STK, yani sivil toplum kuruluşları Türkiye için olduğu kadar Erzurum için de özgün anlam içerir. Yakın zamana kadar NGO diye duyduğunuz, Türkiye’de, özelinde Güneydoğu’da, Irak’ta, Suriye’de veya başka bölgelerde faaliyetler yürüten Sivil Toplum Kuruluşları, orijinal ismiyle NGO’lar ile bizde ki STK’ların bir ilişkisi yoktur, isim benzerliğinin dışında.
Bizde STK, bir grubun, bir veya birkaç kişinin kapıları açmak amacıyla kullandığı maymuncuk işlevi görürler. Kolayca siyasete göre şekillenirler, başlarındaki isimleri taşımak işlevi esastır. Bizdeki STK’larda amaç birliği olmadığı için kolayca başarısızlıkla sonuçlanan siyasi hesaplarla yoğrulurlar. Ancak bir veya birkaç kişinin siyasal hedeflerine için kullanılmaktan farklı bir işleve sahip olamazlar.
Dünya’da sivil tolum kuruluşları çoğunlukla devletler ile paralel veya küresel güçlerce çizilen hedefler uğruna çalışırlar. Türkiye’de bu bağlamda örnek oluşturabilecek İHH, Yeryüzü Doktorları, kamu ile organik bağları olan Kızılay, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA mevcuttur. İHH ve Yeryüzü Doktorlarının etkili çalışmalarına rastlayabilirsiniz. Yine Kızılay, Yunus Emre Enstitüsü ve TİKA, oldukça önemli işler görmektedir.
Yerel STK’lar, aslında toplumsal baskı aracı olarak işlevi olması gereken bu yapılardan Erzurum’u merkez alırsak hiçbir etkinliğe sahip değillerdir. Bizde STK, kişiler ve onların menfaatleri doğrultusunda işlev görürler. Erzurum çıkar ve menfaatleri daha talidir ve siyasi etki olmadan, toplu bir hareket görülmez.
Erzurum’da ismi geçen ne kadar STK varsa büyük çoğunluğunda dar bir grubun egemenliğine matuftur ve genelde ticari bir çabanın parçası konumundadır.
Hocalı’yı unutmadık
Zaman çabuk geçiyor, toplumlar için yaşanılan travma dolu acı günler ise yeteri kadar güncelliğini koruyamıyor. Hocalı’da yaşanan vahşet maalesef modern zamanlarda işlenen insanlık suçlarının başında gelmektedir. Karabağ’ın bütün kentlerinde, yıl dönümünü yaşadığımız Hocalı’da Ermeniler eliyle insanlık suçu işlendi. Binlerce Azerbaycan Türk’ü şehadet şerbetini içti, binlercesi gazi oldu. 1 milyon Azerbaycan Türk’ü yurtlarından sürüldü, kadim Türk yurtları Türklerden arındırıldı.
Hocalı’da bundan 27 yıl önce... 25 Şubat 1992'de Rusya'nın desteğiyle Ermenistan birlikleri Hocalı'ya saldırdı. 26 Şubat'ta, o dönem 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı'da 106'sı kadın, 70'i yaşlı ve 63'ü çocuk olmak üzere 613 Azerbaycan Türkü akıl almaz biçimde katledildi. Esir alınan 150 kişiden ise hâlâ haber yok...
27 yıl sonra bugün, Ermeni birlikleri tarafından yaratılan insanlık dışı katliamları kınıyorum. Hocalı ve Karabağ’da vahşice katledilen kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.
SİSİ
Mısır’ın darbeci generali SİSİ birkaç gün önce suçsuz 9 genci idam etti. Diyorum ki, Allah zalimleri sevmez. Bizde sevmiyoruz.
Bizde STK, bir grubun, bir veya birkaç kişinin kapıları açmak amacıyla kullandığı maymuncuk işlevi görürler. Kolayca siyasete göre şekillenirler, başlarındaki isimleri taşımak işlevi esastır. Bizdeki STK’larda amaç birliği olmadığı için kolayca başarısızlıkla sonuçlanan siyasi hesaplarla yoğrulurlar. Ancak bir veya birkaç kişinin siyasal hedeflerine için kullanılmaktan farklı bir işleve sahip olamazlar.
Dünya’da sivil tolum kuruluşları çoğunlukla devletler ile paralel veya küresel güçlerce çizilen hedefler uğruna çalışırlar. Türkiye’de bu bağlamda örnek oluşturabilecek İHH, Yeryüzü Doktorları, kamu ile organik bağları olan Kızılay, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA mevcuttur. İHH ve Yeryüzü Doktorlarının etkili çalışmalarına rastlayabilirsiniz. Yine Kızılay, Yunus Emre Enstitüsü ve TİKA, oldukça önemli işler görmektedir.
Yerel STK’lar, aslında toplumsal baskı aracı olarak işlevi olması gereken bu yapılardan Erzurum’u merkez alırsak hiçbir etkinliğe sahip değillerdir. Bizde STK, kişiler ve onların menfaatleri doğrultusunda işlev görürler. Erzurum çıkar ve menfaatleri daha talidir ve siyasi etki olmadan, toplu bir hareket görülmez.
Erzurum’da ismi geçen ne kadar STK varsa büyük çoğunluğunda dar bir grubun egemenliğine matuftur ve genelde ticari bir çabanın parçası konumundadır.
Hocalı’yı unutmadık
Zaman çabuk geçiyor, toplumlar için yaşanılan travma dolu acı günler ise yeteri kadar güncelliğini koruyamıyor. Hocalı’da yaşanan vahşet maalesef modern zamanlarda işlenen insanlık suçlarının başında gelmektedir. Karabağ’ın bütün kentlerinde, yıl dönümünü yaşadığımız Hocalı’da Ermeniler eliyle insanlık suçu işlendi. Binlerce Azerbaycan Türk’ü şehadet şerbetini içti, binlercesi gazi oldu. 1 milyon Azerbaycan Türk’ü yurtlarından sürüldü, kadim Türk yurtları Türklerden arındırıldı.
Hocalı’da bundan 27 yıl önce... 25 Şubat 1992'de Rusya'nın desteğiyle Ermenistan birlikleri Hocalı'ya saldırdı. 26 Şubat'ta, o dönem 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı'da 106'sı kadın, 70'i yaşlı ve 63'ü çocuk olmak üzere 613 Azerbaycan Türkü akıl almaz biçimde katledildi. Esir alınan 150 kişiden ise hâlâ haber yok...
27 yıl sonra bugün, Ermeni birlikleri tarafından yaratılan insanlık dışı katliamları kınıyorum. Hocalı ve Karabağ’da vahşice katledilen kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.
SİSİ
Mısır’ın darbeci generali SİSİ birkaç gün önce suçsuz 9 genci idam etti. Diyorum ki, Allah zalimleri sevmez. Bizde sevmiyoruz.