
Bugün 15 Temmuz…
15 Temmuz Şehitleri’ni Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü…
15 Temmuz gecesi akıllarını başkalarına kiraya veren, FETÖ terör örgütünün Türkiye’yi parçalama girişimine Türk Milleti hiçbir etnik, inanç, parti farklılığı gözetmeden sokaklara dökülerek darbeci hainlere cevap verişinin yıldönümü…
Cumhurbaşkanının Türk Milleti’ne önderlik ederek darbeye karşı milleti meydanlara çağırmasının, demokrasiye sahip çıkışımızın üzerinden koca dört yıl geçti…
Halk kadınıyla-erkeğiyle,çocuğuyla,yaşlısı ve genciyle; bayrağını alıp sabahlara kadar meydanlarda demokrasiye sahip çıktı.
Başkomutanın emriyle meydanlara çıkan Türk Milleti, büyük bir coşkuyla hainlerin olası bir hareketine karşı dimdik duruş sergiledi…
O gece öyle kahramanlık destanları yazıldı ki… O kahramanların kimisi Nene Hatun, Kara Fatma; kimisi Antepli Şahin ve Gazeteci Hasan Tahsin’di…
***
Hangi millet tankların altına yatan, sağanak gibi yağan mermilere göğsünü siper eden; asker elbisesi giymiş canilere direnen, öleceğini bile bile darbeci haini alnından vurup karargaha girmesini engelleyen kahramanlara sahiptir ?..
Dünyada dostum, müttefikim dediğimiz birçok devlet, ellerini ovuşturmuş hain darbenin başarıya ulaşmasını beklerken, Türk Milleti, 40 yıllık hazırlığı iki saat gibi bir zamanda yerle bir etti.
Meydanlara çıkarak dosta güven, düşmana korku saldı.
‘Esaret ve zilleti’ asla kabul etmeyeceğini bütün dünyaya ilan etti.
*
Bu millet; ‘Ankara Savaşı’ sonrasında mağlubiyetten ve yaşanan ‘Fetret Devri’nden sonra bir cihan imparatorluğu kurdu.
Çanakkale’de dünyanın en büyük askeri gücünü denizin dibine gönderdi…
Conk Bayırı, Seddülbahir, Kut’ül Amare ; Türk Tarihine altın harflerle yazıldı.
Mustafa Kemal önderliğinde Milli Mücadele’ye başladığımızda Samsun’dan yurda yayılan umut ışığı Erzurum ve Sivas’tan sonra tüm yurdu aydınlattı ve TBMM’nin kuruluşu ardından Cumhuriyetin ilanı ile Milli Mücadele, Milli İrade ve Cumhuriyet destanı yazdı.
***
Bu millet;
1960’ta, 71’de, 80’de, 17 Şubat’ta yapılan darbe ve muhtıralara anında sandıkta cevap verdi ve darbecileri millet iradesiyle lanetledi.
Tarihten ve Milletten dersini almayan zavallılar 15 Temmuz gecesi aynı müsamereyi sahnelemek istediler.
Vatikan Aklıyla hareket edenler, Türk Milleti’nin reaksiyonunu ve onlara atacağı tokatı düşünemediler…
‘Meydanlara İnin!..’ çağrısına millet koşarak iştirak etti.
Kimi tankın altına yattı, kimi göğsünü namluya siper etti.
Demokrasi adına şehitlik şerbetini içti ya da gazi oldular.
Canlarını hiç düşünmediler.
Çünkü ‘Vatan söz konusu olunca, gerisi teferruattı’
***
O gece Başbakan’dan tutunuz da Siyasi Partilerimizin bütün liderlerine kadar, herkes siyaseti bir kenara bıraktı; Millet bütünlüğünden ve Egemenliğinden yana saf tutuldu…
*
Ve Cumhurbaşkanı;
Mustafa Kemal’in Milli Mücadele yıllarında Millete seslendiği gibi o da seslendi.
Dedi ki;
‘Ey millet esaret ve zillet kabul eder misin’
‘Bu millete kimse esareti asla getiremeyecektir…’
‘Devleti sıfırdan kuracağız…
Süleyman Şah, Osman Gazi devleti hangi temeller üzerine bina ettilerse, biz de o irade ile şekillendireceğiz…’
Ve o irade ile FETÖ’cüleri birkaç saatte geri püskürttük….
*
O gece Gazi Mustafa Kemal’in Milli Mücadele inancı bütün şehirlerimizde kol geziyordu.
Bu ruh başka bir ruhtur…
Onlar, bu milletin imanını, inancını ve dirayetini tahmin edemediler…
Bu irade karşısında nasıl durulabilirdi ki…
*
Ve Erzurum…
3 Temmuz’dan 23 Temmuz 1919’a kadar şehre hakim olan Milli İrâde ruhu gece yine ayaktaydı…
Unutmayın;
O gün Cumhuriyet’i kuran ruh; Milli Mücadele ve Erzurum Kongresi’nin 101. Yılını kutladığımız bu günlerde Milli İrâde’nin hâkimiyetini ilelebet sürdürmek için yine nöbette….
15 Temmuz Şehitleri’ni Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü…
15 Temmuz gecesi akıllarını başkalarına kiraya veren, FETÖ terör örgütünün Türkiye’yi parçalama girişimine Türk Milleti hiçbir etnik, inanç, parti farklılığı gözetmeden sokaklara dökülerek darbeci hainlere cevap verişinin yıldönümü…
Cumhurbaşkanının Türk Milleti’ne önderlik ederek darbeye karşı milleti meydanlara çağırmasının, demokrasiye sahip çıkışımızın üzerinden koca dört yıl geçti…
Halk kadınıyla-erkeğiyle,çocuğuyla,yaşlısı ve genciyle; bayrağını alıp sabahlara kadar meydanlarda demokrasiye sahip çıktı.
Başkomutanın emriyle meydanlara çıkan Türk Milleti, büyük bir coşkuyla hainlerin olası bir hareketine karşı dimdik duruş sergiledi…
O gece öyle kahramanlık destanları yazıldı ki… O kahramanların kimisi Nene Hatun, Kara Fatma; kimisi Antepli Şahin ve Gazeteci Hasan Tahsin’di…
***
Hangi millet tankların altına yatan, sağanak gibi yağan mermilere göğsünü siper eden; asker elbisesi giymiş canilere direnen, öleceğini bile bile darbeci haini alnından vurup karargaha girmesini engelleyen kahramanlara sahiptir ?..
Dünyada dostum, müttefikim dediğimiz birçok devlet, ellerini ovuşturmuş hain darbenin başarıya ulaşmasını beklerken, Türk Milleti, 40 yıllık hazırlığı iki saat gibi bir zamanda yerle bir etti.
Meydanlara çıkarak dosta güven, düşmana korku saldı.
‘Esaret ve zilleti’ asla kabul etmeyeceğini bütün dünyaya ilan etti.
*
Bu millet; ‘Ankara Savaşı’ sonrasında mağlubiyetten ve yaşanan ‘Fetret Devri’nden sonra bir cihan imparatorluğu kurdu.
Çanakkale’de dünyanın en büyük askeri gücünü denizin dibine gönderdi…
Conk Bayırı, Seddülbahir, Kut’ül Amare ; Türk Tarihine altın harflerle yazıldı.
Mustafa Kemal önderliğinde Milli Mücadele’ye başladığımızda Samsun’dan yurda yayılan umut ışığı Erzurum ve Sivas’tan sonra tüm yurdu aydınlattı ve TBMM’nin kuruluşu ardından Cumhuriyetin ilanı ile Milli Mücadele, Milli İrade ve Cumhuriyet destanı yazdı.
***
Bu millet;
1960’ta, 71’de, 80’de, 17 Şubat’ta yapılan darbe ve muhtıralara anında sandıkta cevap verdi ve darbecileri millet iradesiyle lanetledi.
Tarihten ve Milletten dersini almayan zavallılar 15 Temmuz gecesi aynı müsamereyi sahnelemek istediler.
Vatikan Aklıyla hareket edenler, Türk Milleti’nin reaksiyonunu ve onlara atacağı tokatı düşünemediler…
‘Meydanlara İnin!..’ çağrısına millet koşarak iştirak etti.
Kimi tankın altına yattı, kimi göğsünü namluya siper etti.
Demokrasi adına şehitlik şerbetini içti ya da gazi oldular.
Canlarını hiç düşünmediler.
Çünkü ‘Vatan söz konusu olunca, gerisi teferruattı’
***
O gece Başbakan’dan tutunuz da Siyasi Partilerimizin bütün liderlerine kadar, herkes siyaseti bir kenara bıraktı; Millet bütünlüğünden ve Egemenliğinden yana saf tutuldu…
*
Ve Cumhurbaşkanı;
Mustafa Kemal’in Milli Mücadele yıllarında Millete seslendiği gibi o da seslendi.
Dedi ki;
‘Ey millet esaret ve zillet kabul eder misin’
‘Bu millete kimse esareti asla getiremeyecektir…’
‘Devleti sıfırdan kuracağız…
Süleyman Şah, Osman Gazi devleti hangi temeller üzerine bina ettilerse, biz de o irade ile şekillendireceğiz…’
Ve o irade ile FETÖ’cüleri birkaç saatte geri püskürttük….
*
O gece Gazi Mustafa Kemal’in Milli Mücadele inancı bütün şehirlerimizde kol geziyordu.
Bu ruh başka bir ruhtur…
Onlar, bu milletin imanını, inancını ve dirayetini tahmin edemediler…
Bu irade karşısında nasıl durulabilirdi ki…
*
Ve Erzurum…
3 Temmuz’dan 23 Temmuz 1919’a kadar şehre hakim olan Milli İrâde ruhu gece yine ayaktaydı…
Unutmayın;
O gün Cumhuriyet’i kuran ruh; Milli Mücadele ve Erzurum Kongresi’nin 101. Yılını kutladığımız bu günlerde Milli İrâde’nin hâkimiyetini ilelebet sürdürmek için yine nöbette….