Ankara Çubuk'ta şehit şehit sözleşmeli piyade er Yener Kırıkçı'nın cenaze töreninde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na fiili saldırı düzenlendi. Hiçbir gerekçe elbette fiili bir saldırıyı mazur gösteremez.
Saldırı ne kadar haksız ve yakışıksız bir durum ise, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun takındığı tavrında çok yakışıklı olduğunu söylemek zor. "Gazetelerin Ankara temsilcilerine konuşan Kılıçdaroğlu o gün yaşadıklarını anlattı. Saldırının organize olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, “Bizim geldiğimizden de haberleri vardı. Olay sırasında hazırlanmış sopalar bile dağıtılıyordu” dedi."
"-Dışarıdan çok kişinin geldiği belli. Çünkü küçük bir köy. O kalabalıkların linç girişiminde bulunmak istedikleri belli. Onları görüyordum zaten. Bunlarla ilgili olarak özel bir bilgi gelmedi.
-Türkiye süratle normalleşmeli. Türkiye, dış politikada üzerinde pazarlık yapılan bir ülke haline geldi. Bu kadar sıkışmış bir Türkiye'nin en azından siyaset olarak ortak tepki vermeye ihtiyacı var. Huzurun egemen olmasını istiyoruz. Bunu istemeyen başka siyasetçiler olduğunu, kin, nefret tohumu eken siyasetçiler olduğunu görüyoruz. Geçmişte de Türkiye' ye zarar verdiler, bugün de zarar vermek için öyle zannediyorum kendilerine yol haritası belirlemişler."
Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamalar kendisine yapılan saldırı kadar vahimdir. Türkiye normalleşmeli diyen bir siyasetçinin kullanacağı ifadeler bunlar olmamalı. 'Orası küçük bir köydü", o zaman şehit cenazesine bir avuç köylü katılır mantığı, Kemal beyin şehit cenazesinin ürettiği etkiyi bilmiyor olmasıyla, yada niyetinin iyi olmadığıyla alakalıdır. Şehit cenazesini bırakın normal bir ölümde dahi çevre köylerden, ilçe ve hatta ilden insanlar cenazeye katılırlar. Bu Türk ve İslam kültürünün gereğidir. Şehit cenazesinin kalabalık olmaması asıl büyük bir sorundur.
Kemal bey, birde kurgu yapmış ve organize işler bunlar diyor. Yani olayı kaşıyor. Söylediği sözlerin tutarsız olması, iddiaların doğru olmaması gözden kaçmıyor. Ne diyor Kılıçdaroğlu, 'sopalar dağıtılıyordu' peki sopaların dağıtıldığını Kemal bey dışında neden kimse göremiyor. Çünkü doğru değil.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları üzerine Ankara Valiliği inceleme başlatıyor. Ancak çekilen bütün görüntülerde sopanın izine rastlanmıyor. Yani yalan bir iddia. Valilik yaptığı açıklamada, "Çubuk ilçemizde şehit cenaze töreni sırasında birtakım kişilerce sopalar dağıtıldığına dair iddialar üzerine eldeki tüm görüntüler ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, ayrıca olay anında görev yapan güvenlik görevlileriyle görüşmeler yapılmış olup, söz konusu iddiayı doğrulayacak herhangi bir bilgi ya da görüntüye ulaşılamamıştır
'Devlet' adamlığı!
TBMM'nin 99 yıl dönümü törenlerinde Meclis'te Devlet Bahçeli'ye sordular; Ben açıklamaların tamamının dikkatle okunması gerekiyor.
Bahçeli, "Türkiye üzerinde yeni şekillenmeler açısından bir odaklaşma var. Söz birliği var. Veyahut genel tabiriyle bir ağız birliği var. Orada seçilmiş cümlelere bakarsanız bazı kavramları yerli yerine oturtabilirsiniz. Mesela 'linç girişimi.' İlk kullanan kimdir biliyor musunuz? Televizyonda programlarda gece gündüz çıkan bir beyefendi. Ondan sonra herkes 'linç girişiminden' bahsediyor. Partiler, gazeteciler bahsediyor, bugünkü konuşmacıların sözleri arasında 'linç girişimi' var. Neyin linç girişimiymiş oradakiler? Bunları iyi düşünmek lazımdır diye söylüyorum." karşılığını verdi.
Saldırı ne kadar haksız ve yakışıksız bir durum ise, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun takındığı tavrında çok yakışıklı olduğunu söylemek zor. "Gazetelerin Ankara temsilcilerine konuşan Kılıçdaroğlu o gün yaşadıklarını anlattı. Saldırının organize olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, “Bizim geldiğimizden de haberleri vardı. Olay sırasında hazırlanmış sopalar bile dağıtılıyordu” dedi."
"-Dışarıdan çok kişinin geldiği belli. Çünkü küçük bir köy. O kalabalıkların linç girişiminde bulunmak istedikleri belli. Onları görüyordum zaten. Bunlarla ilgili olarak özel bir bilgi gelmedi.
-Türkiye süratle normalleşmeli. Türkiye, dış politikada üzerinde pazarlık yapılan bir ülke haline geldi. Bu kadar sıkışmış bir Türkiye'nin en azından siyaset olarak ortak tepki vermeye ihtiyacı var. Huzurun egemen olmasını istiyoruz. Bunu istemeyen başka siyasetçiler olduğunu, kin, nefret tohumu eken siyasetçiler olduğunu görüyoruz. Geçmişte de Türkiye' ye zarar verdiler, bugün de zarar vermek için öyle zannediyorum kendilerine yol haritası belirlemişler."
Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamalar kendisine yapılan saldırı kadar vahimdir. Türkiye normalleşmeli diyen bir siyasetçinin kullanacağı ifadeler bunlar olmamalı. 'Orası küçük bir köydü", o zaman şehit cenazesine bir avuç köylü katılır mantığı, Kemal beyin şehit cenazesinin ürettiği etkiyi bilmiyor olmasıyla, yada niyetinin iyi olmadığıyla alakalıdır. Şehit cenazesini bırakın normal bir ölümde dahi çevre köylerden, ilçe ve hatta ilden insanlar cenazeye katılırlar. Bu Türk ve İslam kültürünün gereğidir. Şehit cenazesinin kalabalık olmaması asıl büyük bir sorundur.
Kemal bey, birde kurgu yapmış ve organize işler bunlar diyor. Yani olayı kaşıyor. Söylediği sözlerin tutarsız olması, iddiaların doğru olmaması gözden kaçmıyor. Ne diyor Kılıçdaroğlu, 'sopalar dağıtılıyordu' peki sopaların dağıtıldığını Kemal bey dışında neden kimse göremiyor. Çünkü doğru değil.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları üzerine Ankara Valiliği inceleme başlatıyor. Ancak çekilen bütün görüntülerde sopanın izine rastlanmıyor. Yani yalan bir iddia. Valilik yaptığı açıklamada, "Çubuk ilçemizde şehit cenaze töreni sırasında birtakım kişilerce sopalar dağıtıldığına dair iddialar üzerine eldeki tüm görüntüler ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, ayrıca olay anında görev yapan güvenlik görevlileriyle görüşmeler yapılmış olup, söz konusu iddiayı doğrulayacak herhangi bir bilgi ya da görüntüye ulaşılamamıştır
'Devlet' adamlığı!
TBMM'nin 99 yıl dönümü törenlerinde Meclis'te Devlet Bahçeli'ye sordular; Ben açıklamaların tamamının dikkatle okunması gerekiyor.
Bahçeli, "Türkiye üzerinde yeni şekillenmeler açısından bir odaklaşma var. Söz birliği var. Veyahut genel tabiriyle bir ağız birliği var. Orada seçilmiş cümlelere bakarsanız bazı kavramları yerli yerine oturtabilirsiniz. Mesela 'linç girişimi.' İlk kullanan kimdir biliyor musunuz? Televizyonda programlarda gece gündüz çıkan bir beyefendi. Ondan sonra herkes 'linç girişiminden' bahsediyor. Partiler, gazeteciler bahsediyor, bugünkü konuşmacıların sözleri arasında 'linç girişimi' var. Neyin linç girişimiymiş oradakiler? Bunları iyi düşünmek lazımdır diye söylüyorum." karşılığını verdi.