AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarının 17. yılı ekonomik sorunlar nedeniyle ciddi eleştirileri beraberinde getirdi. Öyle ki, en çok yatırım alan İstanbul başta olmak üzere, Ankara, Adana, Antalya ve de Mersin, muhalefetin eline geçti.
Recep Tayyip Erdoğan, 1994 seçimlerinde İstanbul Belediye Bakanlığını kazanarak paradigmanın parçalanmasına yol açmıştı. Peki 1990’ların özellikle ikinci yarısı Türkiye’de iklim nasıldı?
Türkiye, kısa süreli koalisyonlar dönemine giriyordu. 1-2 yıllık koalisyon hükümetleri sorunları çözmek yerine, bazen sorunun parçası olabiliyordu. 24 Aralık 1995 seçimlerinde geçerli oyların yüzde 21,38'ini Refah Partisi, ANAP (19,65), DYP (19,18), DSP (14,64), CHP (10,71), MHP (8,18) ve HADEP (4,17) izlemişti. PKK terörü ülkenin en büyük sorunu haline gelirken, işsizlik ve ekonomik sorunlar milleti yıldırıyordu. Seçimlerden Refah-Yol koalisyonu çıktı. 28 Şubat ile son bulan hükümet kısa başarı öyküsüyle noktalanmıştı.
*Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, 11 Ocak 1997 Cumartesi günü, Başbakanlık Konutunda tarikat liderleri ve şeyhlere iftar yemeği verdi.
*Yüksek rütbeli subaylar 22 Ocak 1997 tarihinde Gölcük’te toplanarak irticanın iktidarda olduğunu tartıştılar.
*30 Ocak 1997’de Sincan belediyesi Kudüs gecesi düzenledi. Belediye başkanı Bekir Yıldız, İran büyükelçisinin misafir olduğu gecede sahneye konulan cihad oyunu basında tepki oluşturdu. Star muhabiri Işın Gürel saldırıya maruz kaldı. Bekir Yıldız tutuklandı, mahkûm edildi.
*4 Şubat’ta Sincan’da askerler 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yaptı.
*5 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erbakan’a uyarı mektubu gönderdi.
*Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya ‘İrtica, PKK’dan daha tehlikeli’ dedi.
*11 Şubat’ta Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü Ankara’da yapıldı.
*23 Şubat 1997’de Fatih Camii’nde öğlen namazının ardından bir grup ellerindeki yeşil bayraklarla “şeriat isteriz”, “yaşasın Hizbullah” sloganlarıyla yürüdü. İslamcı gazeteci Yaşar Kaplan, gerektiğinde İslam uğruna şehit olacaklarına dair bir açıklama yaptı.
Refah-Yol hükümeti, bu olayların ardından düştü. Demirel, hükümeti kurma görevini ANAP Lideri Mesut Yılmaz’a verdi. Yılmaz Başbakanlığında Anasol-D hükümeti kuruldu. CHP dışarıdan destek verdi. Koalisyonu, Türk Bank ihalesindeki yolsuzluk iddiaları bitirdi. 1999-2002 dönemi ise DSP-MHP-ANAP koalisyonuyla geçti. Yine 2009’da Erdoğan, okuduğu şiir nedeniyle cezaevine gönderilmişti.
Bu yıllarda ülke adeta içten içe kaynamaktaydı. CIA uzmanları, özellikle Milli Görüşçüler ile askerler arasında çatışmaların yaşanacağı hikâyesini pompalarken, İslamcıların bundan böyle asla iktidar olamayacağı propagandasını yapıyordu. En büyük sorun; terör ve ekonomiydi. Ecevit’in DSP’si önce 2’ye bölündü, ardından yeni bölünmeye yol alınırken Devlet Bahçeli, seçim çağrısı yaptı.
İslamcı-Laik karşıtlığı
2002 yılına kadar CIA kaynaklı büyük akıl, İslamcılar ile Laik çatışmasına dikkat çekerken, TSK’nın asla İslamcı iktidara izin vermeyeceği tezini işliyordu. Dönemin Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, 28 Şubat kararlarının 1000 yıl süreceğini beyan ediyordu. Çevik Bir ise itici tavrıyla en çok tepki çeken isimdi.
Ortalığı kara bulutların sardığı bu iklim içerisinden Ak Parti iktidarını çıkardı. Türkiye’yi seçime götüren Devlet Bahçeli’de Meclis dışında kalmıştı.
Recep Tayyip Erdoğan, 1994 seçimlerinde İstanbul Belediye Bakanlığını kazanarak paradigmanın parçalanmasına yol açmıştı. Peki 1990’ların özellikle ikinci yarısı Türkiye’de iklim nasıldı?
Türkiye, kısa süreli koalisyonlar dönemine giriyordu. 1-2 yıllık koalisyon hükümetleri sorunları çözmek yerine, bazen sorunun parçası olabiliyordu. 24 Aralık 1995 seçimlerinde geçerli oyların yüzde 21,38'ini Refah Partisi, ANAP (19,65), DYP (19,18), DSP (14,64), CHP (10,71), MHP (8,18) ve HADEP (4,17) izlemişti. PKK terörü ülkenin en büyük sorunu haline gelirken, işsizlik ve ekonomik sorunlar milleti yıldırıyordu. Seçimlerden Refah-Yol koalisyonu çıktı. 28 Şubat ile son bulan hükümet kısa başarı öyküsüyle noktalanmıştı.
*Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, 11 Ocak 1997 Cumartesi günü, Başbakanlık Konutunda tarikat liderleri ve şeyhlere iftar yemeği verdi.
*Yüksek rütbeli subaylar 22 Ocak 1997 tarihinde Gölcük’te toplanarak irticanın iktidarda olduğunu tartıştılar.
*30 Ocak 1997’de Sincan belediyesi Kudüs gecesi düzenledi. Belediye başkanı Bekir Yıldız, İran büyükelçisinin misafir olduğu gecede sahneye konulan cihad oyunu basında tepki oluşturdu. Star muhabiri Işın Gürel saldırıya maruz kaldı. Bekir Yıldız tutuklandı, mahkûm edildi.
*4 Şubat’ta Sincan’da askerler 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yaptı.
*5 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erbakan’a uyarı mektubu gönderdi.
*Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya ‘İrtica, PKK’dan daha tehlikeli’ dedi.
*11 Şubat’ta Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü Ankara’da yapıldı.
*23 Şubat 1997’de Fatih Camii’nde öğlen namazının ardından bir grup ellerindeki yeşil bayraklarla “şeriat isteriz”, “yaşasın Hizbullah” sloganlarıyla yürüdü. İslamcı gazeteci Yaşar Kaplan, gerektiğinde İslam uğruna şehit olacaklarına dair bir açıklama yaptı.
Refah-Yol hükümeti, bu olayların ardından düştü. Demirel, hükümeti kurma görevini ANAP Lideri Mesut Yılmaz’a verdi. Yılmaz Başbakanlığında Anasol-D hükümeti kuruldu. CHP dışarıdan destek verdi. Koalisyonu, Türk Bank ihalesindeki yolsuzluk iddiaları bitirdi. 1999-2002 dönemi ise DSP-MHP-ANAP koalisyonuyla geçti. Yine 2009’da Erdoğan, okuduğu şiir nedeniyle cezaevine gönderilmişti.
Bu yıllarda ülke adeta içten içe kaynamaktaydı. CIA uzmanları, özellikle Milli Görüşçüler ile askerler arasında çatışmaların yaşanacağı hikâyesini pompalarken, İslamcıların bundan böyle asla iktidar olamayacağı propagandasını yapıyordu. En büyük sorun; terör ve ekonomiydi. Ecevit’in DSP’si önce 2’ye bölündü, ardından yeni bölünmeye yol alınırken Devlet Bahçeli, seçim çağrısı yaptı.
İslamcı-Laik karşıtlığı
2002 yılına kadar CIA kaynaklı büyük akıl, İslamcılar ile Laik çatışmasına dikkat çekerken, TSK’nın asla İslamcı iktidara izin vermeyeceği tezini işliyordu. Dönemin Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, 28 Şubat kararlarının 1000 yıl süreceğini beyan ediyordu. Çevik Bir ise itici tavrıyla en çok tepki çeken isimdi.
Ortalığı kara bulutların sardığı bu iklim içerisinden Ak Parti iktidarını çıkardı. Türkiye’yi seçime götüren Devlet Bahçeli’de Meclis dışında kalmıştı.