Ticaretle uğraşan da siyasete kafa yoran da Şimşek Akpınar ismini tanır, bilir. Erzurum’da Milliyetçi Hareket Partisi’nin her şeyi olan Şimşek Akpınar, bu kez sahaya milletvekili adayı olarak çıktı. Adaylığa giden yolu, Türkiye’deki son siyasi hareketleri ve Cumhur ittifakına bakışını konuştuk. İlginç tespitlerde bulunan Akpınar, ezber bozan açıklamalarda bulundu. Son satırına kadar okumanızı tavsiye ederim…
Milletvekili adayı olmaya nasıl karar verdiniz?
Yıllardır siyasetin içerisindeyim. Bir anda baktım ki bu parti içinde yapmadığım tek şey vekillik. Bu şehrin tüm sorunlarını en iyi bilenlerden biriyim. O halde dedim vekalet alıp şehrim için birde bu kanatta çalışayım, son noktayı koymak istedim.
Hiç kimseye danışmadan kendi kendinize mi karar verdiniz?
Evet, burada danışacak kimsemiz yok ki. Herkesin bize danıştığı yerde kime danışıp fikir alayım.
Liste endişesi yaşadınız mı?
Hayır, benim için listede yer alamama diye bir olasılık yoktu. Partimize müracaat etmekte, o listede yer almakta bir şereftir, bizim bu olaylara bakışımız budur. Kaldı ki ben az çok bu partinin iskeleti sayılırım. Yer alamamam ya da yer beğenmezlik gibi de bir endişe hiç taşımadım. Önemli olan müracaat edip nasibimizi aramaktı, onu yaptık hala nasibimizi arıyoruz.
24 Haziran’da seçmen hem Cumhurbaşkanı hem de parlamento seçimleri için oy kullanacak. Milliyetçi Hareket Partisi Cumhurbaşkanı adayı çıkarmadı, mevcut Cumhurbaşkanını destekleme kararı aldı. Seçimlere de Cumhur ittifakı adı altında giriyor. Sahada bu ittifaka bakış nasıl?
Bir kere ret eden bir seçmen topluluğuna rastlamadım. Seçmen bu oluşumu benimsemiş, özümsemiş, kabul etmiş. Bir kere seçmen AK Parti ve MHP birlikteliğine bizden daha çok benimsemiş, bizim çok ötemizde seçmen. Ve en önemlisi seçmen Türkiye’nin nasıl bir dönemden geçtiğinin, nasıl badireler atlatıldığının son derece farkında. Asıl onlar bize güç veriyor sahada. Seçmen ülkenin bekası ve geleceği açısından, fikri olarak siyasilerin çok önünde bir öngörüye sahip, ama bir belirsizlik var derseniz doğru. Kafası karışık seçmenin en büyük nedeni ise kusura bakmayın ama medya. Seçmende kafa karışlığı yaratılmaya çalışılıyor. Ama seçime bir iki gün kaldı, o karasız denen seçmen sandık da gidip gerekeni yapacak, bizler de hep birlikte göreceğiz. Bu halkın siyaseti bizim öngörülerimizin daha ilerisine taşıyacağı kanaatindeyim.
Sahada gezerken kırsaldaki seçmenin merkezde ki seçmenden daha duyarlı olduğunu tespit ettik. Ben 50 yıldır siyasetin içerisindeyim. Hiçbir dönem kırsalın, kentin bu kadar ötesinde olduğuna şahit olmadım.
Memleket meselelerine daha mı vakıf?
Elbette, fazlası ile hakim daha duyarlı ve daha duygusal, onun için de başaracağımıza inanıyorum. Bakın bu halkın 7 Haziran seçimlerinde bize verdiği mesaj asılında bugün bizim yapmak istediğimiz. Ama 7 Haziran’da bu mümkün olmadı, o gün ki parlamento yapısı bizim bu koalisyonu kabulümüz manasında değildi. Her iki partinin tabanı bunu istiyordu ama yöneticileri maalesef bu işe yanaşmıyorlardı. Öyle bir hınç ile meclise gelmiştiler ki o günün şartlarında bu birliktelik mümkün değildi, olmadı da zaten. Bugün bakınca istenen şeyin olmaması bu ülkenin hayrına olmuştur. Haziran ile Kasım arasında halkın ve siyasilerin yaşadığı deneyimler bugün ki ortamı bize hazırlamıştır bir anlamda. Seçmenin verdiği mesajı ne yazık ki siyasiler geç algılamıştır. Gerek AK Parti yöneticileri gerekse Milliyetçi Hareket Partili yöneticileri bu işi anlamakta gecikmiştir.
Kırsalda bulunan seçmen, siyasilerin de merkezde yaşayan seçmenin de önünde dediniz. Merkezde durum nedir, Cumhur ittifakı açısından?
Erzurum seçmenin yarısı kentte yarısı kırsalda, aslında kentimizin bir kısmı da kırsal benim izlenimim. Yani Palandöken, Yakutiye, Aziziye’yi de şehir merkezi olarak düşünüyorum. Bu bölgelerde 70 ila 100 arasında bir kararsız seçmen olduğunu izledim. Çünkü ben sahada insanlarla samimi bir sohbet gerçekleştiriyorum. Gözlerinin içine bakıyorum. Şuanda karasızlar.
Seçmeni kararsız kılan nedir?
Seçmeni kararsız kılan iddia edildiği gibi 16 yıllık yıpranmış bir iktidar olması, ekonomik sıkıntı ya da diğer başlıklar falan değil. Bu kısmı kararsız kılan; olası bir iktidar değişiminde ülkenin boşluğa düşmesi ya da bir kaos oluştuğunda ne olacağından korkuyor. Bu kaostan bizleri kimler çıkarır, 16 yıllık iktidara aslında destek vermek istiyor fakat 16 yıllık iktidarda Tayyip Erdoğan’a inanıyor ama kadrolarına inanmıyor. İşte bu arada gidip geliyor, Cumhurbaşkanlığı seçiminde kararı net ama milletvekili seçimlerinde kararsız.
MHP Lideri Devlet Bahçeli bir seçim beyannamesi açıkladı. Ancak MHP’nin Cumhurbaşkanı adayının olmaması nedeniyle bu beyannameyi eleştirenler oldu. Bu vaatlerinizi nasıl gerçekleştireceksiniz?
Bakın bundan sonraki hükümetler parlamentonun güdümünde olacaklar. Parlamentodan çıkacak yasalar uygulanacak. Parlamentodan yasa çıkarmakta da motor görevini görecek olanda Milliyetçi Hareket Partisi olacaktır. Parlamentonun motoru dinamosu olacağız. Bu işi çok rahat 100’ün üzerindeki vekillerle yapacağımızın inancındayım. Ülkenin mukadderatı ile ilgili yasaları çıkaracağız. Pratik, uygulanabilir, hayali olmayan vaatler bunlar, bizim beyannamemizde çok afaki şeyler yok ki. Ekonominin ihtiyacı olan yapısal reformlar, vatandaşı faiz batağından kurtarmak, esnafın çiftçinin vergi yükünü hafifletmek, yük ve yolcu taşımacılığı yapan esnafımıza vergisiz akaryakıt, şoför esnafına yıpranma hakkı, çitçimize mazot vergisi muafiyeti, asgari ücretten vergi alınmaması, güvenlik güçlerinin özlük haklarının ve çalışma şartlarının iyileştirme, mesai ücretlerinin ödenmesi, bir çok kamu çalışanına yıpranma hakkı getirmek, özel sektörün dinamizmini ve teşebbüs gücünü desteklemek. Adil bir gelir dağılımı sağlamak, işsizlik ve yoksullukla mücadele etmek. Sosyal koruma programları ile yardıma muhtaç, yoksul ve kimsesiz vatandaşları aç ve açıkta bırakmamak. Millî ve manevî değerleri güçlendirerek kültürel ve ahlakî yozlaşmayı önlemek.
Bunlar yapacaklarımızın bazıları, bunların hangisi uygulanması mümkün olmayan maddeler? Bunları yapmak için, parlamentoda güçlü olmak için, milli iradeye ihtiyacımız var. Parlamentoda Cumhur ittifakının 350 la 450 civarında bir Milletvekili çıkaracağına inanıyorum. Bu kararım nerden çıkıyor? Biliyorsunuz şuan parlamentoya üç grup vekil göndermek için sahada. Ben meclisin çok renkli olacağına inananlardanım. Bütün siyasi görüşlerin Meclis’te olması gerektiğine de inananlardanım. Üç grupta da baraj problemi olmadığı için herkes siyasi vekillerini aldığı oy oranında parlamentoya taşıyabilecek. Ama eskisi gibi değil. Mesela yeni sitemde bir partinin bir kentte tulum çıkarması imkansız hale geldi. Bir çok siyasi lider altını çiziyor. Sadece Cumhurbaşkanlığı yetmez, parlamentoda da elimi güçlendirin, tembihleri yapılıyor? Ancak seçmende tek adamlık olmasın, parlamento da Cumhurbaşkanı da aynı partiden olmasın görüşü var.
Parlamento diktatörlüye imkan vermez. Parlamentoyu güçlü oluşturursak o parlamento güdümlü olmaz tam tersine hükümet ,meclisin emrinde olur. Ama meclis güçsüz olursa bu sefer hükümet meçlisin güdümünde olacak. Güdümlü bir Hükümetten de diktatör çıkmaz. Taşlanan baş akıllanmıştır. Türkiye geleceğe daha ümitli bakabilir.
Erzurum siyasetinde MHP bu kez farklı bir şey yaptı, seçim çalışmalarına Kuzey yerine Güney ilçelerinden başladı. Bunun özel bir nedeni var mı? Bu bir değişimin ayak seslerimi?
Biz Ülkücüyüz, bu memleketin her bir karış toprağı, her bir ferdi de bizim insanımızdır. Milliyetçilik budur. Bu vatan üzerinde yaşayan herkese sahip çıkmaktır. Bu önce böyle bilinmelidir. Biz güney ilçelerimizde yok muyduk ki bugün gittik. Son il başkanlığı zamanımda 2002 yılına kadar benim bütün Güney ilçelerinde teşkilatlarım vardı. Biz Güney’den umudumuzu hiç kesmedik. Ancak bu ilçelerimiz terörden çok geçti. Terörün azgın döneminde Güney’de ki arkadaşlarımızın can güvenliği için açısından geri çekildik. Yoksa onlar bizim insanlarımız. Ama siyaseti kan üzerinden işleyen bir organizmaya dönüştürmemek için biz Güney’i uzaktan sevdik. Ayıraca Güney, Kuzey ayrımını kabul etmiyorum ve sevmiyorum. Güney’de, Kuzey’de bizim. Bizim milliyetçilik anlayışımızın temelinde ayrımcılık yoktur. O insanları korumakta bizim asli görevimiz, sadece kısa bir süre geri çekildik hepsi bu.
Milliyetçi Hareket bu ülkenin çimentosudur, o insanları da yeniden birbirine biz yapıştıracağız. Her türlü ayrımcılığa karşı bu bizim seçmene vaadimiz değil sözümüzdür.
Türkiye’nin şuan en büyük sorunlarından biri ekonomi, seçmene bu anlamda neler aktarıyorsunuz?
Seçmene öncelikle şunu anlatıyorum; bundan 90 yıl önceki savaşımız topla tüfekle yapılıyordu. Şimdi ki savaşımızda ekonomik ve sosyal, parayla savaşılıyor. Parayla insanları bir yere çevire biliyorsunuz. Parayla insanları sıkıntıya sokabiliyorsunuz. Bugün dövizdeki kur farklarının oynaklıkların ve altındaki ticari farkların olmasının sebebi de emperyalist güçlerle ve 7 düvelle savaşmamızdır. Tıpkı 1920’ler de olduğu gibi. Üstelik bunların çoğu partnerimiz olduğunu iddia eden ülkeler. Bunlar bizi ekonomik olarak ele geçirmek istiyorlar. Ekonomik belirsizlikte bunun üzerinden çıkıyor.
Ancak Türkiye’nin bugün ki günden daha güçlü bir Türkiye olması lazım. 21. asrın başında kendi kendine yetebilen bir ülke olmak için her şeyimiz var. Unumuz var şekerimiz var yağımız var ama iyi bir ustaya ihtiyacımız var. Bu ustada bazıların söylediği gibi bir kişi değil. Güçlü bir parlamentoda iyi ustaların çıkıp bu işleri düzelteceğine inanıyorum.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde işini iyi yapamayan hemen değiştirilecek. Hesap açı,k ekibi ile gelen ekibi ile gidecek. Yani bir Başbakanın kabineyi akort etmesine gerek kalmayacak, zaten akort edilmiş bir kabine işe başlayacak. Ben bunun için Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin başarılı olacağına inanıyorum.
‘50 yılım siyasette geçti’ dediniz. 24 Haziran günü Türkiye’de siyaset nasıl şekillenecek, ne görüyorsunuz? Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turda biter mi?
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turda bitecek. 24 Haziran seçimlerinin sonucunda Türkiye’de gördüğüm kadarı ile 10’a yakın partinin yalnızca Cumhur ittifakının mensupları memnun olacak. Geri kalan tüm partileri siyasi sahneden silinecek. Yani 2002 yılının benzerini yaşayacağız.
Erzurum’da milletvekilliği dağılımı nasıl olacak sizce?
6-0 olacak yani Cumhur ittifakı tüm vekilleri alacak, matematiksel olarak durum böyle. HDP bile millet ittifakından fazla oy alacak. HDP barajı aşsa bile Erzurum’dan vekil çıkaramayacak. Bunun net sonuçlarını seçimin akabinde göreceğiz. Sahada gördüğüm kadarıyla vatandaş Cumhur ittifakında iki partiye de eşit davranmak istiyor. 24 Haziran seçimlerinin ardından siyasi parti yöneticilerimizin yüzde 80’i değişecek, Cumhur ittifakı hariç. Çünkü Cumhur ittifakı yenilenerek girdi seçimlere. 2002 yılının aynı olacak dediğim budur. Zira o seçimlerde AK Parti ve MHP kalmıştı.
Milletvekili adayı olmaya nasıl karar verdiniz?
Yıllardır siyasetin içerisindeyim. Bir anda baktım ki bu parti içinde yapmadığım tek şey vekillik. Bu şehrin tüm sorunlarını en iyi bilenlerden biriyim. O halde dedim vekalet alıp şehrim için birde bu kanatta çalışayım, son noktayı koymak istedim.
Hiç kimseye danışmadan kendi kendinize mi karar verdiniz?
Evet, burada danışacak kimsemiz yok ki. Herkesin bize danıştığı yerde kime danışıp fikir alayım.
Liste endişesi yaşadınız mı?
Hayır, benim için listede yer alamama diye bir olasılık yoktu. Partimize müracaat etmekte, o listede yer almakta bir şereftir, bizim bu olaylara bakışımız budur. Kaldı ki ben az çok bu partinin iskeleti sayılırım. Yer alamamam ya da yer beğenmezlik gibi de bir endişe hiç taşımadım. Önemli olan müracaat edip nasibimizi aramaktı, onu yaptık hala nasibimizi arıyoruz.
24 Haziran’da seçmen hem Cumhurbaşkanı hem de parlamento seçimleri için oy kullanacak. Milliyetçi Hareket Partisi Cumhurbaşkanı adayı çıkarmadı, mevcut Cumhurbaşkanını destekleme kararı aldı. Seçimlere de Cumhur ittifakı adı altında giriyor. Sahada bu ittifaka bakış nasıl?
Bir kere ret eden bir seçmen topluluğuna rastlamadım. Seçmen bu oluşumu benimsemiş, özümsemiş, kabul etmiş. Bir kere seçmen AK Parti ve MHP birlikteliğine bizden daha çok benimsemiş, bizim çok ötemizde seçmen. Ve en önemlisi seçmen Türkiye’nin nasıl bir dönemden geçtiğinin, nasıl badireler atlatıldığının son derece farkında. Asıl onlar bize güç veriyor sahada. Seçmen ülkenin bekası ve geleceği açısından, fikri olarak siyasilerin çok önünde bir öngörüye sahip, ama bir belirsizlik var derseniz doğru. Kafası karışık seçmenin en büyük nedeni ise kusura bakmayın ama medya. Seçmende kafa karışlığı yaratılmaya çalışılıyor. Ama seçime bir iki gün kaldı, o karasız denen seçmen sandık da gidip gerekeni yapacak, bizler de hep birlikte göreceğiz. Bu halkın siyaseti bizim öngörülerimizin daha ilerisine taşıyacağı kanaatindeyim.
Sahada gezerken kırsaldaki seçmenin merkezde ki seçmenden daha duyarlı olduğunu tespit ettik. Ben 50 yıldır siyasetin içerisindeyim. Hiçbir dönem kırsalın, kentin bu kadar ötesinde olduğuna şahit olmadım.
Memleket meselelerine daha mı vakıf?
Elbette, fazlası ile hakim daha duyarlı ve daha duygusal, onun için de başaracağımıza inanıyorum. Bakın bu halkın 7 Haziran seçimlerinde bize verdiği mesaj asılında bugün bizim yapmak istediğimiz. Ama 7 Haziran’da bu mümkün olmadı, o gün ki parlamento yapısı bizim bu koalisyonu kabulümüz manasında değildi. Her iki partinin tabanı bunu istiyordu ama yöneticileri maalesef bu işe yanaşmıyorlardı. Öyle bir hınç ile meclise gelmiştiler ki o günün şartlarında bu birliktelik mümkün değildi, olmadı da zaten. Bugün bakınca istenen şeyin olmaması bu ülkenin hayrına olmuştur. Haziran ile Kasım arasında halkın ve siyasilerin yaşadığı deneyimler bugün ki ortamı bize hazırlamıştır bir anlamda. Seçmenin verdiği mesajı ne yazık ki siyasiler geç algılamıştır. Gerek AK Parti yöneticileri gerekse Milliyetçi Hareket Partili yöneticileri bu işi anlamakta gecikmiştir.
Kırsalda bulunan seçmen, siyasilerin de merkezde yaşayan seçmenin de önünde dediniz. Merkezde durum nedir, Cumhur ittifakı açısından?
Erzurum seçmenin yarısı kentte yarısı kırsalda, aslında kentimizin bir kısmı da kırsal benim izlenimim. Yani Palandöken, Yakutiye, Aziziye’yi de şehir merkezi olarak düşünüyorum. Bu bölgelerde 70 ila 100 arasında bir kararsız seçmen olduğunu izledim. Çünkü ben sahada insanlarla samimi bir sohbet gerçekleştiriyorum. Gözlerinin içine bakıyorum. Şuanda karasızlar.
Seçmeni kararsız kılan nedir?
Seçmeni kararsız kılan iddia edildiği gibi 16 yıllık yıpranmış bir iktidar olması, ekonomik sıkıntı ya da diğer başlıklar falan değil. Bu kısmı kararsız kılan; olası bir iktidar değişiminde ülkenin boşluğa düşmesi ya da bir kaos oluştuğunda ne olacağından korkuyor. Bu kaostan bizleri kimler çıkarır, 16 yıllık iktidara aslında destek vermek istiyor fakat 16 yıllık iktidarda Tayyip Erdoğan’a inanıyor ama kadrolarına inanmıyor. İşte bu arada gidip geliyor, Cumhurbaşkanlığı seçiminde kararı net ama milletvekili seçimlerinde kararsız.
MHP Lideri Devlet Bahçeli bir seçim beyannamesi açıkladı. Ancak MHP’nin Cumhurbaşkanı adayının olmaması nedeniyle bu beyannameyi eleştirenler oldu. Bu vaatlerinizi nasıl gerçekleştireceksiniz?
Bakın bundan sonraki hükümetler parlamentonun güdümünde olacaklar. Parlamentodan çıkacak yasalar uygulanacak. Parlamentodan yasa çıkarmakta da motor görevini görecek olanda Milliyetçi Hareket Partisi olacaktır. Parlamentonun motoru dinamosu olacağız. Bu işi çok rahat 100’ün üzerindeki vekillerle yapacağımızın inancındayım. Ülkenin mukadderatı ile ilgili yasaları çıkaracağız. Pratik, uygulanabilir, hayali olmayan vaatler bunlar, bizim beyannamemizde çok afaki şeyler yok ki. Ekonominin ihtiyacı olan yapısal reformlar, vatandaşı faiz batağından kurtarmak, esnafın çiftçinin vergi yükünü hafifletmek, yük ve yolcu taşımacılığı yapan esnafımıza vergisiz akaryakıt, şoför esnafına yıpranma hakkı, çitçimize mazot vergisi muafiyeti, asgari ücretten vergi alınmaması, güvenlik güçlerinin özlük haklarının ve çalışma şartlarının iyileştirme, mesai ücretlerinin ödenmesi, bir çok kamu çalışanına yıpranma hakkı getirmek, özel sektörün dinamizmini ve teşebbüs gücünü desteklemek. Adil bir gelir dağılımı sağlamak, işsizlik ve yoksullukla mücadele etmek. Sosyal koruma programları ile yardıma muhtaç, yoksul ve kimsesiz vatandaşları aç ve açıkta bırakmamak. Millî ve manevî değerleri güçlendirerek kültürel ve ahlakî yozlaşmayı önlemek.
Bunlar yapacaklarımızın bazıları, bunların hangisi uygulanması mümkün olmayan maddeler? Bunları yapmak için, parlamentoda güçlü olmak için, milli iradeye ihtiyacımız var. Parlamentoda Cumhur ittifakının 350 la 450 civarında bir Milletvekili çıkaracağına inanıyorum. Bu kararım nerden çıkıyor? Biliyorsunuz şuan parlamentoya üç grup vekil göndermek için sahada. Ben meclisin çok renkli olacağına inananlardanım. Bütün siyasi görüşlerin Meclis’te olması gerektiğine de inananlardanım. Üç grupta da baraj problemi olmadığı için herkes siyasi vekillerini aldığı oy oranında parlamentoya taşıyabilecek. Ama eskisi gibi değil. Mesela yeni sitemde bir partinin bir kentte tulum çıkarması imkansız hale geldi. Bir çok siyasi lider altını çiziyor. Sadece Cumhurbaşkanlığı yetmez, parlamentoda da elimi güçlendirin, tembihleri yapılıyor? Ancak seçmende tek adamlık olmasın, parlamento da Cumhurbaşkanı da aynı partiden olmasın görüşü var.
Parlamento diktatörlüye imkan vermez. Parlamentoyu güçlü oluşturursak o parlamento güdümlü olmaz tam tersine hükümet ,meclisin emrinde olur. Ama meclis güçsüz olursa bu sefer hükümet meçlisin güdümünde olacak. Güdümlü bir Hükümetten de diktatör çıkmaz. Taşlanan baş akıllanmıştır. Türkiye geleceğe daha ümitli bakabilir.
Erzurum siyasetinde MHP bu kez farklı bir şey yaptı, seçim çalışmalarına Kuzey yerine Güney ilçelerinden başladı. Bunun özel bir nedeni var mı? Bu bir değişimin ayak seslerimi?
Biz Ülkücüyüz, bu memleketin her bir karış toprağı, her bir ferdi de bizim insanımızdır. Milliyetçilik budur. Bu vatan üzerinde yaşayan herkese sahip çıkmaktır. Bu önce böyle bilinmelidir. Biz güney ilçelerimizde yok muyduk ki bugün gittik. Son il başkanlığı zamanımda 2002 yılına kadar benim bütün Güney ilçelerinde teşkilatlarım vardı. Biz Güney’den umudumuzu hiç kesmedik. Ancak bu ilçelerimiz terörden çok geçti. Terörün azgın döneminde Güney’de ki arkadaşlarımızın can güvenliği için açısından geri çekildik. Yoksa onlar bizim insanlarımız. Ama siyaseti kan üzerinden işleyen bir organizmaya dönüştürmemek için biz Güney’i uzaktan sevdik. Ayıraca Güney, Kuzey ayrımını kabul etmiyorum ve sevmiyorum. Güney’de, Kuzey’de bizim. Bizim milliyetçilik anlayışımızın temelinde ayrımcılık yoktur. O insanları korumakta bizim asli görevimiz, sadece kısa bir süre geri çekildik hepsi bu.
Milliyetçi Hareket bu ülkenin çimentosudur, o insanları da yeniden birbirine biz yapıştıracağız. Her türlü ayrımcılığa karşı bu bizim seçmene vaadimiz değil sözümüzdür.
Türkiye’nin şuan en büyük sorunlarından biri ekonomi, seçmene bu anlamda neler aktarıyorsunuz?
Seçmene öncelikle şunu anlatıyorum; bundan 90 yıl önceki savaşımız topla tüfekle yapılıyordu. Şimdi ki savaşımızda ekonomik ve sosyal, parayla savaşılıyor. Parayla insanları bir yere çevire biliyorsunuz. Parayla insanları sıkıntıya sokabiliyorsunuz. Bugün dövizdeki kur farklarının oynaklıkların ve altındaki ticari farkların olmasının sebebi de emperyalist güçlerle ve 7 düvelle savaşmamızdır. Tıpkı 1920’ler de olduğu gibi. Üstelik bunların çoğu partnerimiz olduğunu iddia eden ülkeler. Bunlar bizi ekonomik olarak ele geçirmek istiyorlar. Ekonomik belirsizlikte bunun üzerinden çıkıyor.
Ancak Türkiye’nin bugün ki günden daha güçlü bir Türkiye olması lazım. 21. asrın başında kendi kendine yetebilen bir ülke olmak için her şeyimiz var. Unumuz var şekerimiz var yağımız var ama iyi bir ustaya ihtiyacımız var. Bu ustada bazıların söylediği gibi bir kişi değil. Güçlü bir parlamentoda iyi ustaların çıkıp bu işleri düzelteceğine inanıyorum.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde işini iyi yapamayan hemen değiştirilecek. Hesap açı,k ekibi ile gelen ekibi ile gidecek. Yani bir Başbakanın kabineyi akort etmesine gerek kalmayacak, zaten akort edilmiş bir kabine işe başlayacak. Ben bunun için Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin başarılı olacağına inanıyorum.
‘50 yılım siyasette geçti’ dediniz. 24 Haziran günü Türkiye’de siyaset nasıl şekillenecek, ne görüyorsunuz? Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turda biter mi?
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turda bitecek. 24 Haziran seçimlerinin sonucunda Türkiye’de gördüğüm kadarı ile 10’a yakın partinin yalnızca Cumhur ittifakının mensupları memnun olacak. Geri kalan tüm partileri siyasi sahneden silinecek. Yani 2002 yılının benzerini yaşayacağız.
Erzurum’da milletvekilliği dağılımı nasıl olacak sizce?
6-0 olacak yani Cumhur ittifakı tüm vekilleri alacak, matematiksel olarak durum böyle. HDP bile millet ittifakından fazla oy alacak. HDP barajı aşsa bile Erzurum’dan vekil çıkaramayacak. Bunun net sonuçlarını seçimin akabinde göreceğiz. Sahada gördüğüm kadarıyla vatandaş Cumhur ittifakında iki partiye de eşit davranmak istiyor. 24 Haziran seçimlerinin ardından siyasi parti yöneticilerimizin yüzde 80’i değişecek, Cumhur ittifakı hariç. Çünkü Cumhur ittifakı yenilenerek girdi seçimlere. 2002 yılının aynı olacak dediğim budur. Zira o seçimlerde AK Parti ve MHP kalmıştı.