Günlerdir sosyal medyada Erzurum TRT Radyosu’nun kapatılacağı haberleri yer alıyor. Biri de çıkıp işin aslını bu topluma anlatmıyor. Nereden çıktı bu radyonun kapatılma meselesi?
Hatırlanacağı gibi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet meydanlarda TRT’yi anlatıp durdu. Millet İttifakı adaylarının dilinde aynı nakarat vardı, ‘TRT’yi kapatacağız’ diye. Bir ay boyunca seçmen bu laf ile yattı, bu laf ile kalktı.
İyi de iş başına muhalefet gelmedi. Peki, nereden çıktı TRT’nin il müdürlüklerinin kapatılma işi? Konunun özü şudur:
Seçimlerin ardından masaya yatırılan önemli kamu kurumlarının başında TRT geliyordu. Sağır sultan da biliyordu ki bu kurum zarar ediyor. Ciddi bir personel şişkinliği var. Göreve gelen her siyasi bir şekilde bu kurumlara elaman yerleştirdi, kadro şiştikçe şişti. Şimdi bu kurumda tabiri caiz ise bir temizlik yapılacak.
Son yayınlanan KHK’da bu konuya yer verildi ve emekliliği dolanların emekliliğe sevk edileceği ve yaptığı iş ile kadrosu aynı olmayanların ayıklanacağı yer aldı. Yayınlanan kararnamede iyileştirmeye yer verildi ama herhangi bir kapatılma, birleştirme gibi yaptırımlardan bahsedilmedi.
Kararname öncesinde bölge statüsünden il müdürlüğü kapsamına çekilen bazı illerin kapatılacağı ve şeflikler haline getirileceği basında yer almıştı. Hatta yeni düzenlemede çok sayıda çalışanın havuza düşeceği, 3 bine yakın personelin görevlerine son verileceği ve lojmanların satılacağı iddia edilmişti. Bu habere herhangi bir yalanlama ya da düzeltme gelmediğini belirteyim.
Şu an Ankara’da TRT’ye yönelik bir çalışma var ama detayları belli değil. İşte bu gelişmeler kamuoyuna yansıdı ve TRT Erzurum Radyosu’nun kapatılacağı haberi çığ gibi sosyal medyada yer aldı.
Üstelik sadece kapatılması değil radyonun Diyarbakır Radyosu ile birleştirileceği dillendirildi. Erzurumlular bu habere fena köpürdü. Günlerdir sosyal medya bu gelişmelerle çalkalanıyor. Dadaşlar, haklı olarak radyonun kapatılmasına hele hele Diyarbakır’a kaydırılmasına ciddi tepki gösteriyor.
Ortada netlik yok ama Erzurumlular şimdiden uyarılarını yapıyor; Mademki benim vergimle şekillenen bir kurum var, o halde bende bu olaya müdahilim. Ben bu işe karşıyım, radyomun kapatılmasını istemiyorum...
Oysa Erzurum TRT’nin tasfiye edilme süreci yeni değil. Yıllar içinde önce korolar götürüldü. Ardından prodüksiyon merkezi kapatıldı, kadrolar aşağı çekildi. Koca binada bir haber merkezi bir de radyo kaldı. Bunlar peyderpey giderken şehrin hiç haberi olmadı, olsa da önemsemedi.
Bugün TRT binasında bir radyo birde haber merkezi bulunuyor. İşte yeni düzenleme ile buralara operasyon yapılması planlanıyor. Sadece Erzurum değil tüm Türkiye’de ki il müdürlüklerinde aynı çalışmaların yapılması bekleniyor.
Siyasi bir kurum haline gelen, liyakate değil siyasetle yönetilen bu kuruma şimdi operasyon yapılıyor. Çok şişirdik biraz hafifleteceğiz deniliyor.
Vatandaş da diyor ki; Elbette iyileştirin, TRT’yi çiftlik kimliğinden kurtarın. Hantal yapısından çıkarın, aktif hale getirin. Ama bunu yaparken benim hafızamı ve değerimi yok etmeyin. Kendi yaptığınız hatanın bedelini bize ödetmeyin. Kültürümüzü yaşattığımız, Ankara’ya sesimizi duyurduğumuz bir radyomuz var, onu da elimizden almayın…
Aslında bu uyarı testinin kırılmadan önceki son uyarıdır!
Hatırlanacağı gibi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet meydanlarda TRT’yi anlatıp durdu. Millet İttifakı adaylarının dilinde aynı nakarat vardı, ‘TRT’yi kapatacağız’ diye. Bir ay boyunca seçmen bu laf ile yattı, bu laf ile kalktı.
İyi de iş başına muhalefet gelmedi. Peki, nereden çıktı TRT’nin il müdürlüklerinin kapatılma işi? Konunun özü şudur:
Seçimlerin ardından masaya yatırılan önemli kamu kurumlarının başında TRT geliyordu. Sağır sultan da biliyordu ki bu kurum zarar ediyor. Ciddi bir personel şişkinliği var. Göreve gelen her siyasi bir şekilde bu kurumlara elaman yerleştirdi, kadro şiştikçe şişti. Şimdi bu kurumda tabiri caiz ise bir temizlik yapılacak.
Son yayınlanan KHK’da bu konuya yer verildi ve emekliliği dolanların emekliliğe sevk edileceği ve yaptığı iş ile kadrosu aynı olmayanların ayıklanacağı yer aldı. Yayınlanan kararnamede iyileştirmeye yer verildi ama herhangi bir kapatılma, birleştirme gibi yaptırımlardan bahsedilmedi.
Kararname öncesinde bölge statüsünden il müdürlüğü kapsamına çekilen bazı illerin kapatılacağı ve şeflikler haline getirileceği basında yer almıştı. Hatta yeni düzenlemede çok sayıda çalışanın havuza düşeceği, 3 bine yakın personelin görevlerine son verileceği ve lojmanların satılacağı iddia edilmişti. Bu habere herhangi bir yalanlama ya da düzeltme gelmediğini belirteyim.
Şu an Ankara’da TRT’ye yönelik bir çalışma var ama detayları belli değil. İşte bu gelişmeler kamuoyuna yansıdı ve TRT Erzurum Radyosu’nun kapatılacağı haberi çığ gibi sosyal medyada yer aldı.
Üstelik sadece kapatılması değil radyonun Diyarbakır Radyosu ile birleştirileceği dillendirildi. Erzurumlular bu habere fena köpürdü. Günlerdir sosyal medya bu gelişmelerle çalkalanıyor. Dadaşlar, haklı olarak radyonun kapatılmasına hele hele Diyarbakır’a kaydırılmasına ciddi tepki gösteriyor.
Ortada netlik yok ama Erzurumlular şimdiden uyarılarını yapıyor; Mademki benim vergimle şekillenen bir kurum var, o halde bende bu olaya müdahilim. Ben bu işe karşıyım, radyomun kapatılmasını istemiyorum...
Oysa Erzurum TRT’nin tasfiye edilme süreci yeni değil. Yıllar içinde önce korolar götürüldü. Ardından prodüksiyon merkezi kapatıldı, kadrolar aşağı çekildi. Koca binada bir haber merkezi bir de radyo kaldı. Bunlar peyderpey giderken şehrin hiç haberi olmadı, olsa da önemsemedi.
Bugün TRT binasında bir radyo birde haber merkezi bulunuyor. İşte yeni düzenleme ile buralara operasyon yapılması planlanıyor. Sadece Erzurum değil tüm Türkiye’de ki il müdürlüklerinde aynı çalışmaların yapılması bekleniyor.
Siyasi bir kurum haline gelen, liyakate değil siyasetle yönetilen bu kuruma şimdi operasyon yapılıyor. Çok şişirdik biraz hafifleteceğiz deniliyor.
Vatandaş da diyor ki; Elbette iyileştirin, TRT’yi çiftlik kimliğinden kurtarın. Hantal yapısından çıkarın, aktif hale getirin. Ama bunu yaparken benim hafızamı ve değerimi yok etmeyin. Kendi yaptığınız hatanın bedelini bize ödetmeyin. Kültürümüzü yaşattığımız, Ankara’ya sesimizi duyurduğumuz bir radyomuz var, onu da elimizden almayın…
Aslında bu uyarı testinin kırılmadan önceki son uyarıdır!