“İnsan, başıboş bırakılacağını ve
dilediği gibi hareket edebileceğini mi sanır?”
Kıyamet Suresi / 36
Öyle mi sanıyorsun…
İstediğin gibi hareket edebileceğini…
Aklını aklına ne gelirse ona yorabileceğini…
Gönlünü şehvetinin emrinde kirletebileceğini…
Kalbini her türlü fesatlığın merkezi olarak özgürce ilan edebileceğini mi sanıyorsun?
Yoksa sen, “bu hayat benim kim ne karışır!” diyenlerden misin?
Anlaşıldı komiklik yapmayı yaşam biçimi ilan etmişsin.
Hakikati bir kenara bırakıp, heveslerinle bir ömür idare edebileceğini sanmışsın!
Çok fena yanılmışsın kardeşim…Çok fena!
Bu hayat senin olsaydı, hiç aklından geçirmediğin bir gün uçup gidecek olur muydu elinden?
Sana karışan, kim olacağını belirleyen bir kudret olmasaydı…
Seçmez miydin, anneni, babanı…
Şöyle en asilinden bir ırk belirlemez miydin kendin için?
Bir eli yağda bir eli balda bir hayatı tercih etmez miydin?
Ben halimden memnunum yalanına sığınmayı bırak. Ederdin elbet!
Lakin irade sende değil!
Gel kendine bir iyilik yap, kudretiyle el-Halık olan Allah’a teslim ol!
Tercihlerini müsade edildiği kadar kullan…
Onu da dikkatli kullan ki, sonsuzca bela olmasın başına kararların!
Teslim ol…
Samimiyetince insan ol…
Başa çıkamayacağın vesveselerin gazına gelip helak olma!
Ateş Seni Çağırıyor
“Ne var ki, işin sonunda haddini bilmeyen
ve dünya hayatını tercih edenler var ya:”
Naziat Suresi / 37-38
“Sen Karun gibi dünyanın en zengin adamı olsan, aşık olunca iflas ederek elinde hiçbir şeyin kalmaz. Padişah bile olsan, bizimle beraber olunca senin de kul olman gerekir.”
HZ. Mevlana
Bu dünya sana insanlık öğrenip de ayrılasın diye lütfedilmiş.
Kırasın, dökesin, yıkasın, tarumar edesin diye değil!
Adaletle, hakkı gözeterek güzellikleri büyütesin diyedir bir nefeslik saltanatın.
Kendine güç atfedip güçsüz sandıklarını perişan edesin diye değil.
Sen her şehvetli bakışınla…
Muktedir edalı salınışınla…
Gücünün yeteceğine hükmettiğin her hoyratlığınla…
Kazandım sansan da ebedi kaybeden olmaktan kurtulamıyorsun.
Hatırla, kuvvetinden çekindiğin nicelerini yuttu zaman…
Güzelliğine meftun olduklarını ihtiyar eyledi hayat…
Dönme dolap misali iş bitiricileri eritti attı dünya…
Geriye eğer becerebildiysen hakikatin ardınca attığın birkaç adım kalır.
Hazin bir vefasızlık yüküyse yüklendiğin, günü geçmiş bir pişmanlık…
İşe yaramaz bir ahhh! olur yaşadım sandıklarının toplamı…
Ve bir ses duyarsın o vakit…
Ateş seni çağırıyor!