Bugün mübarek Ramazan ayının ikinci günü…
İçişleri Bakanlığı, Ramazan ayında bulaşıyı en aza indirmeyi amaçlayan önlemleri açıkladı.
Buna göre en başta toplumun kalabalık şekilde iftar açtığı, İftar Çadırlarına yasak getirildi.
Özellikle üniversite öğrencisi, gelip geçenler, evlerinde yemek kaynamayanların daha çok rağbet ettiği; bütün illerde yardımlaşmanın ve oruçluları iftar ettirmeyi amaçlayan etkinlik, adeta gelenek halini almıştı…
Öyle ki hayırseverler sıraya giriyor ve her gün yapılan yemekleri birisi ikram ediyordu.
Bir burukluk oluştu ama olsun…
Pandemiyi en aza indirmek daha önemli…
*
Virüsün kol gezdiği yerlerden biri de toplu verilen iftar yemekleri ile evlerde yapılan iftar davetleri…
Geçen haftaki Bakanlar Kurulu sonrasında Toplu İftarlara yasak getirildi.
İyi de oldu…
Daha çok birbirini ağırlamayla dönen şatafatlı iftar sofralarına son verildi. Onun yerine alım gücü olmayan yada düşük daha çok olan aileye gıda yardımı yapılır…
Eskiden Osmanlı İmparatorluğu döneminde Saray ve Konaklarda her gün iftar yemekleri düzenlenir, bu yemeklere çoğunluğu kimsesiz ve fakir olmak üzere çok sayıda insan katılırdı.
İftardan sonra fakir ve kimsesizlere ‘Diş Kirası’ adı altında harçlık ve hediyeler verilirdi.
Günümüzde ‘Diş Kirası’ verilmiyor ama toplu iftarların pandemi nedeniyle iptali isabetli olmuştur diye düşünmekteyim...
*
Ramazan ayına özgü olan ve camilerde toplu olarak kılınan Teravih namazına da pandemi yasağı geldi…
Aslına bakarsanız Peygamberimiz (SAV), ‘ümmetimin üzerine farz olur…’ gerekçesiyle mescitte hiç Teravih namazı kılmamış. (Bir takım kaynaklar yalnızca bir defa diye yazıyor)
Bir gelenek halini alan ve camilerde sadece Ramazan ayında cemaatle toplu kılınan, Teravih namazlarının da evde kılınması, geleneğe pandeminin getirdiği bir kısıtlama olarak algılandı…
*
Neyin, nasıl algılandığı çok önemli değil…
Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdiğinde belki de yeni yaptırımlar gelecek. (Yazımız yazıldığında Kabine Toplantısı yeni başlamıştı…)
Bu anlamda tam kapanma dahil alınacak her türlü önleme hazırız.
Yeter ki pandemiyi kontrol altına alalım…
İçişleri Bakanlığı, Ramazan ayında bulaşıyı en aza indirmeyi amaçlayan önlemleri açıkladı.
Buna göre en başta toplumun kalabalık şekilde iftar açtığı, İftar Çadırlarına yasak getirildi.
Özellikle üniversite öğrencisi, gelip geçenler, evlerinde yemek kaynamayanların daha çok rağbet ettiği; bütün illerde yardımlaşmanın ve oruçluları iftar ettirmeyi amaçlayan etkinlik, adeta gelenek halini almıştı…
Öyle ki hayırseverler sıraya giriyor ve her gün yapılan yemekleri birisi ikram ediyordu.
Bir burukluk oluştu ama olsun…
Pandemiyi en aza indirmek daha önemli…
*
Virüsün kol gezdiği yerlerden biri de toplu verilen iftar yemekleri ile evlerde yapılan iftar davetleri…
Geçen haftaki Bakanlar Kurulu sonrasında Toplu İftarlara yasak getirildi.
İyi de oldu…
Daha çok birbirini ağırlamayla dönen şatafatlı iftar sofralarına son verildi. Onun yerine alım gücü olmayan yada düşük daha çok olan aileye gıda yardımı yapılır…
Eskiden Osmanlı İmparatorluğu döneminde Saray ve Konaklarda her gün iftar yemekleri düzenlenir, bu yemeklere çoğunluğu kimsesiz ve fakir olmak üzere çok sayıda insan katılırdı.
İftardan sonra fakir ve kimsesizlere ‘Diş Kirası’ adı altında harçlık ve hediyeler verilirdi.
Günümüzde ‘Diş Kirası’ verilmiyor ama toplu iftarların pandemi nedeniyle iptali isabetli olmuştur diye düşünmekteyim...
*
Ramazan ayına özgü olan ve camilerde toplu olarak kılınan Teravih namazına da pandemi yasağı geldi…
Aslına bakarsanız Peygamberimiz (SAV), ‘ümmetimin üzerine farz olur…’ gerekçesiyle mescitte hiç Teravih namazı kılmamış. (Bir takım kaynaklar yalnızca bir defa diye yazıyor)
Bir gelenek halini alan ve camilerde sadece Ramazan ayında cemaatle toplu kılınan, Teravih namazlarının da evde kılınması, geleneğe pandeminin getirdiği bir kısıtlama olarak algılandı…
*
Neyin, nasıl algılandığı çok önemli değil…
Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdiğinde belki de yeni yaptırımlar gelecek. (Yazımız yazıldığında Kabine Toplantısı yeni başlamıştı…)
Bu anlamda tam kapanma dahil alınacak her türlü önleme hazırız.
Yeter ki pandemiyi kontrol altına alalım…