Seçim bitti!
Ancak birçok yerde sonuçlanamadı.
Sonuçlanamamasının bile önemli sonuçları oldu.
İlki muhalefet cephesinin sürekli aklımızın bir köşesine kazımaya çalıştığı “iktidar seçimde oyları çalıyor” masalının gerçek dışı olduğu.
Hatta muhalefet cephesinin yıllardır bu söylediğinin masal değil kurdukları bir düş olup olmadığını günler sonra anlayacağız.
Özellikle İstanbul’da ve diğer büyükşehirlerde olup bitenleri hayretle izliyoruz.
Meseleyle ilgili susuyoruz zira konu yargıda.
Malum Yüksek Seçim Kurulu hakimlerden oluşuyor.
Millet İttifakının İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nun pazar gece yarısından bu yana yaptıklarını hayret kadar dikkatle de izlemek gerekir.
Zira iz bırakan faaliyetler içerisinde gibi görünüyor.
Anıtkabir’e pürtelaş koşuşunu, seçim sonuçları dolayısıyla şükran ve bağlılıklarını bildirişini anlıyoruz. Olabilir! Ancak deftere yazdığı notun altını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak imzalamasını anlamak mümkün değil.
Bu ancak karmaşa ve tartışmaya sebep olacak bir ilk icraat olarak akıllardan silinmeyecek bir hareket olmuştur. Bu ilk hareket son hareket mi olur onun kararını Yüksel Seçim Kurulu verecek.
Dileriz demokrasinin temel dayanağı olan halkın tercihine halel getirilmemiştir. Zira oyların şaibeli olduğu bir yerde demokrasiden bahsetmek mümkün görünmüyor.
Seçimden önce birkaç yazıda beka meselesinin öneminden bahsetmiştik.
Bunun seçmen tarafından algılandığı ve birinci sıraya oturtulduğunu Cumhur ittifakının %52’ye varan oyla sandığı kapatmasından anlamak mümkün.
Elbette ekonominin, işsizliğin, istikrasızlaştırılan piyasaların sandığı yansıdığı da ortada.
Meseleyi bu seçimde de hem AK Parti’nin oylarını azaltmayarak istikrar yönünde bir mesajla kapattı millet ancak hem de reformların hızını beğenmediğini açıkça ortaya koydu.
Güneydoğu’da AK Parti adaylarının ipi göğüslediği illere bakıldığında da seçmenin orada da istikrar, hizmet ve bir bütün olma şuurunu önemsediği ortaya çıktı.
Erzurum’a gelince, söylenecek hiç bir söz yok. Mehmet Sekmen’i kutlamak ve başarılı çalışmalarının devamını dilemek sanırım sandık sonuçlarını gören her insanın yapması gereken ilk şey.
İkinci sırada seçimi tamamlayan İyi Parti ise görünen o ki, adayına seçimi kaybetmiş olsa da teşekkür etmeli. Türkiye çapında önemli bir varlık gösteremeyen partinin aldığı oyların büyük çoğunluğunun Mahmut Uykusuz’un şahsına verildiği ve MHP’den büyükşehir belediye başkanlığı yaptığı dönemde bıraktığı olumlu imajdan kaynaklandığı söylenebilir.
Merkez ilçe ve ilçe belediyelerinde de AK Parti’nin bariz başarısından söz etmek mümkün. HDP’nin daha önce kazandığı ilçelerde ise sonucun değişmediği görülüyor.
Bu sonuçlardan ne çıkar diye soracak olursanız; seçmenin feraseti ve mesaj verme konusundaki başarısı çıkar diyebiliriz.
Seçmenin AK Parti’ye verdiği destekle ülkenin istikrarını sağlamlaştırması ve sofradaki ekmeğin büyümesi için daha da gayretle çalışması gerektiği mesajı açıkça görülüyor.
Doğu ve Güney Doğu’nun altını çizerek sandıktan verdiği mesaj ise, hükümetin İstanbul ve batı şehirlerine yaptığı hizmetin benzerini artırarak bu bölgelere de getirmesi yönündedir.
Doğudan aldığı bu sağlam destek başka nasıl açıklanabilir ki?
Ancak birçok yerde sonuçlanamadı.
Sonuçlanamamasının bile önemli sonuçları oldu.
İlki muhalefet cephesinin sürekli aklımızın bir köşesine kazımaya çalıştığı “iktidar seçimde oyları çalıyor” masalının gerçek dışı olduğu.
Hatta muhalefet cephesinin yıllardır bu söylediğinin masal değil kurdukları bir düş olup olmadığını günler sonra anlayacağız.
Özellikle İstanbul’da ve diğer büyükşehirlerde olup bitenleri hayretle izliyoruz.
Meseleyle ilgili susuyoruz zira konu yargıda.
Malum Yüksek Seçim Kurulu hakimlerden oluşuyor.
Millet İttifakının İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nun pazar gece yarısından bu yana yaptıklarını hayret kadar dikkatle de izlemek gerekir.
Zira iz bırakan faaliyetler içerisinde gibi görünüyor.
Anıtkabir’e pürtelaş koşuşunu, seçim sonuçları dolayısıyla şükran ve bağlılıklarını bildirişini anlıyoruz. Olabilir! Ancak deftere yazdığı notun altını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak imzalamasını anlamak mümkün değil.
Bu ancak karmaşa ve tartışmaya sebep olacak bir ilk icraat olarak akıllardan silinmeyecek bir hareket olmuştur. Bu ilk hareket son hareket mi olur onun kararını Yüksel Seçim Kurulu verecek.
Dileriz demokrasinin temel dayanağı olan halkın tercihine halel getirilmemiştir. Zira oyların şaibeli olduğu bir yerde demokrasiden bahsetmek mümkün görünmüyor.
Seçimden önce birkaç yazıda beka meselesinin öneminden bahsetmiştik.
Bunun seçmen tarafından algılandığı ve birinci sıraya oturtulduğunu Cumhur ittifakının %52’ye varan oyla sandığı kapatmasından anlamak mümkün.
Elbette ekonominin, işsizliğin, istikrasızlaştırılan piyasaların sandığı yansıdığı da ortada.
Meseleyi bu seçimde de hem AK Parti’nin oylarını azaltmayarak istikrar yönünde bir mesajla kapattı millet ancak hem de reformların hızını beğenmediğini açıkça ortaya koydu.
Güneydoğu’da AK Parti adaylarının ipi göğüslediği illere bakıldığında da seçmenin orada da istikrar, hizmet ve bir bütün olma şuurunu önemsediği ortaya çıktı.
Erzurum’a gelince, söylenecek hiç bir söz yok. Mehmet Sekmen’i kutlamak ve başarılı çalışmalarının devamını dilemek sanırım sandık sonuçlarını gören her insanın yapması gereken ilk şey.
İkinci sırada seçimi tamamlayan İyi Parti ise görünen o ki, adayına seçimi kaybetmiş olsa da teşekkür etmeli. Türkiye çapında önemli bir varlık gösteremeyen partinin aldığı oyların büyük çoğunluğunun Mahmut Uykusuz’un şahsına verildiği ve MHP’den büyükşehir belediye başkanlığı yaptığı dönemde bıraktığı olumlu imajdan kaynaklandığı söylenebilir.
Merkez ilçe ve ilçe belediyelerinde de AK Parti’nin bariz başarısından söz etmek mümkün. HDP’nin daha önce kazandığı ilçelerde ise sonucun değişmediği görülüyor.
Bu sonuçlardan ne çıkar diye soracak olursanız; seçmenin feraseti ve mesaj verme konusundaki başarısı çıkar diyebiliriz.
Seçmenin AK Parti’ye verdiği destekle ülkenin istikrarını sağlamlaştırması ve sofradaki ekmeğin büyümesi için daha da gayretle çalışması gerektiği mesajı açıkça görülüyor.
Doğu ve Güney Doğu’nun altını çizerek sandıktan verdiği mesaj ise, hükümetin İstanbul ve batı şehirlerine yaptığı hizmetin benzerini artırarak bu bölgelere de getirmesi yönündedir.
Doğudan aldığı bu sağlam destek başka nasıl açıklanabilir ki?