Aforizmalar (8)
Terör örgütlerinin militanları önemli değildir, önemli olan bu örgütleri kuran irade ve o iradenin elde etmek istediği sonuçlardır. Diplomasinin işe yaramadığı, doğrudan savaşın da göze alınamadığı durumlarda terör örgütü kurup piyasaya sürmek, bu yüzyılın bir icadıdır ve sonuç almada en kestirme yollardan biridir.
Batılı adam bu konuda da pek mahirdir; İslam topraklarında onlarca terör örgütü kurmuş, her örgütü bir teoriye, felsefeye ve ideolojiye bağlamıştır. Adı üstünde, terör örgütü; işi terör ve şiddet. Ortada rastgelelik yok, terör örgütü, saldığı dehşet ve korku ile amacı gerçekleştirmeye aracılık eder.
Teröristlerin eylemleri daima Batı’nın menfaatlerine uygun sonuçlanmaktadır. Mesela DEAŞ, niçin kafa kesiyor? Kadınlara, kızlara en ahlaksız davranışlarda bulunuyor? İstediği kitlelere dehşet ve korku salmak; İslam’ın ne kadar kötü bir din olduğunu insanlara göstermek ve İslam’ın engellenmesi için yapılacak her türlü düzenleme ve alınan önlemleri meşru göstermek. Amacı bu! Yoksa ne geleneğinde ne de dini kaynaklarında, terör ve şiddeti tasvip eden bir İslam inancı söz konusu değildir. Teröristlerin eylemleri üzerinden oluşturulan bu İslam algısı, Batılı adamın sömürgelerinde çevirdiği oyunlardan biridir.
Teröre hemen her arazi mümbittir; o öyle bir tohumdur ki, onun bitmeyeceği bir toprak yoktur. Yeter ki ekilsin! Terör, varlığını, sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel, dini, kavmî pek çok gerekçeye dayandırabilir. Niyet kötü olunca her konudan pek çok fesat çıkarılabilir. Batılı adam bizim zaafımızı iyi analiz etmiştir; siyaset, siyasi tartışmalar, bizi en hızlı bir şekilde ajite eden bir alandır. Bizim coğrafyamızdaki terör örgütlerinin en büyük fesadı siyasidir. Dini gibi gözükenlerin de hedefi neticede dünyevi iktidarı elde etmektir. FETÖ örgütü de aynı amacın failidir.
Oysa dünyevi iktidar, tüm ülkelerde, Batılı adamın kontrolündedir; küresel kapitalizm her yere hâkimdir. Mesela Irak petrolünün Kuzey Irak’ta kurulacak bir Kürt devletine bırakılacağını yahut DEAŞ varı örgütlerin hâkimiyetine terk edileceğini düşünmek, aptallığın zirvesidir ki, bu tür tek bir örnek yoktur. Dünyadaki tüm enerji kaynakları Batılı adamın uluslararası şirketleri tarafından kontrol edilmektedir.
Terör örgütleri neden hiçbir coğrafyada bizim coğrafyamızda olduğu kadar yoğun değildir? Koca Avrupa’da, Amerika’da, Rusya’da niçin DEAŞ benzeri terör örgütleri bulunmuyor? Çünkü terör, Batılı adamın bir icadıdır; kendi ülkesi için lazım olduğunda onu da kuracağında şüphe yoktur. O, oportünisttir.
Şüphe edilmemelidir ki İslam dünyasındaki terör örgütleri Batılı adamın bir takım ekonomik ve siyasi taleplerinin karşılanmasını sağlamak amacıyla hareket eden gayr-i milli yapılardır. Batılı adam, lehine davranmayan hükumetleri ya da milli reflekslere sahip toplum yapılarını, terör örgütleri marifetiyle, çatışma, cinayet, intihar eylemleri, ekonomik oyunlar vb. yöntemlerle kaotik bir ortama sürükleyip, diplomasiyi tıkayan (!) yapıları korkutarak, hedef ülkeyi yahut bölgeyi, Batılı adamın çıkarını kabul edecek bir kıvama getirmektedir.
İslam ülkesindeki silahlı her hareketin arkasında Batılı adam vardır. Her örgüt bir ideoloji-strateji ekseninde siyasi bir amacı elde etmek gayesiyle hareket ettirilmektedir. İdeolojiyi örgüt mensuplarına benimsetmek işin en zor kısmıdır. Bu sağlandıktan, yani ‘davanın mankurtları’ ortaya çıktıktan sonra, işin silah, para, hedef, eylem vs. kısımları kolaylıkla çözülmektedir.
Yüz yıl boyunca İslam dünyasında gözüken Marksist, Leninist, Maoist ideoloji Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile Komünist Çin’in siyasi bir faaliyetiydi. Faşizm; Türkçülük-Kürtçülük-Arapçılık-Rumculuk-Ermenicilik vb. kavim üstüncülüğü güden anlayışların kaynağı da yine Avrupa idi. EL-KAİDE, DEAŞ, BOKO HARAM, HİZBULLAH, HAŞDİ ŞABİ, PKK, PYD vb. sözde siyasi ve dini terörist yapıların kaynağı maalesef Batı ülkeleridir.
Bu konuda legal illegal alan diye bir şey de gerçekte yoktur; aynı şey, çıkarına uygun davrandı mı legal, çıkarına aykırı hareket etti mi illegal! Her iki alanın faaliyeti de Batılı adam tarafından ortaya çıkarılmakta, dizayn edilmekte, amaç için kullanılmakta ve miadı dolunca da birden ortadan kaldırılmaktadır.
(Düşün: Bugünlerde neden hiç el-Kaide’den söz edilmemekte ve gittikçe unutturulmaktadır! Düşün: PYD’ye Türkiye niçin terör örgütü demekte ve ABD aksini düşünmektedir! Düşün: Ermeni terör örgütü ASALA nereye gitti? PKK’yı ASALA’nın yerine niçin ikame ettiler? ASALA birinci aşama, PKK ikinci aşama, üçüncü aşama ne? Üçüncü aşamanın örgütü hangisi? Düşün: Batı’nın çıkarlarına hizmet ediyorsa her terör örgütü legal midir?! Düşün: Siyasi hedefi olan her ülkenin neden bir de terör örgütü söz konusudur? Bu bağlamda, Orta Doğu’da cinayetler işleyip durun Şii örgütleri Sünnilerin üzerine salan kimdir? Ya Sünnileri onlara karşı ajite eden? İran’ın ve Batı’nın bu konudaki etkisi nedir?)
Batılı adam; özellikle Amerika, İngiltere, Almanya, Rusya gibi emperyalist güçler, İslam topraklarında kurdukları terör örgütleriyle, sosyal, dini, kavmi, kültürel ve iktisadi fesat çıkarmakta, öte yandan ‘suç ve ceza’ bağlamında da, bir sorumluluk kabul etmemektedirler. Kontrollerindeki BM Güvenlik Konseyi, gelişmiş ülkeleri, teröre verdikleri destek nedeniyle kınayan tek bir karar alamamıştır.
İslam ülkelerinde her sene bir yenisi kurulup parlatılan terör örgütleriyle yapılmak istenen bu ülkelerin siyasi ve ekonomik istikrarını iyice bozmak, ülkeleri daha da parçalamak, şehir devletçiklerine dönüştürmek ve kalplerine derin kin ve nefret tohumları koymak ve daha uzun yıllar boyunca bölgeyi sorunsuzca sömürmek. Tabii, terörün, bu arada İsrail’in bölgedeki varlığını garanti altına almak ve İslam dininin dünyadaki artan itibarını engellemek gibi diğer amaçları da söz konusudur.
Musul’u terör örgütü DEAŞ’e teslim edenler, şimdi Musul’dan DEAŞ’ı çıkarmak için yeni bir dünya ordusu kurdular! Fakat 3-4 bin teröristi öyle kısa sürede Musul’dan söküp atamayacaklarını, temizliğin birkaç ay sürebileceğini söylüyorlar!! Aslında Türkiye ile Irak’ın arasını iyice bozmak için süreyi uzatıyorlar. Terör örgütlerini kurup yönetenler, bölgede bir ABD-Rus çatışması niçin çıkarsınlar? Bu hiç de gerçekçi değil, ancak Irak ile Türkiye arasında büyük bir fitne koparmak, işte bu çok daha gerçekçi.
Türkiye; ‘geliştirilmeye devam edilen olaylarla’ kimin başına çorap örülmeye çalışıldığını bilmektedir ve Türkiye, bu oyunlara gelmeyecek kadar tecrübeli bir ülkedir.
Terör örgütlerinin militanları önemli değildir, önemli olan bu örgütleri kuran irade ve o iradenin elde etmek istediği sonuçlardır. Diplomasinin işe yaramadığı, doğrudan savaşın da göze alınamadığı durumlarda terör örgütü kurup piyasaya sürmek, bu yüzyılın bir icadıdır ve sonuç almada en kestirme yollardan biridir.
Batılı adam bu konuda da pek mahirdir; İslam topraklarında onlarca terör örgütü kurmuş, her örgütü bir teoriye, felsefeye ve ideolojiye bağlamıştır. Adı üstünde, terör örgütü; işi terör ve şiddet. Ortada rastgelelik yok, terör örgütü, saldığı dehşet ve korku ile amacı gerçekleştirmeye aracılık eder.
Teröristlerin eylemleri daima Batı’nın menfaatlerine uygun sonuçlanmaktadır. Mesela DEAŞ, niçin kafa kesiyor? Kadınlara, kızlara en ahlaksız davranışlarda bulunuyor? İstediği kitlelere dehşet ve korku salmak; İslam’ın ne kadar kötü bir din olduğunu insanlara göstermek ve İslam’ın engellenmesi için yapılacak her türlü düzenleme ve alınan önlemleri meşru göstermek. Amacı bu! Yoksa ne geleneğinde ne de dini kaynaklarında, terör ve şiddeti tasvip eden bir İslam inancı söz konusu değildir. Teröristlerin eylemleri üzerinden oluşturulan bu İslam algısı, Batılı adamın sömürgelerinde çevirdiği oyunlardan biridir.
Teröre hemen her arazi mümbittir; o öyle bir tohumdur ki, onun bitmeyeceği bir toprak yoktur. Yeter ki ekilsin! Terör, varlığını, sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel, dini, kavmî pek çok gerekçeye dayandırabilir. Niyet kötü olunca her konudan pek çok fesat çıkarılabilir. Batılı adam bizim zaafımızı iyi analiz etmiştir; siyaset, siyasi tartışmalar, bizi en hızlı bir şekilde ajite eden bir alandır. Bizim coğrafyamızdaki terör örgütlerinin en büyük fesadı siyasidir. Dini gibi gözükenlerin de hedefi neticede dünyevi iktidarı elde etmektir. FETÖ örgütü de aynı amacın failidir.
Oysa dünyevi iktidar, tüm ülkelerde, Batılı adamın kontrolündedir; küresel kapitalizm her yere hâkimdir. Mesela Irak petrolünün Kuzey Irak’ta kurulacak bir Kürt devletine bırakılacağını yahut DEAŞ varı örgütlerin hâkimiyetine terk edileceğini düşünmek, aptallığın zirvesidir ki, bu tür tek bir örnek yoktur. Dünyadaki tüm enerji kaynakları Batılı adamın uluslararası şirketleri tarafından kontrol edilmektedir.
Terör örgütleri neden hiçbir coğrafyada bizim coğrafyamızda olduğu kadar yoğun değildir? Koca Avrupa’da, Amerika’da, Rusya’da niçin DEAŞ benzeri terör örgütleri bulunmuyor? Çünkü terör, Batılı adamın bir icadıdır; kendi ülkesi için lazım olduğunda onu da kuracağında şüphe yoktur. O, oportünisttir.
Şüphe edilmemelidir ki İslam dünyasındaki terör örgütleri Batılı adamın bir takım ekonomik ve siyasi taleplerinin karşılanmasını sağlamak amacıyla hareket eden gayr-i milli yapılardır. Batılı adam, lehine davranmayan hükumetleri ya da milli reflekslere sahip toplum yapılarını, terör örgütleri marifetiyle, çatışma, cinayet, intihar eylemleri, ekonomik oyunlar vb. yöntemlerle kaotik bir ortama sürükleyip, diplomasiyi tıkayan (!) yapıları korkutarak, hedef ülkeyi yahut bölgeyi, Batılı adamın çıkarını kabul edecek bir kıvama getirmektedir.
İslam ülkesindeki silahlı her hareketin arkasında Batılı adam vardır. Her örgüt bir ideoloji-strateji ekseninde siyasi bir amacı elde etmek gayesiyle hareket ettirilmektedir. İdeolojiyi örgüt mensuplarına benimsetmek işin en zor kısmıdır. Bu sağlandıktan, yani ‘davanın mankurtları’ ortaya çıktıktan sonra, işin silah, para, hedef, eylem vs. kısımları kolaylıkla çözülmektedir.
Yüz yıl boyunca İslam dünyasında gözüken Marksist, Leninist, Maoist ideoloji Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile Komünist Çin’in siyasi bir faaliyetiydi. Faşizm; Türkçülük-Kürtçülük-Arapçılık-Rumculuk-Ermenicilik vb. kavim üstüncülüğü güden anlayışların kaynağı da yine Avrupa idi. EL-KAİDE, DEAŞ, BOKO HARAM, HİZBULLAH, HAŞDİ ŞABİ, PKK, PYD vb. sözde siyasi ve dini terörist yapıların kaynağı maalesef Batı ülkeleridir.
Bu konuda legal illegal alan diye bir şey de gerçekte yoktur; aynı şey, çıkarına uygun davrandı mı legal, çıkarına aykırı hareket etti mi illegal! Her iki alanın faaliyeti de Batılı adam tarafından ortaya çıkarılmakta, dizayn edilmekte, amaç için kullanılmakta ve miadı dolunca da birden ortadan kaldırılmaktadır.
(Düşün: Bugünlerde neden hiç el-Kaide’den söz edilmemekte ve gittikçe unutturulmaktadır! Düşün: PYD’ye Türkiye niçin terör örgütü demekte ve ABD aksini düşünmektedir! Düşün: Ermeni terör örgütü ASALA nereye gitti? PKK’yı ASALA’nın yerine niçin ikame ettiler? ASALA birinci aşama, PKK ikinci aşama, üçüncü aşama ne? Üçüncü aşamanın örgütü hangisi? Düşün: Batı’nın çıkarlarına hizmet ediyorsa her terör örgütü legal midir?! Düşün: Siyasi hedefi olan her ülkenin neden bir de terör örgütü söz konusudur? Bu bağlamda, Orta Doğu’da cinayetler işleyip durun Şii örgütleri Sünnilerin üzerine salan kimdir? Ya Sünnileri onlara karşı ajite eden? İran’ın ve Batı’nın bu konudaki etkisi nedir?)
Batılı adam; özellikle Amerika, İngiltere, Almanya, Rusya gibi emperyalist güçler, İslam topraklarında kurdukları terör örgütleriyle, sosyal, dini, kavmi, kültürel ve iktisadi fesat çıkarmakta, öte yandan ‘suç ve ceza’ bağlamında da, bir sorumluluk kabul etmemektedirler. Kontrollerindeki BM Güvenlik Konseyi, gelişmiş ülkeleri, teröre verdikleri destek nedeniyle kınayan tek bir karar alamamıştır.
İslam ülkelerinde her sene bir yenisi kurulup parlatılan terör örgütleriyle yapılmak istenen bu ülkelerin siyasi ve ekonomik istikrarını iyice bozmak, ülkeleri daha da parçalamak, şehir devletçiklerine dönüştürmek ve kalplerine derin kin ve nefret tohumları koymak ve daha uzun yıllar boyunca bölgeyi sorunsuzca sömürmek. Tabii, terörün, bu arada İsrail’in bölgedeki varlığını garanti altına almak ve İslam dininin dünyadaki artan itibarını engellemek gibi diğer amaçları da söz konusudur.
Musul’u terör örgütü DEAŞ’e teslim edenler, şimdi Musul’dan DEAŞ’ı çıkarmak için yeni bir dünya ordusu kurdular! Fakat 3-4 bin teröristi öyle kısa sürede Musul’dan söküp atamayacaklarını, temizliğin birkaç ay sürebileceğini söylüyorlar!! Aslında Türkiye ile Irak’ın arasını iyice bozmak için süreyi uzatıyorlar. Terör örgütlerini kurup yönetenler, bölgede bir ABD-Rus çatışması niçin çıkarsınlar? Bu hiç de gerçekçi değil, ancak Irak ile Türkiye arasında büyük bir fitne koparmak, işte bu çok daha gerçekçi.
Türkiye; ‘geliştirilmeye devam edilen olaylarla’ kimin başına çorap örülmeye çalışıldığını bilmektedir ve Türkiye, bu oyunlara gelmeyecek kadar tecrübeli bir ülkedir.