Dün 10 Kasım’dı...
Türk Milleti’nin Ata’sını kaybedişinin 86. Yılı...
Geçen 86 yıl süresince, bu milletin O’na olan özlemi hiç dinmedi,
dinmeyecek de...
***
Milletlerin geçmişlerinde, destan kahramanları, devlet adamları ve halk önderleri her zaman olmuştur. Ancak hiçbir millet Türk Milleti gibi en zor anlarında dünyaya bile yön verebilecek bir lider çıkaramamıştır.
Türk tarihinde de böylesi liderler çok değildir.
Çok önemli zamanlarda devleti yöneten devlet adamlarımız olmuş, ancak yok olan bir milleti, yeniden ayağa kaldıran ve ona millet olma şuuru kazandıran liderlerimiz sayılıdır.
Türk tarihinde böylesi lider, Bilge Kağan ve Atatürk’tür...
Orta Asya bozkırının hakimi iken, Çinliler tarafından tutsak edilen ve esaret altına alınan bir millet, Bilge Kağan’ın önderliğinde boy boy, oba oba toparlanıyor ve gök sancak altında bir araya getirilerek Türk adının ilk defa telaffuz edildiği bir devlet kuruluyor.
Göktürkler...
***
Geçen yüzlerce yıl içerisinde Türk Milleti, Orta Asya’da büyüdü , coştu ve taştı...
Oradan Avrupa’ya, Anadolu’ya dağıldı.
Fetihler yaptı, ülkeler zaptetti, imparatorluklar kurdu.
Dünyaya nizam vermek ülküsü ile yola çıktılar.
Gittikleri yerlere adaleti, uygarlığı götürdüler.
Son konakladıkları yer Anadolu idi...
Bir ayağı Anadolu’da öbür ayağı Avrupa’da olan bu millet, ne yazıktır ki Asya’da yaşadığı entrikaların benzerlerini Avrupa ve Anadolu’da da yaşamağa başladı.
1900’lü yılların başında koca Osmanlı İmparatorluğu elindeki toprakların tamamına yakınını kaybetti ve Anadolu’ya sığındı. Birinci Dünya savaşının sonunda da Anadolu’daki toprakları da işgale uğradı.
***
Türk Milleti esir ediliyordu.
İnsanlar umutsuz, yorgun ve bitkin...
Yaşanan savaşlar Anadolu’yu bitirmiş.
Anadolu karanlık...
Anadolu bir ışık arıyor...
Çok geçmiyor, beklenen ışık Samsun’dan doğuyor.
Hızla, coşkuyla, katlanarak ve büyüyerek Amasya’ya, Erzurum’a, Sivas’a…
Ve...
Ankara’ya ulaşıyor...
Millet uyanıyor.
Silahını ve silah olabilecek neyi buluyorsa Ata’sının peşine düşüyor...
Bir yüce uyanış ki gözler çakmak çakmak, yumruklar memleket kadar...
Salyaları akan istilacılar bu yüce uyanışın karşısında durabilir mi...
Yedi düvel’e karşı muazzam bir vuruşma
Ve
Zafer...
Ve
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu...
En başta Gazi Mustafa Kemal
Ve
Türk Milleti...
***
Çıktık açık alınla
On yılda her savaştan
On yılda
On milyon genç yarattık her yaşta
***
1923-1933
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve geçen on yıl...
On yılda, çok işler başardık.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin oturacağı temelleri attık.
Siyasal ve Ekonomik bağımsızlık yolunda büyük mesafeler kat ettik.
Çağdaş uygarlığı yakalamada hedefler koyduk.
Millet, O’na inandı, bütünleşti
Ve
O’da Milleti için her şeyi yaptı.
Çünkü O, Milletini seviyordu ve Türk Milleti’nin bir ferdi olmaktan gurur duyuyordu.
***
Yıl 1938…
38’in bir 10 Kasım’ı...
Türk Milleti’nin atası artık yok...
Ama
Fikirleri var.
Genç nesillere hep daha ileriyi gösteren hedefleri var.
Kurduğu Cumhuriyet var.
Seksen milyonu aşan genç, aydın nüfusu ile,
Dünyanın dört bir yanına ulaşan insanıyla,
Yine dünyanın onyedinci büyük ekonomisi ile
Ele ele, gönülü gönüle,
Çocuğu, gence, yaşlısı
Kadını erkeğiyle,
Sevecenliği ve hoşgörüsüyle
Cumhuriyete inanmış ve kenetlenmiş
Türk Milleti,
Dün de
Bugün de
O’na inandı…
***
Aradan 86 yıl geçti,
Kıvancımızdan,
İlkelerimizden
Ve
Hedeflerimizden
Hiçbir şey kaybetmedik.
Türk Milleti’nin Ata’sı;
Seni
Ve
Kurduğun Cumhuriyet’i sonsuza kadar yaşatacağız.
Rahmet, minnet ve saygı ili anıyoruz...