Ünlü şairimiz Cenap Şahabettin Elhan-ı Şita’sında günümüz Türkçesiyle diyor ki,
…..
‘Bir beyaz titreyiş,bir dumanlı uçuş,
Eşini kaybeden bir kuş
gibi kar
Geçen ilkbahar günlerini arar.
Ey kalplerin çılgın şarkısı,
Ey güvercinlerin şiirleri,
……..’
*
Kış…
Uçsuz bucaksız, göz alabildiğince beyazlık…
Beyaz güzeldir, saftır, temizdir ve asla leke kaldırmaz...
Kışı güzel kılan kardır ve bütün çirkinlikleri örter…
Karın yağışını seyretmeye doyum olmaz…
Milyonlarca beyaz kelebeğin, küçük titreyişlerle yere inmesini seyretmek ayrı bir güzelliktir…
Kar, aynı zamanda tabiatı da kış uykusuna yatıran, doğayı sarıp sarmalayan muhteşem örtüdür…
Bütün bu güzelliğinin yanı sıra karın dondurucu, çileli bir yönü de vardır ve bu yönü oldukça da zorludur…
*
İstanbul’a kar yağınca Türkiye’ye kışın geldiğini hatırlıyoruz.
Ancak o zaman aylarca kar ve buz altında eksi kırklara varan soğuklarda yaşayanların durumları aklımıza gelebiliyor.
Zor iklim koşullarında yaşayanlar bu şekilde hatırlanabiliyor ama sadece o kadar…
İklim koşullarını düzeltmek elimizde değil ama, kışın, karın ve soğuğun olumsuz etkilerini gidermek ve kar’ı kâra çevirmek elimizde…
Erzurum’da yerel yönetimler her yıl bütçelerinin önemli bir kısmını kar ve buz mücadelesine ayırırlar.
Harcanan bu para sadece ana yollardaki kar ve buzun taşınması içindir.
Belediyelerin harcadığı bu paranın bir o kadarını da kamu kurumları harcar…
Batılı belediyeler sözü edilen bu miktarları sosyal-kültürel etkinler için kullanıyor, ekonomik refah için harcıyor; kentlerini daha çağdaş, daha yaşanılır hale getiriyorlar ve işsizlere istihdam yaratıyorlar…
Biz ise binlerce ton kar ve buzu şehir dışına taşımaya çalışıyoruz.
Belediyelerimiz ‘kar tazminatı’ bekliyor; esnafımız, işadamımız vergi indirimi, yatırım kolaylığı istiyor…
KAYAK MERKEZİMİZ DOLDU TAŞTI…
Yeni yıldaki sokağa çıkma kısıtlığında otellerinde kapalı kalan misafirlere pandemi koşullarında pistleri kullanma izni verilince, dağdaki otellerde doluluk oranı yüzde 70’lere dayandı.
Sömestri tatilinin de etkili olması ve Erzurum’un tercih edilmesi Şehir ve Palandöken adına oldukça sevindirici idi…
‘GÜLÜM’ÜZ SOLDU…
Camiada 50 yılı aşkın gazetecilik ve yöneticilik, yanı sıra iki dönem de Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nin Başkanlığını da yapan Demir Ağabey’i ölümünün 10.yılında saygı ile andık.
*
O, herkese ‘gülüm’ diye hitap ederdi…
O, bizim camiamızda farklı ve özeldi…
Sessizdi, sessizce de aramızdan ayrıldı.
Demir Ağabey, kelimenin tam anlamıyla ‘bir Erzurum beyefendisiydi…’
Çevresindeki insanlarla fevkalade iyi ilişkilere sahipti. İl dışında bazı toplantılara katıldığımızda camianın önde gelenleri samimiyetle Demir Ağabeyi sorar ve selam gönderirdi…
İş dışında kimseyi kırdığını bilmiyorum, ama işi konusunda oldukça titizdi…
Yerel gazetelerde muhabirlik, yaygın gazetelerde temsilcilik ve Bölge Müdürlüğü…
1960 yılının sonlarında muhabir olarak adım attığı basın camiasına 50 yıl sonra zirvede veda etti.
*
Demir Ağabey, bizim camianın ‘Akil Adamı’ idi…
Fikir almak istediğimizde başvuracağımız iki simden birisi Demir Ağabey’di…
Biz Demir Ağabey’den çok şey öğrendik…
Akil, sevecen, saygılı, nazik…
Ve tam bir beyefendi…
Kısaca o, adam gibi adamdı…
Sevgili Başkanım, nur içinde yat…
Allah mağfiret etsin…
…..
‘Bir beyaz titreyiş,bir dumanlı uçuş,
Eşini kaybeden bir kuş
gibi kar
Geçen ilkbahar günlerini arar.
Ey kalplerin çılgın şarkısı,
Ey güvercinlerin şiirleri,
……..’
*
Kış…
Uçsuz bucaksız, göz alabildiğince beyazlık…
Beyaz güzeldir, saftır, temizdir ve asla leke kaldırmaz...
Kışı güzel kılan kardır ve bütün çirkinlikleri örter…
Karın yağışını seyretmeye doyum olmaz…
Milyonlarca beyaz kelebeğin, küçük titreyişlerle yere inmesini seyretmek ayrı bir güzelliktir…
Kar, aynı zamanda tabiatı da kış uykusuna yatıran, doğayı sarıp sarmalayan muhteşem örtüdür…
Bütün bu güzelliğinin yanı sıra karın dondurucu, çileli bir yönü de vardır ve bu yönü oldukça da zorludur…
*
İstanbul’a kar yağınca Türkiye’ye kışın geldiğini hatırlıyoruz.
Ancak o zaman aylarca kar ve buz altında eksi kırklara varan soğuklarda yaşayanların durumları aklımıza gelebiliyor.
Zor iklim koşullarında yaşayanlar bu şekilde hatırlanabiliyor ama sadece o kadar…
İklim koşullarını düzeltmek elimizde değil ama, kışın, karın ve soğuğun olumsuz etkilerini gidermek ve kar’ı kâra çevirmek elimizde…
Erzurum’da yerel yönetimler her yıl bütçelerinin önemli bir kısmını kar ve buz mücadelesine ayırırlar.
Harcanan bu para sadece ana yollardaki kar ve buzun taşınması içindir.
Belediyelerin harcadığı bu paranın bir o kadarını da kamu kurumları harcar…
Batılı belediyeler sözü edilen bu miktarları sosyal-kültürel etkinler için kullanıyor, ekonomik refah için harcıyor; kentlerini daha çağdaş, daha yaşanılır hale getiriyorlar ve işsizlere istihdam yaratıyorlar…
Biz ise binlerce ton kar ve buzu şehir dışına taşımaya çalışıyoruz.
Belediyelerimiz ‘kar tazminatı’ bekliyor; esnafımız, işadamımız vergi indirimi, yatırım kolaylığı istiyor…
KAYAK MERKEZİMİZ DOLDU TAŞTI…
Yeni yıldaki sokağa çıkma kısıtlığında otellerinde kapalı kalan misafirlere pandemi koşullarında pistleri kullanma izni verilince, dağdaki otellerde doluluk oranı yüzde 70’lere dayandı.
Sömestri tatilinin de etkili olması ve Erzurum’un tercih edilmesi Şehir ve Palandöken adına oldukça sevindirici idi…
‘GÜLÜM’ÜZ SOLDU…
Camiada 50 yılı aşkın gazetecilik ve yöneticilik, yanı sıra iki dönem de Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nin Başkanlığını da yapan Demir Ağabey’i ölümünün 10.yılında saygı ile andık.
*
O, herkese ‘gülüm’ diye hitap ederdi…
O, bizim camiamızda farklı ve özeldi…
Sessizdi, sessizce de aramızdan ayrıldı.
Demir Ağabey, kelimenin tam anlamıyla ‘bir Erzurum beyefendisiydi…’
Çevresindeki insanlarla fevkalade iyi ilişkilere sahipti. İl dışında bazı toplantılara katıldığımızda camianın önde gelenleri samimiyetle Demir Ağabeyi sorar ve selam gönderirdi…
İş dışında kimseyi kırdığını bilmiyorum, ama işi konusunda oldukça titizdi…
Yerel gazetelerde muhabirlik, yaygın gazetelerde temsilcilik ve Bölge Müdürlüğü…
1960 yılının sonlarında muhabir olarak adım attığı basın camiasına 50 yıl sonra zirvede veda etti.
*
Demir Ağabey, bizim camianın ‘Akil Adamı’ idi…
Fikir almak istediğimizde başvuracağımız iki simden birisi Demir Ağabey’di…
Biz Demir Ağabey’den çok şey öğrendik…
Akil, sevecen, saygılı, nazik…
Ve tam bir beyefendi…
Kısaca o, adam gibi adamdı…
Sevgili Başkanım, nur içinde yat…
Allah mağfiret etsin…