Bu şehirde sessiz sedasız bir çocuk diğer bir çocuk tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. Hangisine yanalım bilemedik.
İlkokul çağındaki çocukların cebinde bıçak gezdirmesinin faturasını kime keselim? Eğitim sistemimizdeki bozukluğa mı, çocuğunun ne halde olduğunu bilmeyen velilere mi, yoksa okul önlerinde nöbet tutan kolluk kuvvetlerine mi?
Biz faturayı kime keselim bilemezken olayın ardından haber merkezlerine sızan bilgi, inanılır gibi değildi. Gelen bilgi; birbirini öldüren çocukların izledikleri diziden etkilendikleri yönündeydi. Galiba en kolay fatura kesilecek adres orasıydı.
Faturayı kime keserseniz kesin sonuç değişmiyor. Henüz fidan olan bir çocuk mezara, diğeri cezaevine gitti. Erzurum Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz, hadiseye çok üzüldüğünü ifade ederek olayın okul bahçesinde değil okulun yakınındaki cadde üzerinde işlendiğini söyledi. Müdür Bey, “güvenliği artıracağız” derken çocukların okulda değil okul dışında bu dizileri izlediğini ve velilerin dikkatli olmasını istedi.
Ortada şehir adına vahim bir durum var. Ben hiç inanmadım çocukların bir dizi izleyip evden aldıkları bıçakla birbirini doğradığına. Bunun bir öncesi, geçmişi olması lazım. Mademki her şeyin temeli eğitim, o halde hepimizin parmağı var bu yozlaşmada.
Bu mesele öncelikle eğitim yuvalarının sorunudur. Velilerin, en çok da bu şehirde yaşayan insanların sorudur. Bıçak taşımanın ilkokul çağına kadar düştüğü bir şehirde kimsenin can güvenliği olamaz.
Nefretin bu kadar yürekleri kararttığı bir kentte, çocuklar birbirini öldürürken bir şehir uyuyorsa, başka şeyler söylemenin anlamı kalmamıştır. Çünkü bu olay sıradan bir asayiş olayı değildir. Toplumun birbirinden nefret etmesinin en dip noktasının ortaya çıkışıdır, yansımasıdır. Olaya tepki gösterilmemesi ise bu şehirdeki tüm değerlerin bittiğinin resmidir.
Beyler ve bayanlar; Çocuklar ölüyor bundan daha kötü ne olabilir ki!
Buna ses etmeyeceksek, bu gidişe bir dur demeyeceksek ne için ayağa kalkacağız? Hakemler tarafından hakkı yendiği için (çok haklı bir feryat) ayaklanan Erzurum’un, geleceği gasp edilirken bu sessizliği niye?
Bugün iki çocuk yarın koca bir geleceğimiz boğazlanacak, bilmem farkında mısınız?
Bu olayı ne güvenlik tedbiri ile çözebiliriz ne de o dizileri çocuklara izletmemeyle. Biz öncelikle bu sıkıntıyı birbirimizi severek, düşmanlığı değil kardeşliği aşılayarak yenebiliriz.
Eğitimin yalnızca iyi bir lise ya da üniversite kazanmayla olmadığını anlayıp, temel eğitimin gereğini yaptığımız zaman; Bu cehaleti, bu nefreti, bu sevgisizliği yenebiliriz.
İlkokul çağındaki çocukların cebinde bıçak gezdirmesinin faturasını kime keselim? Eğitim sistemimizdeki bozukluğa mı, çocuğunun ne halde olduğunu bilmeyen velilere mi, yoksa okul önlerinde nöbet tutan kolluk kuvvetlerine mi?
Biz faturayı kime keselim bilemezken olayın ardından haber merkezlerine sızan bilgi, inanılır gibi değildi. Gelen bilgi; birbirini öldüren çocukların izledikleri diziden etkilendikleri yönündeydi. Galiba en kolay fatura kesilecek adres orasıydı.
Faturayı kime keserseniz kesin sonuç değişmiyor. Henüz fidan olan bir çocuk mezara, diğeri cezaevine gitti. Erzurum Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz, hadiseye çok üzüldüğünü ifade ederek olayın okul bahçesinde değil okulun yakınındaki cadde üzerinde işlendiğini söyledi. Müdür Bey, “güvenliği artıracağız” derken çocukların okulda değil okul dışında bu dizileri izlediğini ve velilerin dikkatli olmasını istedi.
Ortada şehir adına vahim bir durum var. Ben hiç inanmadım çocukların bir dizi izleyip evden aldıkları bıçakla birbirini doğradığına. Bunun bir öncesi, geçmişi olması lazım. Mademki her şeyin temeli eğitim, o halde hepimizin parmağı var bu yozlaşmada.
Bu mesele öncelikle eğitim yuvalarının sorunudur. Velilerin, en çok da bu şehirde yaşayan insanların sorudur. Bıçak taşımanın ilkokul çağına kadar düştüğü bir şehirde kimsenin can güvenliği olamaz.
Nefretin bu kadar yürekleri kararttığı bir kentte, çocuklar birbirini öldürürken bir şehir uyuyorsa, başka şeyler söylemenin anlamı kalmamıştır. Çünkü bu olay sıradan bir asayiş olayı değildir. Toplumun birbirinden nefret etmesinin en dip noktasının ortaya çıkışıdır, yansımasıdır. Olaya tepki gösterilmemesi ise bu şehirdeki tüm değerlerin bittiğinin resmidir.
Beyler ve bayanlar; Çocuklar ölüyor bundan daha kötü ne olabilir ki!
Buna ses etmeyeceksek, bu gidişe bir dur demeyeceksek ne için ayağa kalkacağız? Hakemler tarafından hakkı yendiği için (çok haklı bir feryat) ayaklanan Erzurum’un, geleceği gasp edilirken bu sessizliği niye?
Bugün iki çocuk yarın koca bir geleceğimiz boğazlanacak, bilmem farkında mısınız?
Bu olayı ne güvenlik tedbiri ile çözebiliriz ne de o dizileri çocuklara izletmemeyle. Biz öncelikle bu sıkıntıyı birbirimizi severek, düşmanlığı değil kardeşliği aşılayarak yenebiliriz.
Eğitimin yalnızca iyi bir lise ya da üniversite kazanmayla olmadığını anlayıp, temel eğitimin gereğini yaptığımız zaman; Bu cehaleti, bu nefreti, bu sevgisizliği yenebiliriz.