
Türkiye’nin farklı şehirlerini gezerek tarihi yapılarını birer sanat eserine dönüştüren 26 yaşındaki genç kent çizeri Ömer Faruk Yaşar, son dönemde yaptığı çalışmalarla adından söz ettiriyor. Kısa sürede sosyal medyada dikkatleri çeken Yaşar, gittiği şehirlerin tarihi yapılarını sketch (ayrıntılara girmeden yapılan resim) üzerine resmediyor. Erzurum’da da tarihi Çifte Minareli Medrese’yi çizen yetenekli isim aynı zamanda Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu.
Anlık çizimler yapıyor
Yeteneğiyle dikkatleri çeken Yaşar, resimle tanışıklığının çocukluğuna dayandığını ifade ederek, “Küçük yaşlardan itibaren resime ilgim vardı. Zamanla videolar izleyerek kendimi geliştirmeye başladım. Pandemi döneminde de bu işle uğraşmaya başladım. Kısa bir eğitimin ardından kendimi daha da geliştirerek, şu anki konumuma geldim. Zamanla çizimlerimin gelişmesiyle birlikte de, hem etrafımdaki insanların hem de sosyal medyadaki kitlemin dikkatini çekmeye başladım. Genellikle gittiğim yerlerde, şehirlerde anlık çizimler alıyorum. Kendimi de ‘gezer çizer’ olarak adlandırıyorum. Özellikle gittiğim yerlerin ikonik eserlerini resmediyorum. Sketch üzerinde çizimlerimi yapıyorum ve daha sonra detaylandırıyorum. Genellikle anlık çizimler yapıyorum. Yapıların önünde sketch almak beni daha da mutlu ediyor. Çünkü bir eserin karşısında birkaç saat durunca insanların meraklı gözleriyle karşılaşıyorsunuz. Özellikle çocukların dikkatini çekiyorum, meraklı sorularını cevaplandırmak beni motive ediyor. Genellikle bir eseri birkaç saatte yapabiliyorum” dedi.
Şehirlerin ruhunu yansıtıyor
Yaptığı kent çizerliği sayesinde şehrin ruhunu daha iyi anlayıp resmettiğini ifade eden Yaşar, “Kent çizerliği günümüzde pek bilinen bir meslek dalı değil. Bu yapılan çizimleri genel hatlarıyla mimari eskiz ile özdeşleştirebiliriz. Eserlerimde genellikle İslam mimarisine üzerine yapıları çizmeye çalışıyorum. Mesela Süleymaniye Camii, Ayasofya gibi... Erzurum’da ise Çifte Minareli Medrese’yi resmettim. Eserin karşısına geçerek birebir çizmeye çalıştım. Hem mimarisi hem ihtişamlı görüntüsüyle büyüleyici bir manzaraydı. Bende keyifle resmettim” diye konuştu.
Hem geziyor hem çiziyor
Gezdiği şehirlerde mutlaka gidip bir eseri de yerinde çizdiğini kaydeden Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle bir şehire gitmeden önce oranın önemli eserlerini araştırıyorum ve mutlaka gidip önünde resmediyorum. Örneğin; İstanbul Balat’ta yer alan Demir Kilise, Bursa’da Koza Han, Erzurum’da Çifte Minareli Medrese bunlar sadece birkaçı.
Bu tarz çizimler genellikle mimari yapıların çizimlerinde kullanılıyor. Bu işin temeli ise eski zamanlarda şehirlerin genel olarak manzaralarını ya da binalarını çalışan ve resmeden gravür sanatçılarını akıllara getiriyor. Eskiden fotoğraf ve sair olmadığı için bu tarz sanatçılar eserleri gözleriyle analiz ederek resmediyorlardı. Yaptığım çizimlerle kent hafızasını canlı tutmak istiyorum. Şehirler hızla değişiyor, eski sokaklar, dükkânlar birer birer kayboluyor. Benim amacım da bunları çizimlerle belgelemek”
Şeyma TAHİR
hayran kaldim, gercekten inanilmaz bir yetenek, umarim cok guzel yerlere gelir, kendisini cok tebrik ediyorum.
Gerçekten çok başarılı çizimler, Ömer'i tebrik ederim.