Huzur içinde yenen yavan ekmek, endişe içindeki ziyafetten iyidir derdi her zaman Muhyettin Aksak. Onu ilk tanıdığımda hiçbir zaman da inkar etmediği ve her zaman da çekinmeden söylediği tablacılık mesleğini yapıyordu. İnşaat Mühendisi olmasına rağmen çok sevdiği tabla ticaretini devam ettiriyordu. Ta ki o çok sevdiği aktif siyasete atılacağı zaman. Önce Refah Partisi’ne İl Başkanı oldu, sonrasında da Yakutiye’ye Belediye Başkanı seçildi. Ardından vekillik. Yıllara dayalı bir tanışıklık ve dostluğumuz oldu. Bir çokları gibi benim de sayısız anım vardı, fırsat olursa zaman zaman anlatırım. Yanında olduğumuzda hep kazançlı olduğumuzu hissederdik. Çünkü o öğreten de bir adamdı. Yerine göre davranan bir insandı. Mücadele adamıydı.
O, bu şehirde iyi ki ıskalamamışım dediğim, tanımaktan büyük mutluluk duyduğum adamlardandı. Varlığı da yokluğu da gören biriydi. Uzun zamandır hastaydı, geçtiğimiz hafta içinde de vefat etti. Erzurum’da iz bırakan adamlardandı. Belediye Başkanı iken Bosna Caddesi’ni açarak, milletvekiliyken de belediyede ki işçilerin kurumlara gönderilmesi kararlarında ki imzası ile derin iz bıraktı. Bugün eğer özellikle de ilçe belediyeleri rahatsa bunda o gün vekil olan özellikle Aksak’ın büyük rolü var. Onun sayesinde havuz sistemi gerçekleşti, binlerce işçi kamu kurumlarına aktarıldı, belediyelerin mali yükü hafifledi. Hem başkanlar hem çalışan işçiler onun sayesinde rahatladı, önlerini görmeye başladılar. Bana kimse masal anlatmasın. Yakından biliyorum. O karar bizzat Aksak’ın sayesindedir. Allah rahmet eylesin, sadece Aksak ailesi değil, Erzurum çalışkan, idealist bir evladını kaybetti.
--
Saatin de restorasyonu oluyormuş!
Tarihi eserler restore edilir de tarihi saatler edilmez mi? Bugünlerde Erzurum’da işte o restorasyon çalışması yapılıyor ve ben buna ilk defa şahit oluyorum. Bir bölümüne benim de katıldığım saat restorasyonu, bildiğin ince iş! Tabi mevzubahiz 200 yıllık tarihi bir saray saati ise elbette ki iş de ince ve de titiz olacak. Mesa Saatcilik’te gerçekleşen restorasyon ile saat bakım ve onarımdan geçiriliyor, tablası yenileniyor. Özel el işlemeli ve tamamı mobilyadan oluşan 2,5 metre uzunluğundaki saat, restorasyonu bittikten sonra yeniden Lalapaşa Camii’nin iç duvarına asılacak. Aynısı Narmanlı Camii’nde de mevcut bu saatin bir özelliği var, her saat başında adedince gong çalıyor , İtalyan yapımı olması. Restoreyi gerçekleştiren Muhammet Yılmaz, antika olması sebebiyle bu duvar saatinin bir çocuk hassasiyetinde tadilatını gerçekleştirdiklerini belirtti.
--
Kule çöktü alt yapı göçtü!
Adate varlık içinde yokluk çekiyoruz. Türkiye’nin tek kayakla atlama pisti Erzurum’da ama bu branşta olimpik sporcumuz yok denecek kadar az.
Açılışı 7 Ocak 2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan Atama Kulelerinin pisti, 15 Ocak 2014 tarihinde çökmüştü. Tüm dünyada büyük yankı uyandıran o çökme hadisesi, kayakla atlama branşına büyük darbe vurdu, özellikle de alt yapıyı sekteye uğrattı. İşte o gün o kulelerin pistinin çökmesinin sancılarını bugün daha çok hissetmeye başladık. Şubat ayında Saraybosna’da yapılacak olan 2019 EYOF için kayakla atlama yarışı yok. İyi ki de yok. Çünkü kayakla atlama yarışı olsaydı Türkiye’nin katılması mümkün olmayacaktı. Bir sporcumuzun dışında olimpik yarışcı hüviyetinde bir sporcumuz yok, sebebi de işte o gün o pistin çökmesi. Türkiye Kayak Federasyonu As Başkanı Doç.Dr. Fatih Kıyıcı ile konutum dün, pistin çökmesi ile alt yapının da göçtüğüne dikkat çekti. Bu konuda baktım, çok dertli, çok! Fatih hoca, ‘’Eğer o gün o pist çökmemiş olsaydı bugün çok sayıda kayakla atlama sporcumuz olacaktı ve nerede olursa olsun her yarışa çok sayıda sporcumuz ile katılıyor olacaktık. Bugün bir olimpik düzeyde bir yarış olsa katılacak oyuncumuz yok. Çünkü o pistin o gün çökmesi şevk kırdı, sporcularımızın gözünü korkuttu’’ dedi.
--
Korkarım Çat’tan da olacak!
Çat’ın CHP’li Belediye Başkanı Arif Hikmet Kılıç’ın ilk başlarda İzmir ve Şişli’yi istediğini şaka sanmıştım. Ama zaman geçince anladım ki başkan çok istekli. Özellikle halen adayın kim olduğu beli olmayan Şişli’nin belediye başkan adayı olmak isteyen Kılıç, bu konuda girişimlerde bulundu. Nihayetinde Genel merkez buna karar verecek. Doğrusu Erzurumlu olarak vallahi isterim ama Kılıç’ın Şişli’den aday gösterileceğini sanmıyorum. Ancak. Bana öyle geliyor ki Çat’ı artık ikinci planda tutan Kılıç, Çat’tan da olabilir mi, olabilir! Kaldı ki Şişli filan olmazsa Çat’a yine talip olacak mı, o konuda da kesin bir açıklamasını duymuş değilim. Erzurum’da tarih yazan Kılıç eğer ‘’Nasıl olsa Çat’ı ben olmasam da CHP alır’’ diyorsa yanılıyor gibime geliyor. Benden söylemesi.
--
HATANIN AS KARESİ!
Her gördüğümde buruk bir mutluluk yaşıyor, bir gülüyor bir üzülüyorum. Arşivime aldığım, çok önemsediğim bu fotoğrafı paylaşıyorum bu hafta. İçinde derin anlamlar yüklenen, altına içinden gelen çok şeyi yazacağın bir fotoğraf..
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Bir kez yalanını yakaladığın birinin, bin kez doğrusunu sorgularsın..
DUVARIN DİLİ: Aklım çıkıyor da aklımdan çıkmıyor!
O, bu şehirde iyi ki ıskalamamışım dediğim, tanımaktan büyük mutluluk duyduğum adamlardandı. Varlığı da yokluğu da gören biriydi. Uzun zamandır hastaydı, geçtiğimiz hafta içinde de vefat etti. Erzurum’da iz bırakan adamlardandı. Belediye Başkanı iken Bosna Caddesi’ni açarak, milletvekiliyken de belediyede ki işçilerin kurumlara gönderilmesi kararlarında ki imzası ile derin iz bıraktı. Bugün eğer özellikle de ilçe belediyeleri rahatsa bunda o gün vekil olan özellikle Aksak’ın büyük rolü var. Onun sayesinde havuz sistemi gerçekleşti, binlerce işçi kamu kurumlarına aktarıldı, belediyelerin mali yükü hafifledi. Hem başkanlar hem çalışan işçiler onun sayesinde rahatladı, önlerini görmeye başladılar. Bana kimse masal anlatmasın. Yakından biliyorum. O karar bizzat Aksak’ın sayesindedir. Allah rahmet eylesin, sadece Aksak ailesi değil, Erzurum çalışkan, idealist bir evladını kaybetti.
--
Saatin de restorasyonu oluyormuş!
Tarihi eserler restore edilir de tarihi saatler edilmez mi? Bugünlerde Erzurum’da işte o restorasyon çalışması yapılıyor ve ben buna ilk defa şahit oluyorum. Bir bölümüne benim de katıldığım saat restorasyonu, bildiğin ince iş! Tabi mevzubahiz 200 yıllık tarihi bir saray saati ise elbette ki iş de ince ve de titiz olacak. Mesa Saatcilik’te gerçekleşen restorasyon ile saat bakım ve onarımdan geçiriliyor, tablası yenileniyor. Özel el işlemeli ve tamamı mobilyadan oluşan 2,5 metre uzunluğundaki saat, restorasyonu bittikten sonra yeniden Lalapaşa Camii’nin iç duvarına asılacak. Aynısı Narmanlı Camii’nde de mevcut bu saatin bir özelliği var, her saat başında adedince gong çalıyor , İtalyan yapımı olması. Restoreyi gerçekleştiren Muhammet Yılmaz, antika olması sebebiyle bu duvar saatinin bir çocuk hassasiyetinde tadilatını gerçekleştirdiklerini belirtti.
--
Kule çöktü alt yapı göçtü!
Adate varlık içinde yokluk çekiyoruz. Türkiye’nin tek kayakla atlama pisti Erzurum’da ama bu branşta olimpik sporcumuz yok denecek kadar az.
Açılışı 7 Ocak 2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan Atama Kulelerinin pisti, 15 Ocak 2014 tarihinde çökmüştü. Tüm dünyada büyük yankı uyandıran o çökme hadisesi, kayakla atlama branşına büyük darbe vurdu, özellikle de alt yapıyı sekteye uğrattı. İşte o gün o kulelerin pistinin çökmesinin sancılarını bugün daha çok hissetmeye başladık. Şubat ayında Saraybosna’da yapılacak olan 2019 EYOF için kayakla atlama yarışı yok. İyi ki de yok. Çünkü kayakla atlama yarışı olsaydı Türkiye’nin katılması mümkün olmayacaktı. Bir sporcumuzun dışında olimpik yarışcı hüviyetinde bir sporcumuz yok, sebebi de işte o gün o pistin çökmesi. Türkiye Kayak Federasyonu As Başkanı Doç.Dr. Fatih Kıyıcı ile konutum dün, pistin çökmesi ile alt yapının da göçtüğüne dikkat çekti. Bu konuda baktım, çok dertli, çok! Fatih hoca, ‘’Eğer o gün o pist çökmemiş olsaydı bugün çok sayıda kayakla atlama sporcumuz olacaktı ve nerede olursa olsun her yarışa çok sayıda sporcumuz ile katılıyor olacaktık. Bugün bir olimpik düzeyde bir yarış olsa katılacak oyuncumuz yok. Çünkü o pistin o gün çökmesi şevk kırdı, sporcularımızın gözünü korkuttu’’ dedi.
--
Korkarım Çat’tan da olacak!
Çat’ın CHP’li Belediye Başkanı Arif Hikmet Kılıç’ın ilk başlarda İzmir ve Şişli’yi istediğini şaka sanmıştım. Ama zaman geçince anladım ki başkan çok istekli. Özellikle halen adayın kim olduğu beli olmayan Şişli’nin belediye başkan adayı olmak isteyen Kılıç, bu konuda girişimlerde bulundu. Nihayetinde Genel merkez buna karar verecek. Doğrusu Erzurumlu olarak vallahi isterim ama Kılıç’ın Şişli’den aday gösterileceğini sanmıyorum. Ancak. Bana öyle geliyor ki Çat’ı artık ikinci planda tutan Kılıç, Çat’tan da olabilir mi, olabilir! Kaldı ki Şişli filan olmazsa Çat’a yine talip olacak mı, o konuda da kesin bir açıklamasını duymuş değilim. Erzurum’da tarih yazan Kılıç eğer ‘’Nasıl olsa Çat’ı ben olmasam da CHP alır’’ diyorsa yanılıyor gibime geliyor. Benden söylemesi.
--
HATANIN AS KARESİ!
Her gördüğümde buruk bir mutluluk yaşıyor, bir gülüyor bir üzülüyorum. Arşivime aldığım, çok önemsediğim bu fotoğrafı paylaşıyorum bu hafta. İçinde derin anlamlar yüklenen, altına içinden gelen çok şeyi yazacağın bir fotoğraf..
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Bir kez yalanını yakaladığın birinin, bin kez doğrusunu sorgularsın..
DUVARIN DİLİ: Aklım çıkıyor da aklımdan çıkmıyor!