Avrupa Güvenlik Eylem Programı’nı duydunuz mu bilmiyorum. 150 Milyar Avro bir bütçe. AB ülkeleri, savunma alanında eksik oldukları için programa Türkiye davet edildi. 35 – 50 milyar avroluk bir pay alınması söz konusu. Türkiye’de, TAİ, TUSAŞ, ASELSAN, Havelsan gibi kamu şirketleri başta olmak üzere 3 bin 500 savunma sanayi şirketi bulunuyor. Pastanın büyüklüğünü düşünebiliyor musunuz? İşte bu pastayı Türk şirketlerinin almasının bize neler katacağını!
Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve İsrail, SAFE’ye Türkiye’nin dahil edilmesinden çok rahatsız. Ortak lobi faaliyeti yürütüyorlar.
Bu kısa bilginin ardında açık konuşmak istiyorum; Türkiye’de hala muhalif addeden siyasi partiler, gruplar, Marina Corina Machado’nun izinde olabiliyorlar. Machado, Siyonist İsrail’den ülkesini (!) bombalaması çağrısı yapmış, Netanyahu’ya methiyeler dizmiş, Venezüella’yı anahtar teslimi Siyonizm’e teslim etmeye gönüllü bir kadın siyasetçi.
Shay Gal שי גל @ShayGal84 İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı, sosyal medya hesabından Yunan tezlerini destekleyen şu paylaşımı yaptı:
“Evinizin anahtarlarını daha önce çaldığını bildiğiniz birine verir misiniz, sonra da içeri girdiğinde şaşırır mısınız? AB'nin yeni SAFE (Avrupa Güvenlik Eylemi) programıyla yaptığı tam da budur. Bu program, Avrupa'nın kolektif savunma tedarikini güçlendirmeyi amaçlayan 150 milyar € bir fondur.
Mevcut kurallara göre, ikili onay verilmesi halinde SAFE projelerinin yüzde 35'ine kadarı Türkiye de dahil olmak üzere AB dışı ülkelerden bileşenler içerebilir. Ankara, halihazırda "uygun koşullar" ve fona erişim için lobi faaliyetleri yürüterek, kendisini Avrupa'nın stratejik ortağı olarak konumlandırıyor.
Oysa yönetmeliğin 16. maddesi, bir üye devleti tehdit eden herhangi bir üçüncü ülkenin dışlanmasına olanak tanıyor; bu madde tam da bu tür durumlar için yazılmış bir madde. Uyardığımız gibi, Türkiye'yi SAFE'ye almak iş birliği değildir. Arka kapıyı açıp ışıkları açık bırakıyor.
Bu, İsrail Hayom'daki (8 Temmuz 2025) "Türkiye yeni İran" başlıklı analizimle doğrudan bağlantılı. Ankara'nın Akkuyu'daki nükleer projesi, balistik genişlemesi ve NATO dokunulmazlığını kullanmasının yalnızca Yunanistan ve Kıbrıs için değil, tüm Avrupa için giderek artan bir tehdit oluşturduğunu ayrıntılı olarak anlattım. Bu, Avrupa'nın en tehlikeli yanılsamasıdır: Bir düşmanı müttefik olarak görmek.”
Evet Shay Gal böyle düşünüyor. Siyonist İsrail’in gelecekte karşılaşabileceği güçlü bir Türkiye’nin önüne bent çekmek istiyor.
Peki ya biz? Bu Siyonist’in ardına mı takılalım!
Çırpınıyorlar!
Hayır, içerideki İslamcı, muhafazakar veya milliyetçi geçinen camialar için söylemiyorum! Atatürk’ün maskesi ardına gizlenenlere de demiyorum. Yunanlı bir haber sitesinden bahsediyorum, Siyonist Yahudilerden bahsediyorum.
East Med Monitor dijital haber sitesinde bir yorum; Yakın Doğu ve Doğu Akdeniz. Bir dizi uyarı yapmış ve uyarılarına Alman Dışişleri Bakanı Johann Wadephul (geçtiğimiz hafta sonu Atina’yı ziyaret ederek Türkiye’ye karşı engellemenin kaldırılmasını istedi. Yunanistan, boğazına kadar borçlu, alacaklı ise Almanya) Yunan Başbakan Mitsotakis, ve Güney Kıbrıs hükümeti başbakanı Christodulides’i etiketlemiş.
“AB ve ana sponsoru Almanya, Türkiye'nin SAFE Programına Dahil Edilmesi İçin Baskı Yapıyor. Çok basit: Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ı tehdit etmekten vazgeçmek için hangi önemli adımları atacak? Ege'deki casus belli ve gri alan iddialarını iptal edin Kıbrıs'taki işgal ordusunun boyutunu küçülterek savunma gücü haline getirmek ve Kıbrıs Ulusal Muhafızlarının 4 katı büyüklüğünde tam saldırı konuşlandırması yapmamak, Avrupa vatandaşlarının güvenliğini günlük olarak tehdit etmek Kıbrıs gemilerine ve uçaklarına uygulanan ambargoyu kaldırın! Güney Kıbrıs'taki MEB'e ilişkin saçma iddiayı durdurun O zaman konuşalım! Evet?”
Kıymetli okur ve Ey Büyük Milletim, onlar böyle çalışıyor işte!
Ya BİZ?