unsur bu. Çünkü MHP ile yapılan ittifakta milliyetçi oylar zaten garanti altında. Kuzey, merkez ve Batı’dan ziyade Güney’in oyları seçimin dengesini oluşturuyor. Bu nedenle tek değil, belki iki etnik kökene sahip Milletvekili adayı görebiliriz.
MHP’de ne olur?
Milliyetçi Hareket Partisi’nin mevcut Milletvekili Kamil Aydın’ın yerini korumasına kesin gözüyle bakılıyor. Hatta Kamil Aydın’ın Erzurum’dan değil başka bir ilden listeye gireceği dillendiriliyor.
Bu durum iki vekil çıkarma potansiyeline sahip olan Erzurum’da ‘listede bana yer olsun, alan açılsın’ diyenlerin temennisi mi yoksa yerel siyasetin ayak oyunumu bilemiyorum. Ancak ciddi bir oy potansiyeline sahip olan Kamil Aydın, neden kendisini Meclise gönderen Erzurumlu seçmenine böyle bir şey yapsın?
AK Parti için listeler dışında toplumun asıl beklentisi FETÖ’ye bulaşmış, o yapı ile anılmış isimlerin temizlenmesi. En yalın hali ile siyasette FETÖ temizliğinin yapılmasıdır.
Toplum bu yapıya katkıları olmuş isimlerin sadece listelerde yer almamasını değil, aynı zamanda adalete hesap verirken de görmek istiyor.
Bu güne kadar FETÖ konusunda devletinin yanında olan vatandaş, adaletin herkes için uygulanmasını bekliyor. Atılacak adımlara göre tüm dengeler değişebilir, bununda altını çizeyim.