
Türkiye’de doğurganlık oranları son yılların en düşük seviyelerine gerilerken, tüp bebek başvurularında da sert bir düşüş yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sık sık doğum hızının kritik seviyelere indiğini vurgularken, uzmanlardan gelen veriler durumun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Verilere göre aileler artık çocuk sahibi olmak için tüp bebek merkezlerine dahi başvurmuyor.

Başvurular 2 bin 982’den 613’e düştü
Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bünyamin Börekçi, hem Türkiye genelinde hem de Doğu Anadolu’da doğurganlık oranları ve tedavi başvurularındaki düşüşe dikkat çekerek “Çocuk isteme oranı ciddi şekilde azaldı” dedi. Prof. Dr. Börekçi, “2017’de 2 bin 982 hastaya tüp bebek yapmışız, 2025’te bu rakam 613’e düştü. Çocuk isteme oranında ciddi bir azalma var” diye konuştu.
2013 yılında kurulan merkezde bugüne kadar 12 bin çifte tüp bebek uygulaması yaptıklarını ifade eden Börekçi, çocuk sahibi olamayan insanların artık tedaviye de çok sıcak bakmadığını dile getirdi. Erkek infertilitesinde (kısırlık tedavisi) ciddi bir artış yaşandığının da altını çizen Börekçi, bunun bir beka meselesi olduğunu belirterek devletin bu işe ciddi eğilim göstermesi gerektiğini vurguladı.

2013 yılından beri hizmet veriyor
Prof. Dr. Bünyamin Börekçi açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “2013 yılında Tüp Bebek Merkezini kurmak bana nasip oldu. Geçmişi yaklaşık 18 yıl denenmişti fakat kurulamamıştı. Aslında Atatürk Üniversitesinin ilk merkez kurulma denemeleri 1992-1993 yıllarına dayanıyor. Malzemeler alınmış ama bir türlü kurulamamıştı. 2013 yılında kurulan tüp bebek merkezimiz o günden bugüne aralıksız hizmet vermeye devam ediyor. O günden bugüne kadar 12 bin hastamıza tüp bebek yapmışız. Neredeyse orta ölçekli bir ilçe nüfusu ediyor. Kurulduğumuzda yaptığım konuşmada şunu ifade etmiştim: Atatürk Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu değil bütün Türkiye’de çözüm merkezli olabilmek için kuruldu. Batı’dan da tüp bebek yaptırmak için merkezimize gelen hastalarımız oldu ve gelmeye de devam ediyorlar. Tüm gelen yönetimler tüp bebek merkezini revize etti, yeni aletlerle donattılar. Son 1 yıl içinde de rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu bize büyük katkılarda bulundu. Merkezimizi son teknoloji ile yeniledik. Çünkü tüp bebek stabil bir şey değil yıllar içerisinde her şey değişiyor.”

İnsanlar çocuk sahibi olmak istemiyor
“Son yıllarda infertilite oranında yani çocuk sahibi olmak isteyip de olamayanların oranında bir artış var” diyen Prof. Dr. Börekçi, “Bu dünyada da böyle, Türkiye’de de böyle. Bunu neye bağlıyoruz; evlenme yaşı yükseldi. İnsanlar özellikle kadınlar kariyer ve çocuk arasında ikilemde kalıyorlar. Ayrıca beslenme alışkanlıkları, tüketilen gıdalar ve özellikle erkek infertilitesi çok arttı. Yani sperm sayılarında bir düşüş var. Sorun erkek ve kadınlarda yüzde 50, yüzde 50 diyebiliriz. Dolayısıyla infertilite oranı artıyor. Ama başvuru oranlarına baktığımız zaman 2017 yılında 2 bin 982 hastaya tüp bebek yapmışız. 2025 yılında ise bu rakam 613’e düşmüş, yani tüp bebek isteyenlerin oranında da ciddi bir düşüş var. Tedaviye sıcak bakılmıyor, çocuk isteğinde de gerileme var. Bu da aslında bizim ülkemizin çözmesi gereken çok önemli bir sorun” şeklinde konuştu.

Anne adayının yaşı çok önemli
Tüp bebek için gerekli kriterleri paylaşan Prof. Dr. Börekçi, “Ayrıca burada kimse “ben tüp bebek istiyorum” diye geldiğinde hemen işlem yapılmıyor, kriterler var ve hastalar aslında geç başvuruyor. Geç kalma durumları da var. Anne adayının yaşı, kadın yaşı çok önemli. Tüp bebek başarısındaki en önemli kıstaslardan bir tanesi anne yaşı. Kanuni çerçevede yaş oranlarımız 23 yaşından 40-41 yaşına kadar maksimum 43 yaş olacak. 43’ün üzerinde hasta kabul etmiyoruz. Bize de genellikle 33 yaş ve üzeri kadın hastalarımız geliyor. Tabi erkekte sorun olursa daha genç kadınlarımızda merkezimize başvuruluyor” dedi.
Oranlar düştü
Türkiye’de çocuk yapma ve çocuk isteme oranlarının her geçen gün azaldığını dile getiren Börekçi konuşmasını şöyle sürdüdü: “ Buna paralel olarak Doğu Anadolu’da da bu oranlar ciddi bir düşüşe geçti. 2017’de 2 bin 982 olan sayı 2025’te 613’e indi, yani hem doğurganlık azaldı hem de infertiliteye başvuru düştü. Ben bunu 25 yıllık bir infertilite doktoru olarak şöyle yorumluyorum: Çocuk isteği azaldı. Eskiden evlenen çiftlerde 4. çocuğuna tüp bebek isteyen hastalarımız olurdu, şimdi öyle bir hasta grubumuz yok.
Hükümetin bu işle ilgilenmesi güzel bir şey. Cumhurbaşkanımız da bu konuyu sürekli dile getiriyor. Bu artık bir beka meselesi haline geldi. Sağlık Bakanlığının bazı şartlarda tüp bebeğe destek sunması, katkıda bulunması çok iyi bir şey. 2025’teki 613 başvurudan başarı oranımız yüzde 50, her ay tüm gebeleri sağlık müdürlüğüne bildiriyoruz, yaklaşık 300 kişinin çocuk sahibi olduğunu söyleyebiliriz.”
Tüp bebek aşaması
Tüp bebek sürecine ilişkin detayları aktaran Prof. Dr.Börekçi, “Önce hastaların tüp bebek yapabilmek için şartları uygun mu değerlendiriliyor. En önemli şey şu; Evet herkes çocuk sahibi olmak ister fakat, bunu isterken annenin sağlık durumu buna müsait mi? Anne hamile kaldıktan sonra gebeliği sağlıklı bir şekilde yürütebilecek mi? Anne de gebeliğe engel bir sağlık sorunu var mı? Bu sağlık sorunu dahili bir problem de olabilir, genetik kaynaklı da olabilir. Tüm bunlar tespit ediliyor. Biz genellikle hastalarımızı ilk geldikleri ay tüp bebek yapmıyoruz, bir ay hastayı hazırlıyoruz. Bütün tahlillerini yapıyoruz. Sonraki ay artık hastayı kabul ediyor ve ilaçlar başlıyoruz. İlaç tedavisi yaklaşık 11-12 gün sürüyor. Bu sırada da yine kontrollerimiz devam ediyor. Tüp bebeğin başarısı artsın diye çok sayıda yumurta elde etmek istiyoruz her zaman. Bu yumurtalar ameliyathanemizde toplanıyor. Aynı gün hastanın eşinden de sperm alıyoruz. Bu sperm ve yumurtalar laboratuvar ortamında birleştiriliyor. Orada da 3 ya da 5 gün büyütülüyor. Ardından kanun çerçevesinde 1 ya da 2 transfer yapılıyor, 11 gün sonra da sonuca bakıyoruz. Yani tedaviye başlandıktan yaklaşık 1 ay sonra sonuç alabiliyoruz” ifadelerine yer verdi.
İnfertilite Nedir?
İnfertilite halk arasında bilinen ismiyle kısırlık, gebeliğin oluşmaması veya oluşan gebeliğin devam etmemesi durumudur. Bir çift gebelik olmaması ile alakalı bir sıkıntı yaşıyorsa kadın ve erkek ayrı ayrı muayene edilir.
Erkeklerde infertilite anlaşılabilmesi için ilk olarak fiziksel muayene yapılabilir. Sperm sayısı, kalitesi ve spermde bir bozukluk var mı anlaşılabilmesi için sperm testi, hormon testleri yapılarak tanı konulabilir. Kadınlarda infertilite teşhisi için ise öncelikle vajina ve rahim sağlığını teşhis etmek için jinekolojik muayene yapılır. Bunun yanında kan tetkikleri, ultrasonografi, radyolojik görüntüleme ile ayrıntılı takipler yapılır. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda infertilite teşhis edilebilir.
Nesrin DEMİR