Çok yazıldı biliyorum, ama tekrar etmekte fayda var. Yusuf Tekin, Erzurum’da gündeme getirmişti; “"Tam tersine o okulların da ihtiyaçlarını gidermek için biz kendileriyle iletişim halindeyiz. Kim bunlar? Türk vatandaşı olan azınlık mensupları ve Lozan'daki mektup teatileriyle Lozan sonrası mektup teatileriyle kendilerine söz verdiğimiz yabancı okullar var. 12 tane yabancı okul var, Fransız, Alman, İtalyan okulu var. Bunlara biz Lozan'da taahhüt ettiğimiz için hiçbir problem çıkartmıyoruz.”
Yani bu Fransız okulları keyfi ve mütekabiliyet esaslarına uymadan açılmış ve faaliyette bulunuyorlar. Okulun kahır ekseriyeti ise Türk öğrencilerden. Bakan, “Bu iş böyle olmaz” diyor.
Peki birileri ne diyor?
Milli bir eğitim için müfredat nasıl hazırlarsın diyemiyor ama kullanışlı “tarikat” maymuncuğuyla yıpratma, yok etme savaşı veriyorlar. Kimi, Türk milletine hizmet için çalışan kim varsa işte onu! Son obje Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin.
Ertuğrul Özkök: Sayın Bakan, şimdi o iki okula da tarikatları mı sokmak istiyorsun?
O iki okul Fransızca eğitim yapan Türk okulu değil. Hayatımda bundan daha absürt bir şey duymadım.
Çok kültürlü, çok inançlı, çok etik kökenli öğrenciler bir arada okuduğu için; uluslararası dayanışma, kardeşlik duyguları çok gelişiyor.”
Tekin, “müstemleke” değiliz diyor!
"Türk vatandaşı olan azınlık mensupları ve Lozan'daki mektup teatileriyle Lozan sonrası mektup teatileriyle kendilerine söz verdiğimiz yabancı okullar var. 12 tane yabancı okul var, Fransız, Alman, İtalyan okulu var. Bunlara biz Lozan'da taahhüt ettiğimiz için hiçbir problem çıkartmıyoruz. Fakat enteresan bir biçimde Fransa bu mektuplarda da olmayan sadece müstemleke ülkelerine yakışan şekilde davranarak, Türkiye'de iki tane daha okul açmışlar.
"Okula müfettiş gönderiyoruz, okula almıyorlar. 'Türk öğrenci var mı' diye bakalım diye almıyorlar müfettişi. Şimdi 'siz bizi denetleyemezsiniz' diyorlar.”
"İlk fırsatta çözeceğiz denmesinin üzerinden 7-8 ay geçti, hala lütfedip bizi muhatap almıyorlar.
Ben de diyorum ki ya kardeşim bak biz sizin müstemleke sömürge, sömürdüğünüz ülkeler gibi değiliz. Biz bağımsız ve milli bir devletiz. Dolayısıyla bizim literatürümüze göre burada eğitim vermek istiyorsanız, bizim koşullarımıza göre hareket edeceksiniz. Gelin bu okulları meşru hale getirelim. Bunun karşılığında da sizden biz de Fransa'daki Türk vatandaşları için bazı taleplerimiz olacak. Sen benim oradaki vatandaşlarımızın taleplerini reddet, Türkçe, Türk kültürü derslerini engelle, burada kafana göre hareket et. Ondan sonra da biz resmi yazı gönderdik, 'okullara Türk öğrenci alamazsınız' diye.
Şimdi de büyük köşe yazarlarına yazılar yazdırıyorlar. Öyle saçma sapan bir yazı yazmış ki mesela çok büyük bir gazeteci diyor ki 'Milli Eğitim bu okullarda din kültürü dersi veremediği için okulları kapatıyor.' Gerçekten ahlaksızca bir yalan bu."