İki teker tutkusu yaygınlaşıyor, motorsikletler çoğalıyor ve…
Bir motorsiklet kazasının ölümle sonuçlanma olasılığı, bir otomobil kazasının ölümle sonuçlanma olasılığından tam 35 kat daha yüksektir!
Benim ve daha milyonlarca motorsiklet tutkununun moralini bozan bu istatistiki veri, 2004 yılı biterken İngiltere Ulaştırma Dairesi'nin yayınladığı raporda yer almıştı. 14 yıl önceydi…
Aynı yıl Amerika’da da benzer bir rapor yayınlandı. Amerikan Ulusal Trafik Güvenlik Kurulu’nun raporuna göre ise 2004'de ABD yollarında tam 4,008 motosiklet sürücüsü kazalarda can verdi. Bu oran, ölümle sonuçlanan kazaların 2003'ten sonra sadece 1 yıl içerisinde %8 oranında arttığını gösteriyordu.
O yıl ABD'de dört milyondan fazla, İngiltere’de ise bir milyona yakın kayıtlı motosiklet vardı. Dolayısıyla iki tekerlekli motorlu taşıtlar, ABD'deki tüm kayıtlı araçların %2'sini, İngiltere’dekilerinse %9’unu oluşturuyordu. Oysa o yıl, Amerika ve İngiliz otoyollarındaki ölümlerin %15'inde motosiklet sürücülerinin veya yolcularının isimleri geçti…
Bu, rakamlardaki dramatik tırmanışın başlangıç noktasıydı.
2004’ü takip eden yıllar, aynı zamanda teknolojinin de katkısıyla yeni nesil daha güçlü-daha hızlı motorlarla tanışmaya başladığımız yıllardı…
Ve 2004’te, dünya çapında yayınlanan bir trafik raporunda motorsiklet sürücülerinin güvenliği, diğer taşıt sürücülerinden ayrı bir kategoride mercek altına alındı; ‘Motosikletçilerin çarpışmalarda öldürülmesinin ana nedenlerinden biri, motosikletin kazada hemen hemen hiç koruma sağlamamasıdır. Bildirilen motosiklet kazalarının yaklaşık %80'i yaralanma veya ölümle sonuçlanır; Otomobiller için karşılaştırılabilir bir rakam %20 civarındadır.’ dendi.
Bu saptama, iki önemli bilimsel araştırmayı tetikledi. Kuzey Amerika'da ve Avrupa'da üniversiteleri de işin içine katan bilimsel araştırmalar yapıldı. Finalde iki önemli rapor ortaya kondu:
-Hurt Raporu; Kuzey Amerika’da yapılan araştırmalar ışığında…
-MAIDS raporu; Avrupa’da yapılan araştırmalar ışığında…
Ama bu raporların -ve tabii araştırmaların- ikisi de aslında ‘ilk’ sayılmazdı; çünkü 1979 yılında Michigan Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği bir araştırmanın sonuçları, bu iki rapordan çeyrek yüzyıl kadar önce ‘Olsen Raporu’ olarak metinleştirilmişti.
Bu üç rapor, bugün her motorsiklet kullanıcısının bilmesi ve marşa her dokunduğunda mutlaka hatırlaması gereken ayrıntılar içeriyor.
‘Motorcular için hayatta kalma bilgileri’ bunlar:
Hurt Raporu, Los Angeles ve çevresindeki kırsal alanlarda derlenen veriler üzerine oturtulmuştu. 1981'de yayınlanan rapor, 55 maddelik şaşırtıcı bulgular ve saptamalar zincirinin yanı sıra bütün dünyada kolluk kuvvetleri için trafik prosedürlerine esas teşkil edecek birçok önemli öneriyi de içeriyordu.
Okumakta olduğunuz köşe yazısında o 55 maddenin tümüne yer vermem ne yazık ki mümkün değil; ama bir motorsiklet kullanıcısı olarak Hurt Raporu‘nda çok önemli bulduğum maddelere değinmeden de geçemeyeceğim:
(Devamı gelecek)
Bir motorsiklet kazasının ölümle sonuçlanma olasılığı, bir otomobil kazasının ölümle sonuçlanma olasılığından tam 35 kat daha yüksektir!
Benim ve daha milyonlarca motorsiklet tutkununun moralini bozan bu istatistiki veri, 2004 yılı biterken İngiltere Ulaştırma Dairesi'nin yayınladığı raporda yer almıştı. 14 yıl önceydi…
Aynı yıl Amerika’da da benzer bir rapor yayınlandı. Amerikan Ulusal Trafik Güvenlik Kurulu’nun raporuna göre ise 2004'de ABD yollarında tam 4,008 motosiklet sürücüsü kazalarda can verdi. Bu oran, ölümle sonuçlanan kazaların 2003'ten sonra sadece 1 yıl içerisinde %8 oranında arttığını gösteriyordu.
O yıl ABD'de dört milyondan fazla, İngiltere’de ise bir milyona yakın kayıtlı motosiklet vardı. Dolayısıyla iki tekerlekli motorlu taşıtlar, ABD'deki tüm kayıtlı araçların %2'sini, İngiltere’dekilerinse %9’unu oluşturuyordu. Oysa o yıl, Amerika ve İngiliz otoyollarındaki ölümlerin %15'inde motosiklet sürücülerinin veya yolcularının isimleri geçti…
Bu, rakamlardaki dramatik tırmanışın başlangıç noktasıydı.
2004’ü takip eden yıllar, aynı zamanda teknolojinin de katkısıyla yeni nesil daha güçlü-daha hızlı motorlarla tanışmaya başladığımız yıllardı…
Ve 2004’te, dünya çapında yayınlanan bir trafik raporunda motorsiklet sürücülerinin güvenliği, diğer taşıt sürücülerinden ayrı bir kategoride mercek altına alındı; ‘Motosikletçilerin çarpışmalarda öldürülmesinin ana nedenlerinden biri, motosikletin kazada hemen hemen hiç koruma sağlamamasıdır. Bildirilen motosiklet kazalarının yaklaşık %80'i yaralanma veya ölümle sonuçlanır; Otomobiller için karşılaştırılabilir bir rakam %20 civarındadır.’ dendi.
Bu saptama, iki önemli bilimsel araştırmayı tetikledi. Kuzey Amerika'da ve Avrupa'da üniversiteleri de işin içine katan bilimsel araştırmalar yapıldı. Finalde iki önemli rapor ortaya kondu:
-Hurt Raporu; Kuzey Amerika’da yapılan araştırmalar ışığında…
-MAIDS raporu; Avrupa’da yapılan araştırmalar ışığında…
Ama bu raporların -ve tabii araştırmaların- ikisi de aslında ‘ilk’ sayılmazdı; çünkü 1979 yılında Michigan Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği bir araştırmanın sonuçları, bu iki rapordan çeyrek yüzyıl kadar önce ‘Olsen Raporu’ olarak metinleştirilmişti.
Bu üç rapor, bugün her motorsiklet kullanıcısının bilmesi ve marşa her dokunduğunda mutlaka hatırlaması gereken ayrıntılar içeriyor.
‘Motorcular için hayatta kalma bilgileri’ bunlar:
Hurt Raporu, Los Angeles ve çevresindeki kırsal alanlarda derlenen veriler üzerine oturtulmuştu. 1981'de yayınlanan rapor, 55 maddelik şaşırtıcı bulgular ve saptamalar zincirinin yanı sıra bütün dünyada kolluk kuvvetleri için trafik prosedürlerine esas teşkil edecek birçok önemli öneriyi de içeriyordu.
Okumakta olduğunuz köşe yazısında o 55 maddenin tümüne yer vermem ne yazık ki mümkün değil; ama bir motorsiklet kullanıcısı olarak Hurt Raporu‘nda çok önemli bulduğum maddelere değinmeden de geçemeyeceğim:
- Kazaların yaklaşık dörtte üçü motosiklet ile başka bir aracın çarpışması sonucu meydana gelir ve çarpışılan diğer araç çoğunlukla bir binek otomobildir.
- Kazaların yaklaşık olarak dörtte biri, tek araç kazası olup motosiklet sürücüsünün karayolu zeminine veya etrafındaki diğer sabit cisimlere çarpması sonucu esas hasar gerçekleşir.
- Aracın herhangi bir kısmındaki teknik arızanın motosiklet kazaları üzerindeki etkisi %3'ün bile altındadır; oysa kazaların çok önemli bir kısmı lastik patlamasına bağlı olarak araç kontrolünün kaybedilmesi sebebiyle gerçekleşir.
- Tek araçlı kazaların üçte ikisinde, kazaya sebep olan tetikleyici faktör sürücü hatasıdır. En tipik hata, aşırı hızlı girilen virajı alamayınca tehlikeli frenleme nedeniyle kayıp düşme ve viraj dışına savrulma şeklinde gerçekleşir. Bunun toplam kazalar içerisindeki oranı %30 civarındadır.
- Araç yolundaki yükselti ve çukurlar gibi yol kusurlarının yaşanan motosiklet kazaları üzerindeki etkisi %1 seviyesinde iken yola çıkan hayvanların rolü %5’ten fazladır.
- Birden fazla taşıtın karıştığı kazaların üçte ikisi, diğer araç sürücüsünün motosikletlinin geçiş hakkını ihlal ederek kazaya sebebiyet vermesi sonucu meydana gelir.
- Motosiklet kazalarının başlıca nedeni, motosikletin diğer sürücüler tarafından fark edilmemesidir. Araç sürücüleri, motosikletleri ya hiç görmemekte ya da ancak son anda gördükleri için çarpışmaya engel olamamaktadırlar.
- Kavşaklar, trafik kurallarını ve motosiklet sürücülerinin yol hakkını ihlal eden araç sürücüleri nedeniyle, motosiklet kazalarının en sık yaşandığı yerlerdir.
- Çoğu motorsiklet kazasının, alışveriş, arkadaş ziyareti, eğlence ve dinlenme amaçlı çıkılan kısa yolculukların hemen başlarında veya dönüş yolunda, varış yerine çok yaklaşıldığını sırada meydana gelir. Bunun en önemli açıklaması ‘konsantrasyon kaybıdır’.
- Çok araçlı kazalarda motorun fark edilirliği en kritik faktördür ve gündüz farların açık tutulması; sarı, turuncu ve parlak kırmızı renkli kask ve montlar giyilerek görünürlüğün arttırılması kazaları çok önemli ölçüde azaltmaktadır.
- Motosiklet kazası sonrası meydana gelen ağır bedensel hasarlarda, yakıt deposundaki sızıntı ve kaçaklardan kaynaklanan yangınlar %62 oranında rol oynamaktadır.
(Devamı gelecek)