Y1L 1914…
Aralık ayının 21’i…
Üç kolordu Sarıkamış’ı kurtarmak ve ‘İleri Kafkasya Harekatı’ için Erzurum’dan yola çıkıyor… Hafız Hakkı Paşa komutasındaki 10. Kolordu yöre köylülerinin ‘Paşam bu mevsimde Allahuekber geçit vermez’ şeklindeki uyarılarına karşın, Allahuekber dağlarını kestirmeden aşmak ve Sarıkamış önlerindeki Enver Paşa ile buluşmak ister… Ne yazıktır ki mevcudu yaklaşık 40.000 kişiyi bulan kolordudan yaklaşık 2000 kişi Sarıkamış önlerine ulaşır ve geriye kalanlar ya kaybolur ya da dağda donarak şehit olur.
Sarıkamış önlerinde Enver Paşa komutasında Sarıkamış’ın varoşlarına kadar giren ancak diğer kolorduları bekleyip, sabaha hücum etmeyi planlayan ve geceyi ormanda geçiren 9.kolordunun bir kısım askeri de sabaha donmuş olarak çıkar ve facia gelir…
Genelkurmayın kaynaklarına göre bu harekatta yaklaşık 45.000 askerimizi dondurmuşuz…
Aradan geçen yüz yılı aşkın süre acımız dinmedi, yaramız kabuk bağladı ama için için hep kanadı…
***
Yıl 2018…
Ekim ayının 26’sı…
Tunceli’ni Nazimiye ilçesi kırsalı…
Türkiye Cumhuriyetini yıkmak, parçalamak isteyen, dış güçlerin emrindeki terör örgütüne karşı operasyon yapan jandarma timlerine mensup iki askerimiz maalesef donarak şehit oldu…
O günden sonra, özellikle sosyal medyada çok şeyler yazıldı, söylendi, ve eleştiriler yapıldı…
Yüz sene önce yaşanan faciayla karşılaştırma yapıldı, ilinti kuruldu ve daha ileri gidilerek Allahuekber Şehitleriyle neredeyse aynı sayıldı…
Tunceli’de şehit olan askerlerimizle , Allahuekber’de can veren şehitlerimiz hiç kuşku yok ki aynıdır. Her ikisi de vatanımızı yok etmek isteyen işgalcilere ve teröristlere karşı savaştılar, canlarını bu uğurda verdiler…
Teknolojinin çok geliştiği yüzyılımızda, Tunceli’de şehit olan askerlerimiz ma’şeri vicdanı sızlatmıştır ve mutlaka sorgulanmalıdır…
Hiç kimse şehitler üzerinden siyaset yapmasın!..
Üzülerek söylüyorum ki yapılmağa çalışılan budur…
İrdeleyelim, araştıralım, sorgulayalım ama şehit kanı üzerinden siyaset yapmayalım…
Siz bir taraftan Mehmetçiklerin kaybı için el ovuşturacaksınız, diğer taraftan üzülmüş görünecek ve siyaset yapacaksınız!..
CEVABI ARANAN SORULAR…
20.yüzyılda donarak kaybettiğimiz Mehmetimiz için kimseyi suçlamadan elbette üzüleceğiz ama bir takım sorulara da cevap arayacağız…
Örneğin, ‘Asker ne zamandan beri arazideydi… Üzerlerindeki elbise ve donanımı sağlayan tedarikçide sorun var mıydı… Timle iletişim sağlanıyor muydu… Kendilerine hava tahmin raporu iletilmiş miydi…Ulaşım ve kurtarmada gecikme ye de ihmal yaşandı mı…vs’
Bu sorular birilerini kırıp dökmeden uzatılabilir. Yeter ki niyet halis olsun…
İçişleri bakanı olayın hemen ardından soruşturma açıldığını ve özellikle ‘Şehitlerin ekipmanı tamdı’ diyor.
İnanma durumundayız…
Allah yattıkları yeri nur etsin…
Aralık ayının 21’i…
Üç kolordu Sarıkamış’ı kurtarmak ve ‘İleri Kafkasya Harekatı’ için Erzurum’dan yola çıkıyor… Hafız Hakkı Paşa komutasındaki 10. Kolordu yöre köylülerinin ‘Paşam bu mevsimde Allahuekber geçit vermez’ şeklindeki uyarılarına karşın, Allahuekber dağlarını kestirmeden aşmak ve Sarıkamış önlerindeki Enver Paşa ile buluşmak ister… Ne yazıktır ki mevcudu yaklaşık 40.000 kişiyi bulan kolordudan yaklaşık 2000 kişi Sarıkamış önlerine ulaşır ve geriye kalanlar ya kaybolur ya da dağda donarak şehit olur.
Sarıkamış önlerinde Enver Paşa komutasında Sarıkamış’ın varoşlarına kadar giren ancak diğer kolorduları bekleyip, sabaha hücum etmeyi planlayan ve geceyi ormanda geçiren 9.kolordunun bir kısım askeri de sabaha donmuş olarak çıkar ve facia gelir…
Genelkurmayın kaynaklarına göre bu harekatta yaklaşık 45.000 askerimizi dondurmuşuz…
Aradan geçen yüz yılı aşkın süre acımız dinmedi, yaramız kabuk bağladı ama için için hep kanadı…
***
Yıl 2018…
Ekim ayının 26’sı…
Tunceli’ni Nazimiye ilçesi kırsalı…
Türkiye Cumhuriyetini yıkmak, parçalamak isteyen, dış güçlerin emrindeki terör örgütüne karşı operasyon yapan jandarma timlerine mensup iki askerimiz maalesef donarak şehit oldu…
O günden sonra, özellikle sosyal medyada çok şeyler yazıldı, söylendi, ve eleştiriler yapıldı…
Yüz sene önce yaşanan faciayla karşılaştırma yapıldı, ilinti kuruldu ve daha ileri gidilerek Allahuekber Şehitleriyle neredeyse aynı sayıldı…
Tunceli’de şehit olan askerlerimizle , Allahuekber’de can veren şehitlerimiz hiç kuşku yok ki aynıdır. Her ikisi de vatanımızı yok etmek isteyen işgalcilere ve teröristlere karşı savaştılar, canlarını bu uğurda verdiler…
Teknolojinin çok geliştiği yüzyılımızda, Tunceli’de şehit olan askerlerimiz ma’şeri vicdanı sızlatmıştır ve mutlaka sorgulanmalıdır…
Hiç kimse şehitler üzerinden siyaset yapmasın!..
Üzülerek söylüyorum ki yapılmağa çalışılan budur…
İrdeleyelim, araştıralım, sorgulayalım ama şehit kanı üzerinden siyaset yapmayalım…
Siz bir taraftan Mehmetçiklerin kaybı için el ovuşturacaksınız, diğer taraftan üzülmüş görünecek ve siyaset yapacaksınız!..
CEVABI ARANAN SORULAR…
20.yüzyılda donarak kaybettiğimiz Mehmetimiz için kimseyi suçlamadan elbette üzüleceğiz ama bir takım sorulara da cevap arayacağız…
Örneğin, ‘Asker ne zamandan beri arazideydi… Üzerlerindeki elbise ve donanımı sağlayan tedarikçide sorun var mıydı… Timle iletişim sağlanıyor muydu… Kendilerine hava tahmin raporu iletilmiş miydi…Ulaşım ve kurtarmada gecikme ye de ihmal yaşandı mı…vs’
Bu sorular birilerini kırıp dökmeden uzatılabilir. Yeter ki niyet halis olsun…
İçişleri bakanı olayın hemen ardından soruşturma açıldığını ve özellikle ‘Şehitlerin ekipmanı tamdı’ diyor.
İnanma durumundayız…
Allah yattıkları yeri nur etsin…