Transfere artık kaliteli bir santrafor aldığında nokta koyacağa benzeyen BB Erzurumspor’da geçen bir isim var, beni çok çok heyecanlandırıyor. O isim Oscar Scorione! Taa Kasımpaşa’da oynadığı zaman dikkatimi çeken bu oyuncu bana göre son yıllarda Türkiye’ye gelmiş en faydalı yabancılardandır. Aynı zamanda alt yapısı sağlam ve Türkiye şartlarına da uyum sağladığını gözlemlediğim bir oyuncudur.
Özellikle kritik anlarda kritik golleri ile bende olumlu izler bırakan Oscar Scorione, bana göre teknik direktör Mehmet Altıparmak’ın da istediği özelliklere sahip bir oyuncu. Sürekli önde oynayan, her iki kulvarda da oynama becerisine sahip bir kanat oyuncusu olduğu için Mehmet hocanın da ona yok diyeceğini sanmam. Muhakkak yönetimin bileceği iştir, para durumları nedir, bilmem. Ancak doğrusu ben Scorione’li bir Erzurumspor takımının rakip takımlar üzerinde de etki yapacağına inandığım için gerekirse hemen alınmasını isterim, başka da bir şey istemem. Daha başka bir ifadeyle Erzurum ancak beni Scoriona transferiyle keserse keser!
Kongre var ama tarihi yok!
BB Erzurumspor yönetiminde alınmış bir karar olmamasına rağmen bir süreden beridir dillendirilen konulardan biridir olağanüstü kongre işi! Olacak mı, olmayacak mı, net bir açıklama yok. Suat Önal adlı İstanbul’da ki Erzurumlu işadamının da başkanlık için adının geçtiği BB Erzurumspor kulübünün kongresi olacak mı, olmayacak mı konusunu dün direkt Mevlüt Doğan’a sordum. BB Erzurumspor’un başkanı Mevlüt Doğan, bir kongre düşüncelerinin olduğunu ama henüz tarihi konusunda bir mutabakat sağlanamadığını belirtti. Başkanın ifadesine göre illa ki lig süresi içinde bir gün olacak ama tarih henüz beli değil. Yönetimi güçlendirme adına kongre yapacaklarının altını çizen Doğan, ‘’Para sıkıntısı yaşadığımız doğru. Süper lig demek çok maliyet demek. Elbette ki parası olan kişileri yönetime alma ve o şekilde yola devam etme düşüncesindeyiz’’ diye konuştu. Kısa görüşmemde Doğan’ın başkanlığa devam etme isteğinin olduğunu anladım. Ama ayakları yere basan bir başkan adayı ve yönetim olursa çekilebileceğini de ima etti.
Anna Lukanova Erzurum’a geliyor!
Buz sporlarına meraklılar için işte güzel bir haber. Türkiye Buz Pateni Federasyonumuz, Sürat Pateni Milli takım başantrenörlüğü için Polonyalı Anna Lukanova-Jakubowska ile prensip anlaşmasına vardı. Bir yıllık anlaşma gereğince Erzurum’a gelecek olan Anna Lukanova, çoğunluğu Erzurumlu sporculardan oluşan Sürat Pateni Milli takımı ile çalışmalara başlayacak ve yeni hedeflere koşulması sağlanacak. Polonya Sürat pateni Milli takım antrenörlüğü de yapmış olan eski milli patencilerden Anna, sadece sürat paten antrenörlüğü değil fizyoterapistlik görevini de yürütecek, bir taşla iki kuş birden vurmuş olacağız. Ülkesindeki Opole Üniversitesi’nde de asistan profesör olarak görev yapan Anna, aynı zamanda bir akademisyen. Prensip anlaşmasına varılan Anna’ya Buz Paten Salonu’na yakın bir yerde ev tutulacak, yarı Polonyalı, yarı Erzurumlu olacak. Bilgisi yanında sempatikliği ile kısa sürede özellikle sporculara kendisini sevdireceğine inandığım Anna, 3 yıldır başantrenörlük yapan kazak Artur Sultangaliyev’in yerine geliyor.. Milli takım antrenörlerimizden Mükerrem Deniz, Anna Lukanova-Jakubowska’nın paten camiasında tanınan iyi bir isim olduğunu bildiklerini belirterek, sürat pateninin bu anlaşmadan kazançlı çıkacağına inandığını belirtti.
Sen çok yaşa Adem!
Nereden başlayacağımı bilemediğim yazılardan biridir bu. Çünkü tanıtmayı bir borç ve görev bildiğim ‘çok özel’ bir adam olduğu için de cümleye nereden başlayacağımı kestirmiyorum. Adem Çağlayan’dan bahsediyorum tabiiki de. O son 3 yılda 3 şampiyonluk yaşayan BB Erzurumspor’un ekibinde olan adamdan. Adem Çağlayan, benim Erzurum’da her yönüyle en beğendiğim spor adamlarından biri. Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu mezunu bu eğitimli genç spor adamının en sevdiğim yönü duruşu. Tanıdığım ilk günkü gibi yine ağır, yine efendi ve yine adam! Daha küçüklüğünden tanırım, Dadaşkent’te aynı semtte otururduk. Okuldan eve, evden okula haliyle tanımıştım onu. ‘Yüzü yazılı gelin’ diye tabir var ya. İşte öyle biridir bu Adem. Ne yalan söyleyeyim, bir Erzurumlu sporsever olarak böyle güzel bir spor adamını tanımaktan dolayı hem mutlu hem de gururluyum. Bugün BB Erzurumspor’da 4’ncü yılına girmiş olan Adem Çağlayan, kulüpte Atletik Performans Uzmanı olarak görev yapıyor. Antrenman planlaması ve rakip analizi konularında artık bir uzman o. Görev süresi içerisinde 3 şampiyonluk görürken tam 4 hocayla çalıştı. Hepsiyle de iyi ilişkiler içerisinde oldu ve her teknik adama hem çok şey verdi hem de onlardan çok şey aldı. Bunu belki dışarıda olanlar pek bilmez ama kulüp içerisinde olanlar farkındadır. İyi ve kötü gününde BB Erzurumspor nerede o da oradadır. Kimseyle polemiğe girmez, dedikodudan hep uzak durmuştur. Bakıyorum, hem futbolcular hem de yöneticilerle arası iyi. BB Erzurumspor’un şampiyonluklarında pay sahiplerindendir. İşine bakan, reklam peşinde olmayan, doğru yerde doğru zamanda olan bir elemandır. En son süper ligde Erzurum’un ilk rakibi olan Konyaspor’u izlemek üzere Hollanda’ya gitmiş Adem. Konya’nın hem Ajax ve hem de Kayseri ile oynadığı hazırlık maçlarını izlemiş, tuttuğu raporu teknik direktör Mehmet Altıparmak’a sunmuş. Daha önce çok yaptığı işlerden biri bu. Belki bir çok maç alınmışsa bu biraz da Adem’in verdiği rapora istinaden alınan tedbirlerle olmuş. Haa, buraya da öyle hoop diye gelmemiş Adem. Antrenör olarak çalıştığı Palandökenspor, Yolspor ve Aras 12 Martspor’da da şampiyonluk yaşamış bir teknik adam. Kısa sürede büyük başarılara imza atmayı başarmış, ezberleri bozmuş bir spor adamı o. Üstelik her spor adamına nasip olmayan UEFA A lisansına sahip bir antrenör. En son aradığımda o Tuncay Şanlı ve Necati Ateş gibi Türk futboluna damgasını vurmuş isimlerle kurstaydı. Bayılıyorum bu hallerine. Konuşurken yine nazik, yine sakindi. Açıkçası, bu şehire 3 yılda 3 şampiyonluk yaşatan Büyükşehir Belediye yönetimine bir teşekkürü de Adem için etmeliyiz. Onu başta Erzurum olmak üzere Türk futboluna hediye ettiği için. Yolun açık olsun Adem..
Metre lakabını bakın nereden almış!
Özellikle yaşı 20’nin üzerinde olan Erzurumlular arasında sanırım ‘Metre Muhlis’ ismini duymayan yoktur. Kabadayılığı ile ün salmış ve yıllar önce Bursa’ya göç eylemiş Erzurumlu işadamı Muhlis Uçan, kentte isim ve iz bırakanlardan biridir. Benim de tanışıklığımın ve Pelit Meydanındaki işyerinde birkaç defa görüşmüşlüğüm olan Metre Muhlis, halen Bursa’da ikamet ediyor ve bir çokları gibi döneceğe de benzemiyor. Özellikle mütevaziliği, merhametliği ve mertliği ile gönlümüze girmiş bir ağabeydir de. Zaman zaman dost sohbetlerinde konu Muhsin ağabeye geldiği zaman acaba metre lakabını nereden aldığını konuşur dururuz. Tiyatrocu arkadaşım Murat Balkuş sayesinde artık bu merakımızı gidermiş durumdayız. Bursa’da Metre Muhlis’i işlettiği kafe restaurantta ziyaret eden Balkuş’a Muhlis Uçan, o lakabı nereden aldığı konusundaki soruya şu cevabı vermiş: ''Gençliğimde pazularım güçlü olsun diye demircinin yanında çalışıyordum. Çünkü o zamanlar Erzurum’da güçlü olman lazımdı. Bu güçde mutlaka kaba güce dayanırdı. Ya dayak yiyeceksin ya da atacaksın. Bunun ortası yoktu. Ben de hem spor olsun hem de pazularım güçlensin diye demircide demir döverdim. Çok sevdiğim bir ustam vardı. Bir gün birisi gelip ona hakaret ederek konuşunca, ben de adama bir tane vurdum. Adamın ayakları yerden kesildi, biraz uçtu diyelim. Ama tabi bizim millet abartmayı sever. Biri dedi beş metre uçtu, biri dedi 8 metre uçtu! Sonra lakabımız kaldı Metre Muhlis. Önceleri bozulurdum bu lakaba. Mahallebaşında yürürken arkamdan Metre Muhlis diye bağırırdılar. Kızardım, köpürürdüm.. Sonra alıştım, hatta hoşuma gitti. Demezlerse bozulmaya başladım. İşte bizim Metre lakabı böyle başladı.''
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Benimle aynı fikirde olan herkesten korkarım! (E.Benyoata)
DUVARIN DİLİ : Sen onlar gibi değildin. Anlar gibiydin!
Özellikle kritik anlarda kritik golleri ile bende olumlu izler bırakan Oscar Scorione, bana göre teknik direktör Mehmet Altıparmak’ın da istediği özelliklere sahip bir oyuncu. Sürekli önde oynayan, her iki kulvarda da oynama becerisine sahip bir kanat oyuncusu olduğu için Mehmet hocanın da ona yok diyeceğini sanmam. Muhakkak yönetimin bileceği iştir, para durumları nedir, bilmem. Ancak doğrusu ben Scorione’li bir Erzurumspor takımının rakip takımlar üzerinde de etki yapacağına inandığım için gerekirse hemen alınmasını isterim, başka da bir şey istemem. Daha başka bir ifadeyle Erzurum ancak beni Scoriona transferiyle keserse keser!
Kongre var ama tarihi yok!
BB Erzurumspor yönetiminde alınmış bir karar olmamasına rağmen bir süreden beridir dillendirilen konulardan biridir olağanüstü kongre işi! Olacak mı, olmayacak mı, net bir açıklama yok. Suat Önal adlı İstanbul’da ki Erzurumlu işadamının da başkanlık için adının geçtiği BB Erzurumspor kulübünün kongresi olacak mı, olmayacak mı konusunu dün direkt Mevlüt Doğan’a sordum. BB Erzurumspor’un başkanı Mevlüt Doğan, bir kongre düşüncelerinin olduğunu ama henüz tarihi konusunda bir mutabakat sağlanamadığını belirtti. Başkanın ifadesine göre illa ki lig süresi içinde bir gün olacak ama tarih henüz beli değil. Yönetimi güçlendirme adına kongre yapacaklarının altını çizen Doğan, ‘’Para sıkıntısı yaşadığımız doğru. Süper lig demek çok maliyet demek. Elbette ki parası olan kişileri yönetime alma ve o şekilde yola devam etme düşüncesindeyiz’’ diye konuştu. Kısa görüşmemde Doğan’ın başkanlığa devam etme isteğinin olduğunu anladım. Ama ayakları yere basan bir başkan adayı ve yönetim olursa çekilebileceğini de ima etti.
Anna Lukanova Erzurum’a geliyor!
Buz sporlarına meraklılar için işte güzel bir haber. Türkiye Buz Pateni Federasyonumuz, Sürat Pateni Milli takım başantrenörlüğü için Polonyalı Anna Lukanova-Jakubowska ile prensip anlaşmasına vardı. Bir yıllık anlaşma gereğince Erzurum’a gelecek olan Anna Lukanova, çoğunluğu Erzurumlu sporculardan oluşan Sürat Pateni Milli takımı ile çalışmalara başlayacak ve yeni hedeflere koşulması sağlanacak. Polonya Sürat pateni Milli takım antrenörlüğü de yapmış olan eski milli patencilerden Anna, sadece sürat paten antrenörlüğü değil fizyoterapistlik görevini de yürütecek, bir taşla iki kuş birden vurmuş olacağız. Ülkesindeki Opole Üniversitesi’nde de asistan profesör olarak görev yapan Anna, aynı zamanda bir akademisyen. Prensip anlaşmasına varılan Anna’ya Buz Paten Salonu’na yakın bir yerde ev tutulacak, yarı Polonyalı, yarı Erzurumlu olacak. Bilgisi yanında sempatikliği ile kısa sürede özellikle sporculara kendisini sevdireceğine inandığım Anna, 3 yıldır başantrenörlük yapan kazak Artur Sultangaliyev’in yerine geliyor.. Milli takım antrenörlerimizden Mükerrem Deniz, Anna Lukanova-Jakubowska’nın paten camiasında tanınan iyi bir isim olduğunu bildiklerini belirterek, sürat pateninin bu anlaşmadan kazançlı çıkacağına inandığını belirtti.
Sen çok yaşa Adem!
Nereden başlayacağımı bilemediğim yazılardan biridir bu. Çünkü tanıtmayı bir borç ve görev bildiğim ‘çok özel’ bir adam olduğu için de cümleye nereden başlayacağımı kestirmiyorum. Adem Çağlayan’dan bahsediyorum tabiiki de. O son 3 yılda 3 şampiyonluk yaşayan BB Erzurumspor’un ekibinde olan adamdan. Adem Çağlayan, benim Erzurum’da her yönüyle en beğendiğim spor adamlarından biri. Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu mezunu bu eğitimli genç spor adamının en sevdiğim yönü duruşu. Tanıdığım ilk günkü gibi yine ağır, yine efendi ve yine adam! Daha küçüklüğünden tanırım, Dadaşkent’te aynı semtte otururduk. Okuldan eve, evden okula haliyle tanımıştım onu. ‘Yüzü yazılı gelin’ diye tabir var ya. İşte öyle biridir bu Adem. Ne yalan söyleyeyim, bir Erzurumlu sporsever olarak böyle güzel bir spor adamını tanımaktan dolayı hem mutlu hem de gururluyum. Bugün BB Erzurumspor’da 4’ncü yılına girmiş olan Adem Çağlayan, kulüpte Atletik Performans Uzmanı olarak görev yapıyor. Antrenman planlaması ve rakip analizi konularında artık bir uzman o. Görev süresi içerisinde 3 şampiyonluk görürken tam 4 hocayla çalıştı. Hepsiyle de iyi ilişkiler içerisinde oldu ve her teknik adama hem çok şey verdi hem de onlardan çok şey aldı. Bunu belki dışarıda olanlar pek bilmez ama kulüp içerisinde olanlar farkındadır. İyi ve kötü gününde BB Erzurumspor nerede o da oradadır. Kimseyle polemiğe girmez, dedikodudan hep uzak durmuştur. Bakıyorum, hem futbolcular hem de yöneticilerle arası iyi. BB Erzurumspor’un şampiyonluklarında pay sahiplerindendir. İşine bakan, reklam peşinde olmayan, doğru yerde doğru zamanda olan bir elemandır. En son süper ligde Erzurum’un ilk rakibi olan Konyaspor’u izlemek üzere Hollanda’ya gitmiş Adem. Konya’nın hem Ajax ve hem de Kayseri ile oynadığı hazırlık maçlarını izlemiş, tuttuğu raporu teknik direktör Mehmet Altıparmak’a sunmuş. Daha önce çok yaptığı işlerden biri bu. Belki bir çok maç alınmışsa bu biraz da Adem’in verdiği rapora istinaden alınan tedbirlerle olmuş. Haa, buraya da öyle hoop diye gelmemiş Adem. Antrenör olarak çalıştığı Palandökenspor, Yolspor ve Aras 12 Martspor’da da şampiyonluk yaşamış bir teknik adam. Kısa sürede büyük başarılara imza atmayı başarmış, ezberleri bozmuş bir spor adamı o. Üstelik her spor adamına nasip olmayan UEFA A lisansına sahip bir antrenör. En son aradığımda o Tuncay Şanlı ve Necati Ateş gibi Türk futboluna damgasını vurmuş isimlerle kurstaydı. Bayılıyorum bu hallerine. Konuşurken yine nazik, yine sakindi. Açıkçası, bu şehire 3 yılda 3 şampiyonluk yaşatan Büyükşehir Belediye yönetimine bir teşekkürü de Adem için etmeliyiz. Onu başta Erzurum olmak üzere Türk futboluna hediye ettiği için. Yolun açık olsun Adem..
Metre lakabını bakın nereden almış!
Özellikle yaşı 20’nin üzerinde olan Erzurumlular arasında sanırım ‘Metre Muhlis’ ismini duymayan yoktur. Kabadayılığı ile ün salmış ve yıllar önce Bursa’ya göç eylemiş Erzurumlu işadamı Muhlis Uçan, kentte isim ve iz bırakanlardan biridir. Benim de tanışıklığımın ve Pelit Meydanındaki işyerinde birkaç defa görüşmüşlüğüm olan Metre Muhlis, halen Bursa’da ikamet ediyor ve bir çokları gibi döneceğe de benzemiyor. Özellikle mütevaziliği, merhametliği ve mertliği ile gönlümüze girmiş bir ağabeydir de. Zaman zaman dost sohbetlerinde konu Muhsin ağabeye geldiği zaman acaba metre lakabını nereden aldığını konuşur dururuz. Tiyatrocu arkadaşım Murat Balkuş sayesinde artık bu merakımızı gidermiş durumdayız. Bursa’da Metre Muhlis’i işlettiği kafe restaurantta ziyaret eden Balkuş’a Muhlis Uçan, o lakabı nereden aldığı konusundaki soruya şu cevabı vermiş: ''Gençliğimde pazularım güçlü olsun diye demircinin yanında çalışıyordum. Çünkü o zamanlar Erzurum’da güçlü olman lazımdı. Bu güçde mutlaka kaba güce dayanırdı. Ya dayak yiyeceksin ya da atacaksın. Bunun ortası yoktu. Ben de hem spor olsun hem de pazularım güçlensin diye demircide demir döverdim. Çok sevdiğim bir ustam vardı. Bir gün birisi gelip ona hakaret ederek konuşunca, ben de adama bir tane vurdum. Adamın ayakları yerden kesildi, biraz uçtu diyelim. Ama tabi bizim millet abartmayı sever. Biri dedi beş metre uçtu, biri dedi 8 metre uçtu! Sonra lakabımız kaldı Metre Muhlis. Önceleri bozulurdum bu lakaba. Mahallebaşında yürürken arkamdan Metre Muhlis diye bağırırdılar. Kızardım, köpürürdüm.. Sonra alıştım, hatta hoşuma gitti. Demezlerse bozulmaya başladım. İşte bizim Metre lakabı böyle başladı.''
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Benimle aynı fikirde olan herkesten korkarım! (E.Benyoata)
DUVARIN DİLİ : Sen onlar gibi değildin. Anlar gibiydin!