Gündemdeki soru bu…
‘Tarım milli bir mesele midir, değil midir?..’
Birileri ‘Evet, tarım milli bir meseledir, onun için de sektöre gerekli destek verilmelidir’ diyor… Birileri de ‘Tarım milli bir mesele değildir…’ diyor…
Şimdi sizlere tarım ve hayvancılık açısından bir-iki örnek vereceğim ve ona göre Tarım ve Hayvancılık Milli bir Mesele midir, değil midir, siz karar verin…
***
Öncelikle bölgemize bakalım…
Erzurum’un ana geçim kaynaklarından birisi kuşkusuz hayvancılık… Bölgemizde sebze ve meyve tarımı da yapılıyor ama önemli bir kalemden sayılmıyor.., Ancak aile işletmeleri için gerekli…
Eskiden Erzurum insanı nişanı-düğünü, aile giderlerini vs, güz mevsimine bırakırdı. Çünkü güz mevsiminde hayvanlar değerinde satılır ve ihtiyaçlar karşılanırdı. Dağ taş, tarlada-çayırda çalışan insanlara, meralar da celeplere bırakılmıştı… Şimdiki gibi bakımsız ya da boş değildi…
Erzurum, Türkiye’nin mera varlığının üçte birine sahip ve toplam büyükbaş hayvan varlığında Türkiye’de birinci sıradayken şimdi ikinci sırada yer alıyor…
Türkiye’nin toplam süt üretiminin yüzde 17’sini üretiyor ama bunu süt ürünlerine döndüremiyoruz… Ürettiğimiz sütün hayvansal ürün üretimine katkısı yaklaşık olarak yüzde bir…
Hatırı sayılır bir hayvansal ürün markasına sahip değiliz…
Büyük marketlerin şarküteri bölümlerine bakınız, yerel markamız kaç tane…
***
Türkiye genelinde durum farklı değil…
Her yıl kurban bayramlarında bir milyonun üzerinde kestiğimiz kurbanın birçoğu damızlık düve…
İthal ettiğimiz damızlık hayvanlardan yeterli süt verimini alamayınca ya da üretilen sütü değerinde satamayınca çareyi dişi hayvanı kesime göndermekte buluyor yeniden damızlık hayvan ithal ediyoruz…Anlayacağınız bu kısır döngü böyle devam ediyor…
Bir yılda hayvan başına sağdığımız süt 3500 litre…
Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde 8500, Amerika’da ise 10000 bin litre…
*
Kesim için beslenen hayvanda da durum farklı değil…
Türkiye’de bir hayvanın karkas ağırlığını yaklaşık olarak ortalama 300 kg taşımışken, bu oran Avrupa ‘da yaklaşık olarak ortalama 400-450 kg…
Öyle ki Türkiye’de besideki bir hayvanın ağırlığını en çok 700-800 kiloya taşırken, Avrupa’da bu ağırlık 1400 kilolara kadar çıkmış…
Yem bitkilerinde de çok gerilerdeyiz…
Doğal olarak biz dağlarımızda terörle, teröristle mücadele ederken, eloğlu dağlarını, meralarını kontrol altına almış ve ıslahını da bitirmiş…
***
Genleri ile oynanmış sebze tohumuna milyonlarca lira para akıttığımız ve her geçen gün dışa bağımlılığımızın arttığı yerde ekonomik özgürlükten söz edebilir misiniz…
Dünyadaki savaşların büyük kısmı enerji, gıda, su ve güç zehirlenmesinden çıkıyor. Ama öyle zannediyorum ki gıda noksanlığı önemli…
Gelin yarım günden az bir zamanınızı ‘ neleri ithal ediyoruz…’ araştırmasına ayırın…
Eğer halkınızı tam anlamıyla doyuramıyorsanız ve dışa bağımlıysanız, kendi gıdanızı yeterince üretemiyor ve kendi kendinize yeter değilseniz, o zaman siz karar verin…
Tarım milli mesele midir ve ülke güvenliği ile ne kadar alakalıdır…
‘Tarım milli bir mesele midir, değil midir?..’
Birileri ‘Evet, tarım milli bir meseledir, onun için de sektöre gerekli destek verilmelidir’ diyor… Birileri de ‘Tarım milli bir mesele değildir…’ diyor…
Şimdi sizlere tarım ve hayvancılık açısından bir-iki örnek vereceğim ve ona göre Tarım ve Hayvancılık Milli bir Mesele midir, değil midir, siz karar verin…
***
Öncelikle bölgemize bakalım…
Erzurum’un ana geçim kaynaklarından birisi kuşkusuz hayvancılık… Bölgemizde sebze ve meyve tarımı da yapılıyor ama önemli bir kalemden sayılmıyor.., Ancak aile işletmeleri için gerekli…
Eskiden Erzurum insanı nişanı-düğünü, aile giderlerini vs, güz mevsimine bırakırdı. Çünkü güz mevsiminde hayvanlar değerinde satılır ve ihtiyaçlar karşılanırdı. Dağ taş, tarlada-çayırda çalışan insanlara, meralar da celeplere bırakılmıştı… Şimdiki gibi bakımsız ya da boş değildi…
Erzurum, Türkiye’nin mera varlığının üçte birine sahip ve toplam büyükbaş hayvan varlığında Türkiye’de birinci sıradayken şimdi ikinci sırada yer alıyor…
Türkiye’nin toplam süt üretiminin yüzde 17’sini üretiyor ama bunu süt ürünlerine döndüremiyoruz… Ürettiğimiz sütün hayvansal ürün üretimine katkısı yaklaşık olarak yüzde bir…
Hatırı sayılır bir hayvansal ürün markasına sahip değiliz…
Büyük marketlerin şarküteri bölümlerine bakınız, yerel markamız kaç tane…
***
Türkiye genelinde durum farklı değil…
Her yıl kurban bayramlarında bir milyonun üzerinde kestiğimiz kurbanın birçoğu damızlık düve…
İthal ettiğimiz damızlık hayvanlardan yeterli süt verimini alamayınca ya da üretilen sütü değerinde satamayınca çareyi dişi hayvanı kesime göndermekte buluyor yeniden damızlık hayvan ithal ediyoruz…Anlayacağınız bu kısır döngü böyle devam ediyor…
Bir yılda hayvan başına sağdığımız süt 3500 litre…
Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde 8500, Amerika’da ise 10000 bin litre…
*
Kesim için beslenen hayvanda da durum farklı değil…
Türkiye’de bir hayvanın karkas ağırlığını yaklaşık olarak ortalama 300 kg taşımışken, bu oran Avrupa ‘da yaklaşık olarak ortalama 400-450 kg…
Öyle ki Türkiye’de besideki bir hayvanın ağırlığını en çok 700-800 kiloya taşırken, Avrupa’da bu ağırlık 1400 kilolara kadar çıkmış…
Yem bitkilerinde de çok gerilerdeyiz…
Doğal olarak biz dağlarımızda terörle, teröristle mücadele ederken, eloğlu dağlarını, meralarını kontrol altına almış ve ıslahını da bitirmiş…
***
Genleri ile oynanmış sebze tohumuna milyonlarca lira para akıttığımız ve her geçen gün dışa bağımlılığımızın arttığı yerde ekonomik özgürlükten söz edebilir misiniz…
Dünyadaki savaşların büyük kısmı enerji, gıda, su ve güç zehirlenmesinden çıkıyor. Ama öyle zannediyorum ki gıda noksanlığı önemli…
Gelin yarım günden az bir zamanınızı ‘ neleri ithal ediyoruz…’ araştırmasına ayırın…
Eğer halkınızı tam anlamıyla doyuramıyorsanız ve dışa bağımlıysanız, kendi gıdanızı yeterince üretemiyor ve kendi kendinize yeter değilseniz, o zaman siz karar verin…
Tarım milli mesele midir ve ülke güvenliği ile ne kadar alakalıdır…