Züğürt Ağa filminin son sahnesi pek güzeldir; malı mülkü elinden giden ve sonunda İstanbul şehrine göçüp parasız kalan Şener Şen (ağa), son olarak ağalığın alameti çizmelerini de satar, terlikle kalır. Çizmelerin parasıyla malzeme alır ve İstanbul şehrinde o da geçim yolunu keşfeder: Çiğköfte!
Züğürt Ağa filminde "Çiğköfte" bir iş umududur; iş yok sözü doğru değildir, insan on yumurta haşlasa kahveleri dolaşıp yumurta dürümü satsa yine harçlık çıkarır. Hikâyedeki gibi: Kötü alıştırıldık; 'ga!' denilince, devlet veriyor; 'gı!' denilince devlet veriyor.
Bu, masal kuşu devri çok sürmez…
Hükümetlerin her vatandaşına, karşılığında kısıtlama getirmeden, şart koşmadan asgari ihtiyaçlarını karşılayabileceği sabit bir aylık gelir temin etmesi en zengin ülkeler için bile, zordur. Zorluk, sosyal güvenlik sistemleri açıklarının dev gibi büyümesinden bellidir.
Dünya hızla değişiyor; gelecekte herkese iş bulmak, herkese maaş vermek, herkese bedava sağlık ve eğitim hizmeti sunmak, kolay olmayacak gözüküyor. Robotlar, yapay zekâ, bilgisayar tabanlı iş bitiren programlar, küresel şirketlerin ve devletlerin yeni çalışanları olarak, aktif insan emeğini daha da geçersiz kılıyorken hem de!
İşsizlik tüm dünyada artıyor! Artık eğitimli insanlar da işsiz kalabiliyor! Yeni ve akıllı üretim ve hizmet teknolojileri, her yanı ele geçiren otomatikleşme, hızlı bir şekilde ilerliyor. Limanlar, fabrikalar, tarım, hayvancılık, gıda, hastaneler… gelişen her millette, makinaların hakimiyeti tartışılmaz bir konuma yükselmiş durumda.
Uluslararası bir rapor, 2030 yılında 800 milyon insanın, robotlar karşısında işlerini kaybedeceğini söylüyor. Uluslararası Çalışma Örgütü, 2018 raporuna göre ise, bugün, dünyada yaklaşık 192 milyon işsiz insan var; yaklaşık 176 milyon kişi de, bir işleri olsa da, aşırı yoksulluk içinde yaşıyor.
Öte yandan yaklaşık 4 milyar insan, hiçbir sağlık ya da sosyal güvenceye sahip değil; hükümetlerinden de hiçbir ekonomik yardım almıyorlar. Politikacılar, planlayıcılar küresel ölçekteki, büyüyen işsizlik ve buna bağlı sorunlara bir çare bulamıyor.
Türkiye ise, 22 milyon sigortalısı ve 12 milyon emeklisi olan bir ülkedir... Ben de bir emekliyim, emekli hazır yiyici demektir. Oysa insan sağlıklıysa, ölene kadar çalışabilir. 12 milyon tecrübeli, eğitimli insan, evinde, kahvede, TV karşısında oturmuş, ölümü bekliyor!
Bu kabullenişe karşı çıkmak gerekiyor. Emeklilere yönelik 'iş gücünü kullan, üretime katıl, hobiler edin!' vs. başlıklar altında motivasyon nesneleri bulunabilir ve bu insanlar, bir adet tespih olsun yaparak, üretime katılabilirler. Emeklilerin gelirlerini artırmaya teşvik edilmesi onların sağlığına da iyi gelecektir.
Türkiye, herkesi sigortalamaya ve herkese emekli maaşı vermeye gayret ettiği kadar emeklilikten sonra da insanları meşgul edecek emeklilik sonrası öğrenme ve üretme, vb. alanlar oluşturma konusunda kafa yormalı ve uygulamalar başlatmalıdır.
Züğürt Ağa filminde "Çiğköfte" bir iş umududur; iş yok sözü doğru değildir, insan on yumurta haşlasa kahveleri dolaşıp yumurta dürümü satsa yine harçlık çıkarır. Hikâyedeki gibi: Kötü alıştırıldık; 'ga!' denilince, devlet veriyor; 'gı!' denilince devlet veriyor.
Bu, masal kuşu devri çok sürmez…
Hükümetlerin her vatandaşına, karşılığında kısıtlama getirmeden, şart koşmadan asgari ihtiyaçlarını karşılayabileceği sabit bir aylık gelir temin etmesi en zengin ülkeler için bile, zordur. Zorluk, sosyal güvenlik sistemleri açıklarının dev gibi büyümesinden bellidir.
Dünya hızla değişiyor; gelecekte herkese iş bulmak, herkese maaş vermek, herkese bedava sağlık ve eğitim hizmeti sunmak, kolay olmayacak gözüküyor. Robotlar, yapay zekâ, bilgisayar tabanlı iş bitiren programlar, küresel şirketlerin ve devletlerin yeni çalışanları olarak, aktif insan emeğini daha da geçersiz kılıyorken hem de!
İşsizlik tüm dünyada artıyor! Artık eğitimli insanlar da işsiz kalabiliyor! Yeni ve akıllı üretim ve hizmet teknolojileri, her yanı ele geçiren otomatikleşme, hızlı bir şekilde ilerliyor. Limanlar, fabrikalar, tarım, hayvancılık, gıda, hastaneler… gelişen her millette, makinaların hakimiyeti tartışılmaz bir konuma yükselmiş durumda.
Uluslararası bir rapor, 2030 yılında 800 milyon insanın, robotlar karşısında işlerini kaybedeceğini söylüyor. Uluslararası Çalışma Örgütü, 2018 raporuna göre ise, bugün, dünyada yaklaşık 192 milyon işsiz insan var; yaklaşık 176 milyon kişi de, bir işleri olsa da, aşırı yoksulluk içinde yaşıyor.
Öte yandan yaklaşık 4 milyar insan, hiçbir sağlık ya da sosyal güvenceye sahip değil; hükümetlerinden de hiçbir ekonomik yardım almıyorlar. Politikacılar, planlayıcılar küresel ölçekteki, büyüyen işsizlik ve buna bağlı sorunlara bir çare bulamıyor.
Türkiye ise, 22 milyon sigortalısı ve 12 milyon emeklisi olan bir ülkedir... Ben de bir emekliyim, emekli hazır yiyici demektir. Oysa insan sağlıklıysa, ölene kadar çalışabilir. 12 milyon tecrübeli, eğitimli insan, evinde, kahvede, TV karşısında oturmuş, ölümü bekliyor!
Bu kabullenişe karşı çıkmak gerekiyor. Emeklilere yönelik 'iş gücünü kullan, üretime katıl, hobiler edin!' vs. başlıklar altında motivasyon nesneleri bulunabilir ve bu insanlar, bir adet tespih olsun yaparak, üretime katılabilirler. Emeklilerin gelirlerini artırmaya teşvik edilmesi onların sağlığına da iyi gelecektir.
Türkiye, herkesi sigortalamaya ve herkese emekli maaşı vermeye gayret ettiği kadar emeklilikten sonra da insanları meşgul edecek emeklilik sonrası öğrenme ve üretme, vb. alanlar oluşturma konusunda kafa yormalı ve uygulamalar başlatmalıdır.