Normal lig devam ederken aralarda oynanan Ziraat Türkiye kupası maçları takımlara genelde angarya gibi gelir. Hele alt liglerden takımlarla eşleşildiğinde süper lig takımları bundan çok rahatsız olur, bazen de ummadıkları taşlar yüzünden başlarının yarıldığı da çok olur. Ama hele Erzurum gibi hoca değiştirmiş ve kendi içinde kadro yapılanması peşinde olan kulüpler için bulunmaz fırsattır aslında. Her ne kadar elindeki mevcut oyuncu grubuyla antrenmanlar yapıyor olsa dahi ideal kadroya dahil etmek istediği oyuncuları resmi maçta görmek adına antrenörler için bundan iyi bir fırsat mı olur? Sanıyorum bu açıdan Mehmet Özdilek için Keçiörengücü maçı güzel bir fırsattı ama asıl mesele acaba o oyuncular bu maçı fırsata çevirebildiler mi? Nihayetinde ‘forma diye meleyen’ oyuncular için de bu bayağı bir fırsattır. Gelinen noktada olumlu şeyler söylemek mümkün değil. Zira 2.ligde mücadele eden bir takım olan Keçiörengücü karşısında oyunun genelinde sergilenen mücadele sonrasında Özdilek’in bir kazanımı olmuş mudur, hayır. O müthiş gole imzasını atan, ama bazen içine Emrah kaçan genç Osman’ın dışında öne çıkan olmuş mudur, galiba onun da cevabı da hayır! Zaten öyle olsa Erzurum takımı daha ikinci kupa maçında hem de evinde yenilmez, kupadan elenmezdi. O açından ben dünkü maçta kaybedilen kupa turundan çok, Özdilek’in yarın adına sevinemiyor, umutlanamıyor olabilme ihtimaline üzüldüm.
***
Tamam, kupa maçlarının havası başka olur, gelen mağlubiyet lig için ölçü olmaz, ama en azından bir tur daha atlanmış olsaydı, biraz da güzel oyun sergilenmiş olsaydı Özdilek hoca yarına bir başka güvenle bakar olurdu. Alternatiflerim var diye hem içten içe sevinir, hem de as kadrodaki oyuncuların da bu sebeple daha çok hırslanmasını sağlardı. Bu arada, fark yaratan oyuncu olmadığı gibi beklenti içerisinde olunan Kubulov ve Tsbabala’nın da oynadıkları bu kadar süre itibariyle ancak bu kadar oldukları, bundan ilerisi olamayacaklarını da üzüntüyle gördüğümü söylemeliyim. Özellikle Tsababala’ya sürekli niye korner attırıldığına da bir anlam veremediğimi söylemeliyim. Zaten yaşı 35’e dayanmış bir adam, aman aman köşe vuruşu kullansa anlardım. Kaldı ki 90 dakikalık bir oyuncu olmadığını da gördük. Penaltı vuruşundan yararlanamaması gücünü kaybettiğinin bir göstergesi olsa gerek! Ayrıca bu takımın hep oyunlarını beğendiğim as kadroda görmeyi arzu ettiğim oyuculardan olan Hakan Arslan ve Tolga’nın oynamaya oynamaya eski güçlerinden uzak kaldığını düşünüyor ve bu iki oyuncunun adına da üzüldüğümü söylemek istiyorum. Ya da Hakan ve Tolga’nın oynayacağı takım bu takım değil diye düşünüyor, yine de bu iki oyuncuya kendi adıma bir ‘iltimas’ geçiyorum. Penaltılara geçildiğinde Erzurum’da herkesin gözüne baktığı Hakan Canbazoğlu’nun 5 penaltı vuruşunu da kurtaramamasını da konsantrasyon ve oyun eksikliğine bağlıyorum. Bu benim son kararım!
***
Her neyse. Nasıl olsa Erzurum’un özde hedefi ligdir, kupa sözde hedeftir! Bundan da bir hayır vardır diyelim, artık bu kupayı ayakbağı olarak da değerlendirip evvelemirde hafta sonu yapılacak Akhisar maçına odaklanılmasını isteyelim. Erzurum’un ideal kadrosu, oynadığı pozitif futbol itibariyle Akhisar’ı yenecek güçtedir. Bunu biz böyle görüyor ve düşünüyoruz. Tek mesele şu forvet hattındaki bildik gol meselesi. Bunu yapan takımlar var. Hiç olmazsa Ocak ayına kadar kendi iç dinamikleriyle bu gol sorununu çözüp, taraftarın geleceğe daha bir umutla bakması sağlanmalıdır. Bunu da ancak teknik heyet yapacaktır ve yapmak gibi bir sorumluluğu, mecburiyeti vardır.
--
***
Tamam, kupa maçlarının havası başka olur, gelen mağlubiyet lig için ölçü olmaz, ama en azından bir tur daha atlanmış olsaydı, biraz da güzel oyun sergilenmiş olsaydı Özdilek hoca yarına bir başka güvenle bakar olurdu. Alternatiflerim var diye hem içten içe sevinir, hem de as kadrodaki oyuncuların da bu sebeple daha çok hırslanmasını sağlardı. Bu arada, fark yaratan oyuncu olmadığı gibi beklenti içerisinde olunan Kubulov ve Tsbabala’nın da oynadıkları bu kadar süre itibariyle ancak bu kadar oldukları, bundan ilerisi olamayacaklarını da üzüntüyle gördüğümü söylemeliyim. Özellikle Tsababala’ya sürekli niye korner attırıldığına da bir anlam veremediğimi söylemeliyim. Zaten yaşı 35’e dayanmış bir adam, aman aman köşe vuruşu kullansa anlardım. Kaldı ki 90 dakikalık bir oyuncu olmadığını da gördük. Penaltı vuruşundan yararlanamaması gücünü kaybettiğinin bir göstergesi olsa gerek! Ayrıca bu takımın hep oyunlarını beğendiğim as kadroda görmeyi arzu ettiğim oyuculardan olan Hakan Arslan ve Tolga’nın oynamaya oynamaya eski güçlerinden uzak kaldığını düşünüyor ve bu iki oyuncunun adına da üzüldüğümü söylemek istiyorum. Ya da Hakan ve Tolga’nın oynayacağı takım bu takım değil diye düşünüyor, yine de bu iki oyuncuya kendi adıma bir ‘iltimas’ geçiyorum. Penaltılara geçildiğinde Erzurum’da herkesin gözüne baktığı Hakan Canbazoğlu’nun 5 penaltı vuruşunu da kurtaramamasını da konsantrasyon ve oyun eksikliğine bağlıyorum. Bu benim son kararım!
***
Her neyse. Nasıl olsa Erzurum’un özde hedefi ligdir, kupa sözde hedeftir! Bundan da bir hayır vardır diyelim, artık bu kupayı ayakbağı olarak da değerlendirip evvelemirde hafta sonu yapılacak Akhisar maçına odaklanılmasını isteyelim. Erzurum’un ideal kadrosu, oynadığı pozitif futbol itibariyle Akhisar’ı yenecek güçtedir. Bunu biz böyle görüyor ve düşünüyoruz. Tek mesele şu forvet hattındaki bildik gol meselesi. Bunu yapan takımlar var. Hiç olmazsa Ocak ayına kadar kendi iç dinamikleriyle bu gol sorununu çözüp, taraftarın geleceğe daha bir umutla bakması sağlanmalıdır. Bunu da ancak teknik heyet yapacaktır ve yapmak gibi bir sorumluluğu, mecburiyeti vardır.
--