Ülkenin gündemine oturan 104 amiral bildirisini biliyorsunuz. Statüko günlerini aratmayan, vesayetçi bir dil ile gece yarısı yayınlanması siyasilerin ve kamuoyunun tamamına yakınının tepkisine neden oldu. Öncelikle bildiri çok gereksiz ve yersizdi.
Şu hususu belirtmek de fayda var. Vatanseverler 15 Temmuz'dan sonra tüm vesayetçi zihniyeti tarihin çöplüğüne gömdü. Artık bırakın darbeyi gece yarısı sunulan bildiriye dahi halkın tahammülü yoktur (ki) 104 amirale verilen tepki bunun en güzel örneği oldu. Aslında emekli amirallerde eski Türkiye olmadığını çok iyi biliyorlar. Ama vesayet özlemi ve her şeyden üstün gördükleri ideolojileri bu tür açıklama yapmaya sevk ediyor. Ülke olarak ekonomik ve sosyal alanlarda zor günler geçirdiğimiz bir zamanda halkın refaha nasıl çıkacağını konuşmamız gerekirken bu tarz bildiriler zaten yorgun olan halkı daha fazla yoruyor. Bakın bildiriden sonra işsizleri, kapanan esnafları, faizi, dövizi değil; cuntacı zihniyetin 'hayallerini' konuşmaya başladık.
Yani çözüm bulunması gereken en önemli sorunlarımız bu konular olmalı. Vatandaşın derdi amirallerin ideolojileri değil, ailesi ve mutfağıdır. Sahi bildiriden sonra Kürşat Ayvatoğlu'nu konuşanı duydunuz mu?
Şu hususu belirtmek de fayda var. Vatanseverler 15 Temmuz'dan sonra tüm vesayetçi zihniyeti tarihin çöplüğüne gömdü. Artık bırakın darbeyi gece yarısı sunulan bildiriye dahi halkın tahammülü yoktur (ki) 104 amirale verilen tepki bunun en güzel örneği oldu. Aslında emekli amirallerde eski Türkiye olmadığını çok iyi biliyorlar. Ama vesayet özlemi ve her şeyden üstün gördükleri ideolojileri bu tür açıklama yapmaya sevk ediyor. Ülke olarak ekonomik ve sosyal alanlarda zor günler geçirdiğimiz bir zamanda halkın refaha nasıl çıkacağını konuşmamız gerekirken bu tarz bildiriler zaten yorgun olan halkı daha fazla yoruyor. Bakın bildiriden sonra işsizleri, kapanan esnafları, faizi, dövizi değil; cuntacı zihniyetin 'hayallerini' konuşmaya başladık.
- Kapalı esnaflar ve yarı zamanlı açık olanlar iş yerlerini kapatma aşamasına geldiğinden sorunlarına çözüm arıyorlar.
- Üreticiler, döviz fiyatlarında ki artıştan dolayı girdi maliyetlerinin yükseldiğinden yakınıyorlar.
- Ramazan yaklaştı. Halk "iftarda soframıza bir parça et koyabilmek için çaba gösteriyoruz, bizim derdimiz bazılarının gereksiz fantazileri değil," diyorlar.
- Yine salgın süreciyle getirilen kısa çalışma ödeneği yani nakdi ücret desteği uygulaması 31 Mart itibariyle sona erdi. Ücretsiz izine çıkarılan işçiler, Ramazan ayını nasıl çıkaracaklarının derdindeler.
- Sayıları hayli fazla olan, sigortasız şekilde çalışan ve resmî girişleri olmadığı için hiç bir destekten yararlanamayan kafe ve restoran çalışanları çaresizliklerine çare arıyorlar.
- Kod 29 nedeniyle 176 bin 662 işçi işten çıkarıldı. Kod 29 ile işten çıkarılanların sayısı ayda ortalama 14 bin 772, günde ortalama 491 kişi. Kod 29 ile çıkarılan işçiler tazminat, işsizlik maaşı gibi alacaklardan faydalanamıyorlar.
- Faizlerin yüksek olduğundan dolayı hem halk ev alamamaktan, hem de konut satıcıları evlerin satılmamasından şikayet ediyorlar. Bunun yanında ihtiyaç kredisine dahi müracaat edildiğinde ana paranın üzerine konulan faiz oranı el yakıyor. Bu durumda bile ihtiyaç kredilerinde artış olduğunu gözlemliyoruz.
- Fırsatçılar her yerde! Halk, fırsatçılara karşı denetimin artırılmasını talep ediyorlar.
- Bahar ayının gelmesiyle özellikle doğu da gündeme getirmemizi talep eden küçük çiftçilerimiz, büyük kurumsal çiftçilerin altında ezildiklerini belirtiyorlar. Gerek tohum alımlarında, gerekse ürünü satarken, gerekse hayvan pazarlarında mağduriyet yaşadıklarını bize bildiriyorlar.
Yani çözüm bulunması gereken en önemli sorunlarımız bu konular olmalı. Vatandaşın derdi amirallerin ideolojileri değil, ailesi ve mutfağıdır. Sahi bildiriden sonra Kürşat Ayvatoğlu'nu konuşanı duydunuz mu?