(Panikleyenlere iyi bakın)
Avni Özgürel, yeni konjonktür ile atılan adımların birilerini paniklettiğinin altını çiziyor. Önemli tespitler yapan yılların kurt gazetecisi;
“Ve bunun Türkiye’de olumlu karşılık bulma ihtimali kabardı. Bu Devlet Bahçeli çevresinde geliştirilen sürecin. Cumhurbaşkanının ‘şansı kaybetmemeliyiz, şansı kaçırmamalıyız’ sürecinin halk nezdinde de bir karşılığının olduğu görüldü. Ama Türk halkının, birisi ayranını kabartma ve geçmişte çözüm süreci denilen şeyde, orada nasıl Cumhurbaşkanını arkadan hançerledilerse, bikere daha sen misin bunu söyleyen al sana diye (ABD) hançeri indiriyor (TUSAŞ saldırısı).
Şimdi deliler ki halk bu TUSAŞ’a ne diyor, çünkü duyarlılıklarını biliyorlar insanların. Halkın. Hangi tuşa bastın mı halkın öfkeyle ayağa kalkacağını biliyorlar.
Bunu da akim bırakmak, bu ikinci bir çözüm süreci anlamında değil. Reformist bir yaklaşımı sayın cumhurbaşkanımız şekillendirmeyi arzu etmektedir. Türkiye hem içeride bazı düzenlemeler yapıyor, anayasa tartışmaları var. Öbür tarafta adli reform yasası hazırlanıyor. Açıklandığın da bazı şaşırtıcı şeyleri orada duyacağız.
Bütün bunların tam ortasına, yırtıp atmak için birisi, birileri uğraşıyor.
Musavat Dervişoğlu’nun hiç bu kadar konuşurken gördünüz mü? Bir partinin genel başkanı, kaç kişi tanır. Ama şuanda ettiği laflar, yok efendim idam urganı atmalar bilmem neler falan. Ve buna alkış tutanda var. Bütün bunlara baktığınız vakit, adamlar hangi düğmeye basacaklarını biliyorlar. Bugün Sayın Cumhurbaşkanının yurt dışında olduğu, MİT müsteşarımız, Dışişleri Bakanımız Türkiye dışında, toplantıdalar. İstanbul’da bir savunma sanayi fuarı, bütün bu arada, Türkiye’nin en önemli askeri tesisinin içinde böyle bir hadise yaşandı.”
Bir deyim vardır, bilirsiniz “evin danası içeri gelecek ama elin i…ti bırakmıyor” diye. Galiba tamda bunlar cereyan ediyor. İsrail, PKK/PYD üzerinde Türkiye’yi karıştırmak isterken Ankara’nın siyaset üretmesini engellemek isteyenlere dikkat kesilmek zorundayız.
Fail kim?
Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, Türkiye ve dünyada gelişmeler üzerine öngörüleri ile önemli bir isim. Öğün, durum tespiti açısından failin kim olduğunu soruyor. Ve şöyle devam ediyor;
“Şöyle düşünüyorum ben, fail kim? Yani bu işin faili kim. İki tane terörist mi? Yani onlarda ayrı bir hikâye ama o kısma girmeyelim. Hasta ruhlu iki kişi bulmuşlar, bu pis işi yaptırmışlar onlara. Bunun arkası esas önemli. Arkasını okumak, arkada ne var?
ABD dedik, hayır diyemeyeceğim ama bir şerh düşmek istiyorum. Şimdi şöyle bir dış dünya desteğinin göz önüne getirmeye çalıştım, PKK’ya dair. 80’li yıllar Eruh baskınıyla başladı. Sonra ok yaydan çıktı, filan. Kim vardı arkasında, yani bunlar nereden himaye görüyorlardı. Birden aklıma Bayan Mitterant, Fransa, 7-8 sene PKK Fransa ilişkileri. Sonra birden sahneye Bayan Claudia Roth çıktı. Fransa çekildi, tuhaf. Sonra Almanya PKK ilişkileri vs.
Şimdi bakınca, bugün ikisi de yok. Mutlaka belli bağlantıları devam ettiriyorlardır ama Fransa’da Almanya da yok. ABD, epeydir. Bilhassa Arap baharından sonra, bilhassa Irak dağıtıldıktan, Suriye darmadağın edildikten sonra. “