Deniyor ki; “Marka kentler, ulusların ekonomik ve kültürel güç evleridir…”
Burada sorulması gereken soru şu;
Erzurum şehir olarak Marka Kent olmaya ne kadar hazır…
Ya da marka kentlerde ön plana çıkan Turizm yeterince isteniyor mu , diğer sektörlerin yanı sıra Turizme karar vermiş mi ve turizme ne kadar hazırız…
2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunlarını gerçekleştirdiğimiz dönemde kente gelen Japonlar’ın benzettiği Orta Çağ kenti görüntüsünden kurtulabilecek miyiz…
Yerel Yönetimler, kenti hazırlayabilecek mi…
2026 olimpiyatlarını hak ettik mi, siyasi sebeplerle mi elendik…
Mevcut markalarımızı koruyup, ulusal bir marka haline getirebildik mi, ya da yok mu ettik !..
Aslında bu ve benzeri soruları uzatabiliriz…
Çünkü bu soruların daha fazlası zaman zaman çeşitli toplantılarda seslendirildi ve seslendirilmeye de devam ediyor.
Geleneksel kültürümüzü, tarihi dokumuzla sentezleyebilir, potansiyellerimizi harekete geçirebilir, var olan markalarımıza sahip çıkabilirsek, en önemlisi kendimizle barışabilirsek, bence başarabiliriz…
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE ERZURUM
İşte bu bağlamda kentte birkaç yıldan bu yana sürdürülen kentsel dönüşüm devam ediyor ve özellikle Büyük şehir belediyesi kenti dönüştürmede bir hayli kararlı.
Kentsel dönüşümle birlikte koruyabildiğimiz tarihi doku da gün yüzüne çıkıyor ve restorasyonu yapılıyor…
Ümit ediyoruz ki Erzurum tarihi dokusuyla birlikte önümüzdeki yıllarda marka haline gelecek…
***
Hafta başındaki yazımda Olimpiyatlar için ‘aday adaylığından’ elenişimize ve bu konuda alınan siyasi karara katılmadığımızı ve üzüldüğümüzü belirtmiştik…
Gerçi eğri oturup doğru konuşursak Olimpiyatlara ne kadar hazır olduğumuz tartışılırdı ama duygularımız da okşanmamış değildi. UNIVERSIAD ve Avrupa Gençlik Oyunları’nı (EYOF) yanı sıra çok sayıda uluslar arası organizasyonu başarı ile yapan Erzurum’un adının Olimpiyatla anılması güzel bir duyguydu…
Ancak karar birçok yönü ile siyasi…Özellikle adımızın terörle anılması bizi üzdü… Doğrusu idarecilerimizden bu karara yönelik ses çıkmasını bekledik, çıkmayınca daha da üzüldük…
VE , ERZURUM GÜNLERİ…
Her yıl Ankara AKM’de bir hafta süreyle Erzurum Günleri yapıyoruz. Erzurum’u kurumlarıyla Ankara’ya taşıyoruz… Belediyeler, resmi kurumlar stand açıyor… Hemen hemen aynı ürünler sergileniyor. Yeme içme alanlarında esnaf her hafta başka şehirli oluyor… Yeterince esnafımızı ve üreticimizi Ankara’ya taşıyamıyoruz.
Erzurum, tarihi, sanatı, bin yıllık üniversite geleneğiyle , hayvancılığı ve hayvansal ürünleriyle; kış, inanç ve yayla turizmiyle, spor tesisleriyle önemli markalara sahip bir kenttir… Dahası Erzurum Cumhuriyeti kuran kenttir… Şehir ve marka kavramları daha dikkatli incelenmeli ve markalarımızı ön plana çıkarmağa özen göstermeliyiz.
Bu doğrultuda 24-28 Ekimde Antalya’da düzenlenecek olan YÖREX fuarına katılıp Oltu Taşımızı, Civil peynirimizi ele işlemelerimizi, Bakır ve Deri ürünlerimizi, Sucuk ,Bal ve diğer ürünlerimizi tanıtma fırsatı bulacağız. Bu ve benzeri fuarlara daha sık gidip, markalarımızı ulusal hale getirmeliyiz.
Bu anlamda değerlerimizi öne çıkarmağa çalışan Feridun Önal’a, Veysel Kareni Aksungur’a ve gazeteci arkadaşımız Yaşar Çelik’e ; emeği geçen bütün dostlarımıza teşekkür ederiz.
***
Evet, sözümüzün başında “Marka kentler, ulusların ekonomik ve kültürel güç evleridir…” demiştik…
Marka Kent de ancak ürettiğiniz ve sahip olduğunuz markalarla mümkündür…
BİR KUTLAMADA BARO’YA…
Erzurum Barosu’nda Talat Göğebakan güven tazeledi… Kendisini ve yönetimini tebrik ediyorum. Erzurum için başarılı bir çalışma dönemi diliyorum…
Burada sorulması gereken soru şu;
Erzurum şehir olarak Marka Kent olmaya ne kadar hazır…
Ya da marka kentlerde ön plana çıkan Turizm yeterince isteniyor mu , diğer sektörlerin yanı sıra Turizme karar vermiş mi ve turizme ne kadar hazırız…
2011 Dünya Üniversiteler Kış Oyunlarını gerçekleştirdiğimiz dönemde kente gelen Japonlar’ın benzettiği Orta Çağ kenti görüntüsünden kurtulabilecek miyiz…
Yerel Yönetimler, kenti hazırlayabilecek mi…
2026 olimpiyatlarını hak ettik mi, siyasi sebeplerle mi elendik…
Mevcut markalarımızı koruyup, ulusal bir marka haline getirebildik mi, ya da yok mu ettik !..
Aslında bu ve benzeri soruları uzatabiliriz…
Çünkü bu soruların daha fazlası zaman zaman çeşitli toplantılarda seslendirildi ve seslendirilmeye de devam ediyor.
Geleneksel kültürümüzü, tarihi dokumuzla sentezleyebilir, potansiyellerimizi harekete geçirebilir, var olan markalarımıza sahip çıkabilirsek, en önemlisi kendimizle barışabilirsek, bence başarabiliriz…
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE ERZURUM
İşte bu bağlamda kentte birkaç yıldan bu yana sürdürülen kentsel dönüşüm devam ediyor ve özellikle Büyük şehir belediyesi kenti dönüştürmede bir hayli kararlı.
Kentsel dönüşümle birlikte koruyabildiğimiz tarihi doku da gün yüzüne çıkıyor ve restorasyonu yapılıyor…
Ümit ediyoruz ki Erzurum tarihi dokusuyla birlikte önümüzdeki yıllarda marka haline gelecek…
***
Hafta başındaki yazımda Olimpiyatlar için ‘aday adaylığından’ elenişimize ve bu konuda alınan siyasi karara katılmadığımızı ve üzüldüğümüzü belirtmiştik…
Gerçi eğri oturup doğru konuşursak Olimpiyatlara ne kadar hazır olduğumuz tartışılırdı ama duygularımız da okşanmamış değildi. UNIVERSIAD ve Avrupa Gençlik Oyunları’nı (EYOF) yanı sıra çok sayıda uluslar arası organizasyonu başarı ile yapan Erzurum’un adının Olimpiyatla anılması güzel bir duyguydu…
Ancak karar birçok yönü ile siyasi…Özellikle adımızın terörle anılması bizi üzdü… Doğrusu idarecilerimizden bu karara yönelik ses çıkmasını bekledik, çıkmayınca daha da üzüldük…
VE , ERZURUM GÜNLERİ…
Her yıl Ankara AKM’de bir hafta süreyle Erzurum Günleri yapıyoruz. Erzurum’u kurumlarıyla Ankara’ya taşıyoruz… Belediyeler, resmi kurumlar stand açıyor… Hemen hemen aynı ürünler sergileniyor. Yeme içme alanlarında esnaf her hafta başka şehirli oluyor… Yeterince esnafımızı ve üreticimizi Ankara’ya taşıyamıyoruz.
Erzurum, tarihi, sanatı, bin yıllık üniversite geleneğiyle , hayvancılığı ve hayvansal ürünleriyle; kış, inanç ve yayla turizmiyle, spor tesisleriyle önemli markalara sahip bir kenttir… Dahası Erzurum Cumhuriyeti kuran kenttir… Şehir ve marka kavramları daha dikkatli incelenmeli ve markalarımızı ön plana çıkarmağa özen göstermeliyiz.
Bu doğrultuda 24-28 Ekimde Antalya’da düzenlenecek olan YÖREX fuarına katılıp Oltu Taşımızı, Civil peynirimizi ele işlemelerimizi, Bakır ve Deri ürünlerimizi, Sucuk ,Bal ve diğer ürünlerimizi tanıtma fırsatı bulacağız. Bu ve benzeri fuarlara daha sık gidip, markalarımızı ulusal hale getirmeliyiz.
Bu anlamda değerlerimizi öne çıkarmağa çalışan Feridun Önal’a, Veysel Kareni Aksungur’a ve gazeteci arkadaşımız Yaşar Çelik’e ; emeği geçen bütün dostlarımıza teşekkür ederiz.
***
Evet, sözümüzün başında “Marka kentler, ulusların ekonomik ve kültürel güç evleridir…” demiştik…
Marka Kent de ancak ürettiğiniz ve sahip olduğunuz markalarla mümkündür…
BİR KUTLAMADA BARO’YA…
Erzurum Barosu’nda Talat Göğebakan güven tazeledi… Kendisini ve yönetimini tebrik ediyorum. Erzurum için başarılı bir çalışma dönemi diliyorum…