Bu gün sevgiden , hoşgörüden bahsetmek istiyorum.....
***
Sevgi kavramı yüce Yaratan’ın insanların kalbine yerleştirdiği, dünyanın en güzel duygusu…
Gönül kapılarını bir insanı sevmeye ayıranlara ne mutlu.
Gönül kapıları diyorum, çünkü gönül kutsaldır ve ‘Gönül’ Yaratan’ın evidir…
Gönlünüzde sevgiye yer ayıramamışsanız, vay halinize…
Ya da gönlünüz sevgi ile dolu ise ne mutlu size…
Sakın gönül kırmayın ve kin tutmayın…
Hani Yunus’un dediği gibi;
“Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil…”
Ya da,
“Biz kimseye kin tutmayız
Ağyar dahi dosttur bize…”
Dizelerinde olduğu gibi yüreğinizin güzelliklerini insanlarla paylaşın.
Paylaşmayı bilmiyorsanız, öğrenin…
Paylaşılan sevgi çok daha büyüktür…
***
Hoşgörü…
Kusurları görmemek, affetmek…
Yunus’un dediği gibi “Yaratılanı Yaratan’dan dolayı hoş görmek…”
Ya da Mustafa Kemal’in uygarlığı bağışlama ve hoşgörü ile bir görmesi gibi…
***
Bir de “Kabul etmek” kavramı var…
İnsanları sevmek nefsinize çok ağır geliyorsa, nefsinize hakim olamıyor ve onun esiri oluyorsanız işte bu durumda birbirimizi kabul etmemiz gerekiyor.
İlla sevmek zorunda değilsiniz, ama kabul etmek zorundasınız…
Farklılıklarımızı zenginlik olarak bilmeli ve değişim için araç olarak görmeliyiz…
***
Söze sevgi ile başladık, öyle de bitirelim…
İnsanın bünyesini çürüttüğü yetmiyormuş gibi topluma da sirayet eden bu sevgisizlik illetinden kurtulmak gerekiyor.
Gönlünü sevgiye açamayan, sevgi ile düşünemeyen beyin çorak, sevgi ile göremeyen göz kördür…
Sevgi pınarlarınızın kurumasına müsaade etmeyin…
Çevrenizde olup bitenlere bigane kalmayın, eğer başınızı yastığa koyduğunuzda nerede hata yaptığınızı sorgulayabiliyorsanız bu da bir şeydir…
Unutmayın sevmeye, hoş görmeye, gücünüz ve cesaretiniz yoksa, saygı duyun, kabul edin…
Bu da erdemdir…