“Süleyman’ın emrine sertçe esen rüzgârı verdik; onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere doğru eserdi. Biz her şeyi biliriz.” (Enbiyâ 81)
Kuran’ı Kerim’de rüzgârlar ve rüzgârların üstlendiği fonksiyonlarla ilgili çeşitli açıklamalarda bulunulmuştur. Kuran’dan;
Rüzgârlarla bulutların bir yerden bir yere taşındığını (Bakara 164);
Rüzgârlarla ekinlerin vurulup kavrulduğunu (Âl-i İmran 117);
Rüzgârların rahmetin müjdecisi olduğunu (A’râf 57);
Rüzgârların tatlı bir esintiyle denizlerdeki gemileri alıp götürdüğünü yahut şiddetli dalgalara yol açarak gemileri sarstığını (Yunus 22);
Rüzgârların kokuları taşıdığını (Yusuf 94);
Rüzgârların tozu toprağı vb. şeyleri sağa sola savurduğunu ( İbrahim 18);
Rüzgârların (bitkileri) aşıladığını (Hicr 22);
Rüzgârların denizlere gönderilip ölümlere sebep olduğunu (İsrâ 69);
Rüzgârların sonunda çer çöp haline gelen dünya nimetlerini her yana dağıttığını (Kehf 45);
Rüzgârların şeyleri sürükleme özelliğinin olduğunu (Hac 31);
Rüzgârların esmesinin hayat ve bereketin; rahmet ve nasibin sebeplerinden olduğunu; bulutları kaldırdığını, gökte istenilen yere parça parça yaydığını ve yağmurları boşalttığını (Rûm 46-48);
Rüzgârların ekin vb.lerinin yetişmesinde rol oynadığını (Rûm 51);
Rüzgârların manevi bir ordu gibi Allah’ın düşmanları üzerine gönderildiğini (Ahzâb 9);
Rüzgârların gönderilerek bulutların harekete geçirildiğini, rüzgârların bulutları ölü bölgelerin üzerine taşıdığını ve ölü toprağa onunla hayat verildiğini (Fatır 9);
Rüzgârların soğuk eserek günahkâr kavimlerin üzerine zillet ve bir uğursuzluk sebebi olarak gönderildiğini (Fussilet 16);
Rüzgârların kendi başlarına hareket etmediği istenildiği anda durdurulduğunu (Şûrâ 33);
Rüzgârların değişik yönlerde ve değişik hızlarda estirilmesinin insanlara dersler verdiğini (Câsiye 5);
Rüzgârların bazen de içinde Allah’ın azabını taşıdığını (Ahkâf 24);
Rüzgârların üstlerine gönderildiği Ad kavmi gibi azgın toplulukları uğultulu bir dehşet içinde onları kasıp kavurduğunu (Zâriyât 41, Hâkka 6) öğreniyoruz.
Sonuç: Ayetlerden anlaşıldığı üzere rüzgârların tüm hareketi Rabbimizin emriyle gerçekleşmektedir. Ele aldığımız ayette ise Rabbimizin rüzgârları Hazreti Süleyman’ın emrine verdiğini de öğreniyoruz. Sebe suresinin on ikinci ayetinde rüzgârların Hazreti Süleyman’ın emrinde şu görevleri yerine getirdiği bildirilmiştir: “Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman’a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.”
Kuran’ı Kerim’de rüzgârlar ve rüzgârların üstlendiği fonksiyonlarla ilgili çeşitli açıklamalarda bulunulmuştur. Kuran’dan;
Rüzgârlarla bulutların bir yerden bir yere taşındığını (Bakara 164);
Rüzgârlarla ekinlerin vurulup kavrulduğunu (Âl-i İmran 117);
Rüzgârların rahmetin müjdecisi olduğunu (A’râf 57);
Rüzgârların tatlı bir esintiyle denizlerdeki gemileri alıp götürdüğünü yahut şiddetli dalgalara yol açarak gemileri sarstığını (Yunus 22);
Rüzgârların kokuları taşıdığını (Yusuf 94);
Rüzgârların tozu toprağı vb. şeyleri sağa sola savurduğunu ( İbrahim 18);
Rüzgârların (bitkileri) aşıladığını (Hicr 22);
Rüzgârların denizlere gönderilip ölümlere sebep olduğunu (İsrâ 69);
Rüzgârların sonunda çer çöp haline gelen dünya nimetlerini her yana dağıttığını (Kehf 45);
Rüzgârların şeyleri sürükleme özelliğinin olduğunu (Hac 31);
Rüzgârların esmesinin hayat ve bereketin; rahmet ve nasibin sebeplerinden olduğunu; bulutları kaldırdığını, gökte istenilen yere parça parça yaydığını ve yağmurları boşalttığını (Rûm 46-48);
Rüzgârların ekin vb.lerinin yetişmesinde rol oynadığını (Rûm 51);
Rüzgârların manevi bir ordu gibi Allah’ın düşmanları üzerine gönderildiğini (Ahzâb 9);
Rüzgârların gönderilerek bulutların harekete geçirildiğini, rüzgârların bulutları ölü bölgelerin üzerine taşıdığını ve ölü toprağa onunla hayat verildiğini (Fatır 9);
Rüzgârların soğuk eserek günahkâr kavimlerin üzerine zillet ve bir uğursuzluk sebebi olarak gönderildiğini (Fussilet 16);
Rüzgârların kendi başlarına hareket etmediği istenildiği anda durdurulduğunu (Şûrâ 33);
Rüzgârların değişik yönlerde ve değişik hızlarda estirilmesinin insanlara dersler verdiğini (Câsiye 5);
Rüzgârların bazen de içinde Allah’ın azabını taşıdığını (Ahkâf 24);
Rüzgârların üstlerine gönderildiği Ad kavmi gibi azgın toplulukları uğultulu bir dehşet içinde onları kasıp kavurduğunu (Zâriyât 41, Hâkka 6) öğreniyoruz.
Sonuç: Ayetlerden anlaşıldığı üzere rüzgârların tüm hareketi Rabbimizin emriyle gerçekleşmektedir. Ele aldığımız ayette ise Rabbimizin rüzgârları Hazreti Süleyman’ın emrine verdiğini de öğreniyoruz. Sebe suresinin on ikinci ayetinde rüzgârların Hazreti Süleyman’ın emrinde şu görevleri yerine getirdiği bildirilmiştir: “Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman’a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.”