Erzurum genelinde nüfusumuz büyük oranda düşmüş görünüyor. Hemen herkes nüfus düşüşü karşısında çeşitli yorumlar yapıyor…
Kimi nüfus azalmasını yaşanan yoğun göçe bağlıyor, kimi yanlış yazılmasına, kimi de numaralandırma ve kişisel hatalara…
Aslına bakarsanız nüfusun azlığı ya da çokluğu güçlü veya büyük olmanın bir göstergesi değil…
Önemli olan mevcut nüfusunuzla etkili ve bulunduğunuz coğrafyada sözünüzün dinlenmesi…
Şurası bir gerçek ki Erzurum halâ daha böylesi sözü geçen şehirlerden birisi…
Kanaatimce asıl olan mevcut nüfusumuzla nasıl kalkınabiliriz, sorusuna cevap aramak ve bulmak…
Önemli olan şehrimizi daha ileriye nasıl taşırız, bunun arayışı içerisinde olmalıyız.
*
Tarihi gelişimi içerisinde Erzurum’a baktığımızda, bu kent tarihi İpek Yolu kavşağının en önemli kültür ve ticaret merkezi olmuş. 1700’lü yıllarda kent nüfusunun yüz bin civarında olduğunu Evliya Çelebi ve Rus Yazar Aleksandr Puşkin söylüyor…
Erzurum Yolculuğu kitabında Erzurum’un eyalet nüfusunu 116 bin olarak veriyor…
Uzak Doğudan gelen ticaret kervanları Erzurum’da konaklıyor, ikmal yapıyor ve tekrar yola koyularak, Trabzon limanına ulaşıyor. Geri dönüşünde yine Erzurum’da konaklıyor, ikmal ve ticaret yaptıktan sonra Uzak Doğu yoluna devam ediyor. Tarihi kaynaklar bir günde Erzurum’a onlarca ticaret kervanının geldiğini ve burada konakladığını yazıyor. Yine kaynaklar bu kentte otuzun üzerinde iş kolunda esnafların çalıştığını ve ürettiğini yazıyor.
*
1900’lü yılların başında Erzurum nüfusunun on binler düzeyine düştüğünü, bunun sebebinin de yaşanan savaşlar ve buna bağlı olarak gerçekleşen göçler gösteriliyor. Cumhuriyet döneminde Erzurum, yine önemli bir ticaret ve kültür merkezi konumunu kazandı. Yatırımcı kuruluşların ve diğer kurumların bölge müdürlükleri burada kuruldu. Cumhuriyet döneminin en büyük kazanımı Üniversitelerimiz kuruldu ve geçen zamanda bölge kalkınmasında önemli görev üstlendi. Geldiğimiz noktada ikinci üniversite ETÜ ile birçok alanda güçler bir araya geldi ve yeni üretim yollarına aranmağa başladı… Erzurum, zaman içerisinde bir takım ekonomik dinamiklerini kaybetti. Bölgenin en önemli gelir kaynağı hayvancılık bir takım politikalar sonucu bitme noktasına geldi. Neyse ki son birkaç yıldır uygulamaya konulan bazı projelerle yeniden ivme kazanmaya başladı…
Bu doğrultuda Valilik ve Büyük Şehir Belediyemizin üretimi yükseltme ve istihdamı artırmaya yönelik çalışmaları son hızla devam ediyor. Şunun altını kalın çizgiyle çizmeliyiz ki gidenler gitti, ama dönüşleri olmadı.
*
Kalanları bu şehirde nasıl daha iyi yaşatırız, eğitim kültür düzeylerini daha yukarılara nasıl yükseltebiliriz, fert başına düşen geliri Türkiye ortalamasının üzerine nasıl çıkarabiliriz. İstatistik Enstitüsü’nün açıkladığı son rakamlar, kişi başına düşen GSMH’nın ve Fert Başına Düşen Milli Gelirin çok da yüksek olmadığı yolunda…
Çabamız; Hayvancılık ve Hayvancılığa bağlı yan sanayide üretimi yükseltmek, turizm ve Kış sporlarında gelirimizi artırmak olmalı...
*
Aslında bu şehirde iyi şeyler de olmuyor değil…
Bir defa çok verimli bir potansiyelimiz var...
Sonra başta hayvancılık sektöründe yeni üretim ve marka yaratmak üzerine; Turizm ve Kış Merkezini daha da geliştirme konusunda çalışmalarımız var…
Yeni istihdamlar peşindeyiz…
Üniversitelerimiz ve STK’larımız gayret içinde…
Bunlar şehir adına güzel gelişmeler…
Üreterek ve daha çok gayret sarf ederek kalkınacağız…
Sayın Özsoy, güzel bir konuya değinmişsin, kutluyorum... '' Mevcudu koruyarak kalkınmak,' ' diyorsunuz çok güzel; sizin dediğiniz gibi üretim, hayvancılık ve kış turizmi.... ilimiz için önemli! ama yeterli değil diyoruz daha hızlansın, artsın, deesteklensin diyoruz, selamlar...