(Türkiye’yi kimse tutamaz)
Prof. Öğün, bu Türkiye’nin aynı zamanda tersine olarak zayıflaması, bölgede, kendi içinde gücünün zayıflamasına yol açar. Trajik durumlarda trajik kararlar alırsınız.” tespitini yapıyor. Öğün, gelişmelerin, Erdoğan’da, Bahçeli’de ‘darlanma’ yaptığını belirtiyor ve “Darlanmayan kimse yok. Biz darlanıyoruz ama İsrail’de darlanıyor” diyor.
Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün;
“Erdoğan ve Bahçeli görüşmesinde ‘bir darlanma görüyoruz’ mu? Darlanmayan kimse yok şuaralar buralarda. Darlanmayan kimse yok, en avantajlı olan Türkiye, ama bakın biz darlanıyoruz. Ama İsrail’de darlanıyor. Ciddi darlanıyor.
Rum kesimine gidip deniz yetki alanlarını konuşuyor.
Türkiye eğer tarihsel olarak kendine çok aşina olan bu iki coğrafyada Suriye ve Irak’ta bir şekilde nüfuzunu gücünü geliştirdiği kendi tarihsel tecrübesinden, devşirdiği bir takım modelleri falan aktarma başarısı gösterirse, Türkiye’yi kimse tutamaz. Türkiye hesaplanamaz ve kontrol edilemez bir güç haline gelir. Bunu gayet iyi biliyorlar. Onlar açısından söylüyorum.
Bu böyle maalesef bazı gördüğüm kadarıyla, bunu karar alıcılar karşılayacak. Biz sadece bir takım tespitler yapıyoruz. Millet onları bunları seçsin diye seçti.” değerlendirmesini yaptı.
Suriye’de muhatap ABD!
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un gereksiz açıklamaları üzerine;
"Avrupa'daki bazı küçük ülkelerin Amerika'nın şemsiyesi altında belli operasyonlara katılıp oradan söz söylemeyle ilgili geliştirdikleri politikaların ne kendilerine ne de bölgeye açıkçası katkı yaptığını düşünmüyorum. Amerika'nın olmadığı bir yerde kendileri bölgeye gelip, operasyon ve askeri güç bulundurabiliyorlarsa, görelim. Bunun böyle olmadığını biliyoruz. Amerika'nın gücünü kullanarak, onun arkasına saklanarak kendi menfaatlerini ilerletme konusunda söz söyleyen ülkeleri, açıkçası dikkate almıyoruz. Bu konudaki muhatabımız Amerika'dır. Amerika ile konuşuyoruz, arkasına takılan ülkelerle değil.” açıklamasını yapmıştı. Fransa’da ciddi yankı buldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, parti kongrelerinde üstüne basa basa söylüyor. Son olarak Urfa ve Diyarbakır’dan şu mesajı verdi: “Bölücü örgütle sınırlarımız içinde ve dışındaki Kürt kardeşlerimizi aynı paranteze alarak ahkâm kesen yabancı mihraklara şunu hatırlatmak isterim: Sizin bildiğiniz kadar bizim unuttuğumuz var, sizin bir hesabınız varsa bizim de bir hesabımız var. Terörle demokrasi yan yana olmaz, terörle siyaset aynı kapta bir arada bulunmaz. Gelinen tarihî yol ayrımında tercihler daralmıştır. Bir tarafta meşruiyet, hukuk, demokrasi, kalkınma, refah ve huzur var; diğer tarafta daha fazla istikrarsızlık, gerilim ve huzursuzluk var. Bir yanda kardeşliğin egemen olduğu Türkiye Yüzyılı var, diğer tarafta emperyalistlerin kanlı senaryoları var. Milletimiz müsterih olsun. Ya namlusu ülkemize dönük o silahlar gömülecek ya da Türkiye’ye silah doğrultanlar gömülecek. Bunun haricinde üçüncü bir yol, alternatif mevzubahis değildir.”
Terör örgütlerinin nafile umutları ile ilgili bir tespit Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’dan geldi. Lavrov: Suriye'deki Kürt örgütlerini, Irak ve Türkiye'nin bir Kürt devletine asla izin vermeyeceği konusunda ikna etmeye çalıştık. Ancak Amerikalıların sonsuza kadar orada kalacaklarını ve orada sözde bir devlet kuracaklarını düşündüler.”
Atlantic Council (ABD/Analiz) "Sadece bir ay önce çok az kişi Türk Dışişleri Bakanı Fidan'ın Kasyun Dağı'ndan Şam'ı izleyeceğini tahmin ediyordu. Türkiye artık Suriye'de kilit oyuncu ve Trump yönetimi, YPG'nin son kullanma tarihini belirlemek zorunda." (Kynk:Adem Kılıç)
Şimdi, Türkiye hızlı biçimde terörün tasfiyesini gerçekleştirip açılan alanlarda refahın ve huzurun yeşermesi için çalışıyor. Er veya geç mi olur bilemeyiz. Fakat olacak b