Cumhurbaşkanı ile Devlet Bahçeli’nin toplantısı vardı. Suriye ve içeride bazı gelişmeler var onunla ilgili. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir takım gelişmelerle ilgili olarak daha derinlemesine bilgilendirme yaptığı tahmin ediliyor Devlet beye. Bazı konularda kanaatlerini, düşüncelerini söyledi, hem de Devlet beyin bununla ilgili değerlendirmelerini aldı. Bir mutabakat sağladıklarını dışarı çıktıklarında ki yüz ifadelerinden anlaşılıyordu.
Süreç ile ilgili içeride farklı sesler de çıkıyor. DEM’liler partileri ziyaret etti. İkinci İmralı görüşmesi yapıldı. Açıklama yapılmadı. 15 Şubat’ı işaret edenler var. Bütün bu olup bitenleri Türkiye’nin yakın dönem hafızası konumunda olan Duayen Gazeteci Avni Özgürel de değerlendirdi. Özgürel, “Cumhurbaşkanı bir gece ansızın gelebiliriz dedi. Dışişleri Bakanı Fidan’ın tv’de, Hakan bey diyor ki ‘verdiğimiz ültimatom ortada, anlaştığımız adımlar atılacak. Bunların gerçekleşmesini bekliyoruz. PKK’lıların sınır dışına çıkartılması lazım. Liste var, ellerinde. Bizde de var isim listesi. Bunu ister yaparlar, ister yapmazlar. Gereğini biz yaparız. Askeri harekettir bunun gereği. Artık bu maskaralığın sonuna geldik’ kullandığı tabir bu, maskaralık. Şimdi acaba mı olacak mı? ABD ne diyor, Fransızlar ne diyor.
Kendi Dışişleri bakanımız bunu diyor. Evet, ABD bastırıyor, Tişrin barajında olanları görüyoruz. Orada bir takım müdahalelerde yapıldı. Ama daha fazlası yapılamadı şuana kadar. Dışişleri bakanının söylediği bu. Biz Suriye’de kimleri istemediğimizi söyledik, listeleri de verdik. Ve bu maskaralığın biran evvel son bulması lazım.”
Türk kamuoyu karşısında bunu söyleyen Dışişleri Bakanı, birileriyle görüşürken de ‘maskaralık’ demiyordur, ama bunları tekrar ediyordur. Suriye’de bu PKK son kartlarını oynuyor. Ama öbür taraftan bir başka şey var. Bu PKK, Öcalan veya şu bu sebepten, baskıyla silah bırakır mı? Ben diyorum ki adam ABD nin izni olmadan bırakabilir mi? Bunu silahlandıran güç ABD, parasını veren güç ABD: adam kendini silahlandıranlardan izin almadan silah bırakabilir mi? ABD bırak derse, Trump da değil CENTKON, merkez kuvvetler komutanlığı. Bunların hiçbirisi Trump’ın dışında gelmiyorlar. Ben hal ve karda Blinkın’in konuşmaları dahil, bunların Trump ekibiyle istişare halinde olduğunu düşünüyorum. Türkiye’yi ikna etmeye çalışıyorlar.
Adam PKK ile bazı anlaşmalar yapmış, taahhütler vermiş. Adamların ABD’de temsilcileri var. Bu işlerden haberi yok, veya Türkiye leyine bakıyor diye bakabilir miyiz sadece. Biz bir takım sürprizleri kutuları açınca görüyoruz.”
ABD’nin Ortadoğu Politikalarında başat aktör İsrail
Türkiye’nin önemli düşünür, siyaset bilimci ve büyük beyinlerinden Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün terörün tasfiyesinin gerçekleşmesi halinde Türkiye’nin uçacağını değerlendiriyor. Fakat bu sürecin önümde ciddi engeller olduğunu tespitini de yapıyor.
Prof. Öğün; “Tuhaf bir ABD başkanı, tuhaf bir ekibi var. Buradan ne çıkacak. Biden dönemine göre derin kırılmalar mı yaşayacağız. Bazı süreklilikler olacak mı?
Eğer mevzubahis olan Ortadoğu ise ben bugünlerde Biden Trump arasında bazı ihtilafların burada geçerli olmayacağı kanaatindeyim. Burada belirleyici olan İsrail çünkü. Bakın mırın kırın ettilerse de İsrail’in insanlığın en yüz karası harekatına Gazze de engel olabildi mi?
ABD’nin Ortadoğu’daki politikaları da başat aktör İsrail’dir. Dikkatinizi çekerim. İsrail kabinesi olağanüstü durum ilan etti. Daha önemlisi Türkiye ile savaşa hazırlanmak gündemi var. Bir rapor gelebilir. Tik-Tenk, hükümete yakın, Netenyahu ekibine yakın, böyle bir rapor hazırlaya bilir. Bu durumdan vazife çıkarıyorlar. Hazırlandılar oturdular. Yarın bir Türkiye savaşında ne yapmamız lazım. Ordumuzun durumu ne?”