“250 yıllık hesabı bozan “AKIL”
Hesap eski, tam 250 yıl önce açılmış. Şimdi Türk Devleti, o hesabı yırtıp atmakta. Büyük oyunları, tuzakları bozmakta kararlı. Dicle’nin kuzularını çakallara yedirmemek için bütün hesapları alt üst eden bir stratejiyi uygulamaya koyuyor. Bilinsin ki, bu iş siyasi hesaplara kurban edilemeyecek kadar büyüktür. Bilinmelidir ki, sandık hesabı güdenlerin kıt aklına da bırakılabilecek bir mesele değildir.
Başa dönelim; Rusların bu tespit ve uygulamaları kısa sürede semeresini vermeye başlar ve bazı Kürt aşiret reisleri Rus himayesini kabul edeceklerine dair söz verir. “Paskeviç’in bu raporu Rus makamlarında hararetle destek görmüş ve imparator 10 bin Kürt süvarisinin askeri alanda istihdamı ve bölgedeki diğer Kürt aşiretlerinin elde edilmesi için 100 bin altının hemen gönderilmesini emretti. Paskeviç hiç vakit kaybetmeden harekete geçerek “Türkiye Vilayetleri Ahalisi” başlığıyla yayınladığı beyannamede, Rusya’nın Osmanlı devletine harp ilan ettiğinden bahisle, kendilerinden alınacak erzakın para mukabilinde olacağını ve Rus imparatorunun himayesine girmelerini teklif ediyordu.
Bu muharebede sadece Yezidi Kürtlerinin reisi Ruslara destek vermiş, bunun karşılığında ise oldukça yüklü maddi menfaat temin etmiştir. General Paskeviç kumandasındaki Rus ordusu Kafkas cephesinde Osmanlıya karşı büyük başarı kazandı ve Sohum, Kars ve Erzurum kaleleri Rusların eline düştü.
1 Temmuz 1854 tarihine kadar, harp ilan edildiği esnada Ruslara sadakat gösteren Kürt aşiret reislerine, hudut ötelerinde Kürtlerin harekâtını yönlendiren gizli ajanlara ve çeşitli aşiret reislerine olmak üzere toplam 2150 altın sarf edildi. Bütün bunlara rağmen harp ilan edildiği zaman Osmanlı-Rus hududundaki birçok aşiret Osmanlı ordusuna katılarak Ruslara karşı savaşmıştır.” (Fatih Ünal)
Hal böyleyken, Türk Devlet aklının ortaya koyduğu stratejiyi akamete uğratmaya çalışmak acaba kimin hesabının tutmasını sağlar, düşünmek gerekmez mi?
Osmanlı ordusunun zayıf düştüğü cephelerde, mal-mülk ve arazilerinin elden gitmesinden korkan bazı Kürt aşiretleri Ruslara itaatlerini bildirmek zorunda kalmıştır. Bu aşiretlerden bazılarının reisleri Ruslar tarafından çeşitli hediyelerle taltif edilmişler ve Rus harekâtına yardım vaadinde bulunmuşlardır. Rus miralayı Boris Melikof Kızılkilise köyü Kürt aşiret reislerinden Kasım başta olmak üzere diğer bazı aşiretlerin önde gelenleri ile Ocak 1854’te anlaşma yapmıştır
Miralay Boris Melikov yapılan müzakereler esnasında Kürtlere çok miktarda kıymetli hediyeler takdim etmiş, iki taraf arasında yapılan anlaşmada arabuluculuk yapan Ahılkelek ahalisinden Abdullah Efendi’ye de gayretlerinden dolayı 450 ruble verilmişti. Bu anlaşmaya rağmen Kürtler sözünde durmayarak Osmanlı ordusuna karşı Rusların yanında harbe iştirak etmemişlerse de Kars, Bayazıt ve Van yörelerindeki Kürtlerin birçoğunun Ruslara karşı direnişini de engellemişlerdir
Buna mukabil yine bu harpte Van ve Muş yöresindeki halk gerek Ruslara gerekse onlara hizmet eden Kürt aşiretlerine karşı düşmanca bir tavır almışlardı. (Kaynak: https://dergipark.org.tr/ Fatih Ünal) “Rusların Kürt Aşiretlerini Osmanlı Devleti’ne Karşı Kullanma Çabaları”, Karadeniz Araştırmaları, Cilt: 5, Sayı: 17, Bahar 2008, s.133-152.)
Prof. Dr. A. Haluk Dursun hocanın “Dicle’nin kuzularını çakallara yedirtmeyeceğiz” sözünün nelere tekabül ettiğini kavramak gerekmiyor mu