Peygamberimizin (asv) hayatının her safhası, yaşantısının her dakikası Müslümanlara örnek teşkil etmektedir. Kadına yönelik şiddetin arttığı çağımızda Peygamberimizin (sav) Asrı Saadetteki uygulamaları, İslam’ın evrensel bir din olduğunun kanıtlarındandır.
Bir yolculuk sırasında Hz. Ayşe (r.anha)'yi taşımakta olan deve aniden parlayıp hızlı koşmaya başlar. Durumu gören Hz. Muhammed (asv)
"Eyvah, eşim!.." diye bağırır.
Ve deve, arkadaşları tarafından yakalanıp da tehlike atlatılıncaya kadar sakinleşmez, endişesi yatışmaz.
Kızını Zorla Evlendiremezsin
Ensar’dan Hidame’nin kızı Hansa, Hz. Âişe’nin huzuruna girer ve şu şikâyette bulunur:
“Babam itibarını arttırmak için beni kardeşinin oğlu ile evlendirdi. Ben ise istemiyorum.”
Hazret-i Âişe, “Resulullah (a.s.m.) gelinceye kadar bekle.” diye oturtur. Resulullah (a.s.m.) teşrif edince, Hz. Âişe durumu ona anlatır. Resulullah (a.s.m.) hemen kızın babasını çağırtır ve evlenme yetkisini kıza verir.
Bunun üzerine Hansâ Resulullaha (a.s.m.) şöyle der:
“Yâ Resulallah! Ben babamın yaptığı bu nikâhı kabul ediyorum, ancak babaların, kızlarına evlilikte böyle yetkisinin olmadığını bildirmek istedim.”
Saadet Asrından
Muâz b. Cebel (r.a.)’tan rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (s.a.), Muâz’ın elinden tutup: ‘Ey Muâz! Allah’a yemin ederim ki, ben seni gerçekten seviyorum. Sonra sana şunu gerçekten tavsiye ederim; her namazın sonunda ‘Allahümme einnî alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetike’ (Allahım! Seni anmak, sana şükretmek, sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et) demeyi terk etme’ buyurdu.” (Ebu Davud)
***
Câbir b. Abdullah (r.a.)’tan rivayet edilmiştir:
Rasulullah (s.a.v.)’i şöyle buyururken işittim:
“Zikrin en faziletlisi, ‘Lâ İlâhe illallâh’tır.” (Tirmizî)