Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti veya Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz yıl ifade ettiği şekliyle Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Türkiye’nin yalnızca Akdeniz’deki varlığı ve konumuyla ilgili değil, aynı zamanda dünyaya açılmasındaki stratejik, jeo politik bir üs özelliğine de sahip. Harita üzerinden baktığınızda bu bağlamda Suriye ve Kıbrıs’ın ne denli önemli olduğunu daha iyi anlayabileceksiniz.
Kıbrıs’ta Türk varlığı, çevresindeki yeraltı kaynaklarının ötesinde emperyalist hesapların paramparça olması anlamına da gelmektedir. Türkiye’nin önemli isimlerinden Hasan Köni Kıbrıs için şu tespitleri yapıyor;
“Kıbrıs için söylediğim cümle şu; burda bizimle jeopolitik açıdan yarışan devletler, yani İsrail, Yunanistan, birkaç devlet daha. Hep batılıların desteğiyle kurulmuş devletler. İsrail’i ABD kurdurdu, Yunanistan’ı İngiltere kurdurdu. Finans çevreleri bilmem ne etkileri. Ermenistan’ı Rusya kurdurdu, İngiltere destekledi.
2004’te büyük hata yapıldı!
Türkiye ve Kıbrıs, Türklerin gücü, Türk ordusunun gücüyle kuruldu. O yüzden, finans çevrelerinin domates verelim şunu alalım meselesi değil. Fakat değişen ortamda 2004’ten itibaren büyük bir yanlışlık oldu, Annan planı, bizde AB’ye giriyoruz diye Kıbrıs’ın AB’ye girmesi tanındı. Şimdi AB girmesi tanındı. Hemen çevredeki ülkelerle deniz anlaşmaları yapmaya başladı. Hemen 2004’te. Allah’tan ki Annan planını Rumlar reddetti. Yoksa biz kabul etmiştik, olay bitmişti.
Bakın üç konu birden var, ana vatan, yavru vatan, mavi vatan. Yani Türkiye’nin doğu Akdeniz çevresi Ege’ye kadar, Egede önümüzdeki adalarla önü kapanmış durumda. Bütün bu sistemi gidiyor Kıbrıs’ta. İsrail için önemli, dış hatlarını tutuyor. Peşinden petrol bulmaya başladılar, gaz bulmaya başladılar. Halbuki çok önceden Adanın ve Türkiye tarafında petrol vardı. Kavga çıkmasın diye basına vermediler.
Orada yan yana bulmaya başladılar. Peşinden bu Ortadoğu olayları, İngiltere açısından önemli iki üs, Süveyş’i kontrol ediyor. İngiltere zayıflayınca ABD girdi işin içine. Şuanda karşımızda Güney Kıbrıs Rum yönetimi, İngiltere, üslerde bulunan ABD, İsrail ve Yunanistan var.
Bunların petrol, gaz, stratejik, güvenlik, çevreyi, Ortadoğu’yu kontrol etme. Bütün bu sistem içinde tek rahatsız oldukları şey, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Orada Türk ordusunun bulunması, bunu nasıl çözeriz, federasyonla çözeriz. Nasıl olacak (Kıbrıslı Türklere diyorlar ki) Federasyon olunca AB’ye gireceksiniz, zenginleşeceksiniz.
Fakat bilmedikleri bir şey var, AB, Trump sayesinde iflasa gidiyor. Silah üretiyor, Amerikan silahları alacaksınız, Amerika petrolü alacaksınız. Ruslardan almayacaksınız. Peşinden Amerika gümrükleri, gelen göç, hala Rusya ile savaşma çabaları. Para, kendi aralarında da NATO gibi bir sistemde kurmuşlar. Herhalde orda yaşayanların gözünde, AB’ye girersek kurtuluruz zenginlik içinde yaşarız.
Rauf Denktaş diyor ki, adada Türkler vardır, Rumlar vardır. Adanın doğuştan var olanlarını söylerseniz, adanın eşekleri Kıbrıslıdır. Şimdi bu yapı içinde bir seçime gidiliyor. ABD bu olayın içine gelmiş, buraya savunma sistemleri konmuş. Güney Kıbrıs askerleri ABD’de yetişiyor. Savunma sistemlerini kime karşı kullanıyor.
Aralar buraya İsrailliler çok geldiği için, haftada 104 uçuş, Rum tarafının sol kesimleri var. Diyorlar ki çok yerleşme oldu, bazı mahallelere giremiyoruz falan.”
Kıbrıs’ın İsrail için önemi?
İsrail, Türkiye’yi Suriye ve Kıbrıs’ta etkisizleştirmek için her unsuru ve enstrümanı kullanıyor. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile çeşitli antlaşmalar gerçekleştirdi. Yunanistan ve Rumlar, İsrail kayığına binerek Türkiye’yi Kıbrıs ve Ege’te etkisizleştirebileceğini düşünüyor.
İsrail ve Yunan kesimi, Türkiye’nin AB’nin SAFE programına alınmaması için ısrarlı bir propaganda yürütüyor. İsrail’in kayığına binen yalnızca bunlar değil. PKK’da aynı kayığa binerek tehditler savuruyor. Geçtiğimiz hafta PKK’nın sözde yöneticilerinden Duran Kalkan’ın “Dananın kuyruğu Kıbrısta kopacak söylemi ki, 2024 Ekim’inde tekrar söylemişti.