“O kıyamet gününü hatırla ki, dağları yürüteceğiz ve yeryüzünü çırılçıplak göreceksin. Bütün insanları, mahşerde toplayacağız hiçbir kimseyi bırakmayacağız.” (Kehf 47)
Kuran’da zikredilen günlerin her biri insanın görüp yaşayacağı günlerdir. Aşağıya bazılarını aldığımız günler, Kuran’da üzerine vurgu yapılmış özel günlerdir ve her bir özel gün dehşetli hadiselerin yaşanacağı gündür. Kuran’da zikredilen günler ve bu günlerde gerçekleşen ve gerçekleşeceği haber verilen bazı hadiseler şu şekildedir:
“Dağların yerinden götürüleceği gün”; “Kıyamet günü; kıyametin kopacağı gün”, “Toplanma günü”; “Sur’a üflenecek gün”; “Şahit getirilecek gün”; “Şirke aracı olanların çağrılacağı gün”; “Doğulan gün”, “Ölünen gün”, “Diri olarak kaldırılacak gün”; “Huzura döndürülecek gün”; “Zalim kimselerin ellerini ısıracağı gün”; “Tapınılan şahısların ve nesnelerin toplanacağı gün”; “Gökyüzünün yarılacağı ve meleklerin bölük bölük indirileceği gün”; “Ayetleri yalan sayanların bir araya toplanılacağı gün”; “Allah’a ortak koşanların çağrılacağı gün”; “Müminlerle inkârcıların ayrılacağı gün”; “Ortaklarım nerede? diye seslenilecek gün”; “İnkâr edenlerin ateşe sunulacağı gün…”
İnsanda beş duyu kuvveti, akıl kuvveti ve kalp kuvveti şeklinde ayrı ayrı mahiyetleri ve istekleri olan kuvvetler bulunmaktadır. Bu kuvvetlerin toplamı kişiye, ‘Kuran hayatını yaşamayı’, Allah’ın izniyle mümkün kılarsa, insan zorunlu olarak ulaşacağı her dehşet gününde selamette olacaktır inşallah.
Sonuç: Kehf suresinin kırk sekiz ve kırk dokuzuncu ayetlerinde, bu dehşet günlerinden bir manzara şu şekilde açıklanmıştır: “Ve hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılmıştır: Andolsun ki sizi ilk defa yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa size vâdedilenlerin tahakkuk edeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız, değil mi?”; “Kitap (amel defteri) ortaya konmuştur; suçluları görürsün ki, o kitapta yazılı olan şeyler yüzünden korku içinde ve ‘eyvahlar olsun bize!’ derler; bu ne biçim kitap, ne küçük ne de büyük bir şey bırakmış, hepsini sayıp dökmüş! Ne yaptılarsa, hepsini karşılarında bulurlar. Rabbin hiçbir kimseye zulmetmez.”
Kuran’da zikredilen günlerin her biri insanın görüp yaşayacağı günlerdir. Aşağıya bazılarını aldığımız günler, Kuran’da üzerine vurgu yapılmış özel günlerdir ve her bir özel gün dehşetli hadiselerin yaşanacağı gündür. Kuran’da zikredilen günler ve bu günlerde gerçekleşen ve gerçekleşeceği haber verilen bazı hadiseler şu şekildedir:
“Dağların yerinden götürüleceği gün”; “Kıyamet günü; kıyametin kopacağı gün”, “Toplanma günü”; “Sur’a üflenecek gün”; “Şahit getirilecek gün”; “Şirke aracı olanların çağrılacağı gün”; “Doğulan gün”, “Ölünen gün”, “Diri olarak kaldırılacak gün”; “Huzura döndürülecek gün”; “Zalim kimselerin ellerini ısıracağı gün”; “Tapınılan şahısların ve nesnelerin toplanacağı gün”; “Gökyüzünün yarılacağı ve meleklerin bölük bölük indirileceği gün”; “Ayetleri yalan sayanların bir araya toplanılacağı gün”; “Allah’a ortak koşanların çağrılacağı gün”; “Müminlerle inkârcıların ayrılacağı gün”; “Ortaklarım nerede? diye seslenilecek gün”; “İnkâr edenlerin ateşe sunulacağı gün…”
İnsanda beş duyu kuvveti, akıl kuvveti ve kalp kuvveti şeklinde ayrı ayrı mahiyetleri ve istekleri olan kuvvetler bulunmaktadır. Bu kuvvetlerin toplamı kişiye, ‘Kuran hayatını yaşamayı’, Allah’ın izniyle mümkün kılarsa, insan zorunlu olarak ulaşacağı her dehşet gününde selamette olacaktır inşallah.
Sonuç: Kehf suresinin kırk sekiz ve kırk dokuzuncu ayetlerinde, bu dehşet günlerinden bir manzara şu şekilde açıklanmıştır: “Ve hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılmıştır: Andolsun ki sizi ilk defa yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa size vâdedilenlerin tahakkuk edeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız, değil mi?”; “Kitap (amel defteri) ortaya konmuştur; suçluları görürsün ki, o kitapta yazılı olan şeyler yüzünden korku içinde ve ‘eyvahlar olsun bize!’ derler; bu ne biçim kitap, ne küçük ne de büyük bir şey bırakmış, hepsini sayıp dökmüş! Ne yaptılarsa, hepsini karşılarında bulurlar. Rabbin hiçbir kimseye zulmetmez.”