Erzurumlu bir işadamının kurduğu, hepimizin de her daim gururla bahsettiği ve dünya markası haline gelen bir firmadır. 1927’de Mevlüt Rıfat Evyap tarafından kurulmuş EVYAP ve ilk sabun üretimini de burada yapmış.
Bugün o sabun üretim yeri Selami ve Kadir Aydın kardeşler tarafından Çifteler Cafe adıyla faaliyet gösteriyor.Neredeyse bir asırlık bu sabun imalathanesinde başlayan başarı hikayesi bugün dünya devlerinin kıskandığı bir hal almış durumda ve biz bundan halen daha gurur duyuyoruz. İkinci kuşak EVYAP ailesinin fertleri Fikret ve Fethi Evyap tarafından faaliyetine devam eden EVYAP, sadece temizlik ve hijyen ürünleri ile değil, esasında gizli yaptığı hayırseverlik ile de şu an için benim en birinci firmamdır. Bu benim son kararımdır.
--
Hep böyle git Samet!
Samet Ateş. Yeni keşfettiğim amatör saz ve ses sanatçılarından. Onu özellikle Ramazan’da Ufuk Demir’in sahibi olduğu Daşhane’de dinledim. Her dinlediğimde de çok mutlu oldum. Sadece sazı ile değil, sesi ile de kıymetli bir sanatçı. Büyükşehir Belediyesi’nde sözleşmeli personel olarak çalışan Samet Ateş’in en büyük özelliği, söylediği türkülerin hem bestesini yapanı hem de derleyenini dinleyicilerine anlatması. Doğrusu çok görmedim bu tür sahne sanatçılarında bu özelliği. Kaldı ki bu sayede dinleyicileri de dinlediği parçanın kime ait olduğunu öğreniyor ve bu da çok iyi oluyor. Hele de o türkünün bir hikayesi varsa bu sanatçı kardeşimiz o hikayeyi de çok güzel anlatıyor ki, dinlemelere doyamıyorsunuz. Bu sayede de o türküye emek veren, ter akıtan değerler anılmış oluyor. Samet bunu her gittiği yerde böyle yapıyormuş. O açıdan ben Samet’i özellikle de bu yönüyle de taktir ettim, tebriklerimi sundum. Sanırım sizler de bu özelliğini önemsemiş ve illa ki dinlememiş iseniz bir dinlemeyi istiyorsunuzdur.
--
Yenilmez armada!
Ben bu kadar misafir seven adam ilk defa görüyorum. Balkan ve Türkiye şampiyonu olan, 1982 yılında elim bir trafik kazasında belden aşağısı felç olan yatağa mahkum Erzurumlu milli güreşçi Ali Koçak’dan bahsediyorum. Ali ağabeyi, teyzemin kızının kocası Avrupa Güreş Şampiyonu Nihat Kabanlı’ın 1983 yılında Köşk Mahallesi’ndeki evinde ilk tanımıştım. O günden sonra dostluğumuz olmuştur Ali ağabeyle, bir şekilde Erzurum’a geldiğinde görüşürdük. Yılda en az 3-4 kez ya facebook’dan ya da telefonla görüşmelerimiz olurdu. Ama Tortum’un Pehlivanlı mahallesinde ikamet ettiği için de bir nasip olmamış, görüşememiştim. Geçen hafta görüşme niyetiyle arkadaşlarımla Pehlivanlı köyüne gittim. Kendisine ait Balık Çiftliğinde ziyaret ettiğim Ali ağabey, nasıl mutlu oldu anlatamam. Belki yüz defa gel gel demiş, bir türlü Pehlivanlı köyündeki evinde görüşememiştik. Bu defa tamamdı. Baktım, bu dost canlısı, misafir aşığı Ali ağabey de çok mutlu. Yaşadığı o acıya rağmen gelen gidenlerin sayesinde yüzünde gülücükler eksik olmuyor. Böylesine kıymetli bir eski milli güreşçi ile belki 5 saat orada beraber olduk, sohbet ettik. Anlıyorum ki yatağa mahkum Ali ağabey, gelenleri sayesinde dimdik ayakta, kendisini boş vermemiş. Haa, ikram ettiği alabalık mı? Kendisi gibi tek kelime ile mükemmel. Ömrün uzun ola pehlivan!
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Daha iyi olanı değil, sana kendini daha iyi hissettireni seçmelisin! ( Erich Fromm)
DUVARIN DİLİ: Üşengeçler! Birleşelim bir ara!